İktidarla değil de savcıyla kavga etmek

Üç nedenden dolayı:

*

- BİR: Savcı, siyasetçi değildir. Siyasetçilerle laf yarışı yapamaz, polemiklere girişemez. Siyasi tartışmalar, siyasetçiler üzerinden yapılır. Savcı üzerinden yapılmaz.

*

- İKİ: Savcı, sadece Beşiktaş Belediyesi’yle ilgili soruşturma yürütmüyor. Onun adıyla sanıyla siyasi polemik sahasına çekilmesi, soruşturduğu tüm davaları etkiler. Yani yargı, yıpratılmış olur.

*

- ÜÇ: Savcıların teröristler tarafından katledildiği bir ülke burası. Savcıya parmak sallamak, hele Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı gibi savcının evlatlarını bile işin içine karıştırmak, savcıyı ve ailesini hedef haline getirir.

*

Peki savcının yürüttüğü soruşturmaların siyasi olduğu düşünülüyorsa ne yapılacak?

Yapılacak olan bellidir:

*

İktidarın yargı politikaları eleştirilecek. İktidarın Adalet Bakanı eleştirilecek. İktidarın yargı üzerindeki etkileri eleştirilecek.

Kısacası: İktidar eleştirilecek.

MANSUR YAVAŞ DA KAFAYI ÇIKARDI

CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın, attığı bir tweet nedeniyle polisler eşliğinde savcılığa getirildi.

Bu arada Cem Aydın’ın evinde polisler tarafından arama yapıldığı da iddia edildi.

*

Mansur Yavaş da “evde arama” olayıyla ilgili olarak...

“Tweeti atmış, bitmiş. Ne arıyorsunuz evde? Atılmayan tweetleri mi” diye mizah soslu bir paylaşım yaptı.

*

Bu zamana kadar bu tür konuları genellikle sessiz sedasız geçiştiren Mansur Yavaş, ne oldu da CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın için böyle bir paylaşım yaptı?

*

CHP içinde “İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklansın” diye kampanya yapanlar var ya...

Galiba Mansur Yavaş, “Ben de varım” mesajı vermek istiyor.

SERENAY İLE MERT’İN BAKIŞMA FOTOĞRAFLARI İÇİN 7 AFORİZMA

- AFORİZMA BİR: Hakiki bir aşk, hiçbir zaman şova ihtiyaç duymaz.

*

- AFORİZMA İKİ: Aşk, gösterilecek bir şey değildir, yaşanacak bir şeydir.

*

- AFORİZMA ÜÇ: Hiçbir gerçek âşık, kendini aşkını kanıtlamak zorunda hissetmez.

*

- AFORİZMA DÖRT: Aşk, fotoğraf makinesini görünce coşan bir şey değildir.

*

- AFORİZMA BEŞ: Gerçek aşk da reklam aşkı da... Başkalarına çarpan etkisiyle yansır.

*

- AFORİZMA ALTI: Bir aşk, sahteliği konusunda sorgulanıyorsa gülmez, kahrolur.

*

- AFORİZMA YEDİ: “Bakın biz nasıl da çok âşığız” rolü, “Bakın biz nasıl da az âşığız” diye algılanır.

SANATÇILAR İÇİN ARABİSTAN ÖĞÜTLERİ

“Yallah Arabistan’a” demeyin.

Arabistan aşağılaması yapmayın.

“Atam Araplardan uzak durun demişti” diyerek olaya Atatürk’ü alet etmeyin.

Gaza gelmeyin.

*

Çünkü...

Arabistan’da para çok.

Paranın da yüzü tatlı.

Kendinizi bir anda Riyad sahnelerinde bulabilirsiniz yani.

KALENDERMEŞREP BİR HOCA

Beşiktaş’ın yeni hocasına “Hocam sizin soyadınız bizim için çok zorlu. Bir türlü telaffuz edemiyoruz. Bize öğretsenize” demiş gazeteciler.

Hoca, öyle bir telaffuz etmiş ki soyadını... Çin alfabesini sökmek bile daha kolay.

*

Fakat hoca, çok kalendermeşrep biri çıkmış.

“Zorlamayın çocuklar. Benim ilk adım Ole’dir. Siz bana ‘Ole’ deyin” demiş.

*

Ole, bizim için leblebi çekirdektir. Oleyyy diyoruz buna.

UÇAK PAKETLEMESİNİN FOTOĞRAFI

Dünkü Hürriyet’in sayfalarından aldım bu fotoğrafı.

Bu fotoğraf, kırmızı bültenle aranan iki çete reisinin Ermenistan’da paketlenip Türkiye’ye getirilişinin fotoğrafıdır.

*

Çetecilerin bağlanma biçimleri, uçağın içindeki gerilim, polislerin teyakkuzu falan...

Çok sinematografik geldi bana.

CHP’NİN ‘GETİR SANDIĞI’ DEMESİ BİR TÜR TELAFİ TALEBİ GİBİ

Çok tuhaf bir parti bu CHP.

*

En uygun zamanda...

Yani yerel seçimin hemen ardından “Getir sandığı” demek yerine “Erken seçim istemiyoruz” dediler.

*

En yanlış zamanda...

Yani AK Parti biraz olsun derlenip toparlanmışken “Getir sandığı” diye kampanya yapmaya başladılar.

*

Okullarda telafi sınavı olur ama siyasette telafi talebi olmaz.

NEŞET ERTAŞ İÇİN ONURDUR

Celal Şengör, “Neşet Ertaş’ı tanımıyorum. Adını duymadım” demiş.

*

Neşet Ertaş’ı tanımak bir zorunluluk değil.

Ancak Türk halkı üzerine fikirler ileri süren bir bilim insanının Neşet Ertaş olgusuna kayıtsız kalması büyük eksiklik.

*

Ne diyorum ben ya!

Söz konusu olan Celal Şengör.

Onun Neşet Ertaş’ı hiç tanımaması, Neşet Ertaş açısından sonsuz bir onurdur.

*

Yani Neşet Ertaş, mezarından bile arifçe dersler veriyor yani.