Paylaş
Şöyle şeyler:
*
Yanı başımızda, yani Suriye’de:
- “Terör devleti” hayali, gerçekten de suya düşüyor gibi.
- YPG elebaşı Abdi’nin eski havası yok. Geri adım atıyor gibi.
*
İçimizde, yani Türkiye’de:
- DEM / Öcalan görüşmesinden olumlu bir hava çıkmış gibi.
- Bahçeli’nin ısrarıyla başlayan süreçte yeni bir paradigma devreye girecek gibi.
*
İki süreç var yani. At başı giden iki süreç:
- Birinde bir büyük hayal batıyor.
- Diğerinde bir büyük umut doğuyor.
*
Batan hayal:
Sınırlarımızın yanı başında bir terör devletinin kurulma hayali.
*
Doğan umut:
Sınırlarımızın içindeki terör olgusunun tarihe karışması umudu.
*
Sosyal medyada bu tür durumlar için “Ay hadi inşallah” mı deniyordu?
‘BEBEK KATİLİ’ DİYEREK SÜRECİ BALTALAYANLARA ÜÇ İTİRAZ
- İTİRAZ BİR: Silahlı terör örgütü PKK’yı kuran irade, bu örgütü tarihin tozlu sayfalarına gömecekse... Neden denenmesin? Yeni şehitler vermeden gerçekleşecek olan bir çözüme neden karşı çıkılsın? İktidarıyla muhalefetiyle tüm ülkenin bu sürece omuz vermesinin kime ne zararı olur ki?
*
- İTİRAZ İKİ: Tamam, bu yöntem daha önce denendi. Tamam, başarı elde edilemedi. Denenmiş yöntemlerden dersler çıkararak yeni bir deneme daha yapılamaz mı? Her denemenin başarısızlıkla sonuçlanacağına dair bir kural mı var? Yeni konjonktür, yeni denemeye şans veriyor olamaz mı?
*
- İTİRAZ ÜÇ: “Abdullah Öcalan bebek katilidir. Onunla temas kurulmaz” cümlesini kurmak çok kolaydır. Hiçbir riski yoktur. Alkış getirir. Ama bu cümlede ne bir sorumluluk vardır ne de umut. Asıl zor olan gelecek tepkileri göğüsleyerek sorumluluk almaktır. Umut buradadır. Gerçek milliyetçilik buradadır.
OYUNA GELMEYELİM
“Suriye’de Alevi katliamı var” diye kampanya yürütenlerin asıl amacı...
Türkiye’de yaşayan Alevileri huzursuz etmektir.
*
“Suriye’de Alevi katliamı var” diye kampanya yürütülenlere karşı çıkarken...
Türkiye’de yaşayan Alevileri huzursuz etmemek gerekir.
ARAPLARDAN BİZE NE
Kısa bir süre öncesine kadar...
- Araplardan bize ne?
- Aman Ortadoğu bataklığına bulaşmayalım.
- Uzak duralım bunlardan.
- Yüzümüzü hep Batı’ya çevirelim.
Falan diyerek Suriye’ye yaklaşanlar, Esad’ın devrilmesinden sonra işleri güçleri bırakıp Suriye’ye odaklanmış durumdalar.
*
Suriye’yle yatıyorlar, Suriye’yle kalkıyorlar:
- Mesela Suriye’ye demokrasi gelecek mi diye kaygılanıyorlar.
- Mesela Ahmet Şara’nın sözünde durup durmayacağını merak ediyorlar.
- Mesela sürekli Lazkiye hattından gelecek olumsuz haberlere odaklanmış durumdalar.
- Mesela sürekli HTŞ’nin açığını arıyorlar.
*
Bunlara “Araplardan bize ne abi” sözünü sürekli hatırlatmak lazım.
NEVZAT OLAYI
Narin davasının ilk günleri...
Şöyle deniyordu:
*
Bütün suçu Nevzat’a yükleyip yırtacaklar. Arkası sağlam aşiret bunlar. Olan gariban Nevzat’a olacak.
*
Narin davasında karar çıkınca...
Şöyle deniyor:
*
Cesedi gömen Nevzat nasıl yırtar? Nevzat’a verilen ceza niye müebbet değil. Olmaz böyle şey.
*
Duruma uygun uydurduğum özdeyiş:
*
Sosyal medya vıdıvıdısında tutarlılık aranmaz.
EN AZILI MAFYADA BİLE YOKTUR BÖYLE OMERTA
Anne, amca, baba, abi falan...
- Haftalardır çözülmediler.
- Haftalardır itirafa yanaşmadılar.
- Haftalardır içlerinden birini ele vermediler.
- Haftalardır ‘neden’ sorusuna yanıt vermediler.
- Haftalardır ‘nasıl’ sorusuna yanıt vermediler.
- Haftalardır geçiştirdiler, idare ettiler.
*
Hepsini geçtim:
Ağırlaştırılmış müebbet bile çözemedi bunların dilini.
*
En azılı mafyada bile görülmeyen bu tuhaf omertaya karşı mahkemenin bu aileye verdiği cezayı sonsuz destekliyorum.
ATATÜRK’ÜN UŞAĞI CEMAL GRANDA
Elimde kitabı var Cemal Granda’nın.
“Atatürk’ün Uşağı’nın Gizli Defteri” isimli kitabı okurken...
Bildiklerim kadar bilmediklerimle de karşılaştım.
*
Hoş, tatlı bir dili var Cemal Granda’nın.
Atatürk’ün yanı başında tanık olduklarını anlatıyor.
Bazen de tanık olmayıp duyduklarını.
*
Kitapta bazı beyaz palavralar da yok değil hani.
Cemal Granda bazen rolünü epey abartmış.
Ama Atatürk’ün insan yönünü anlamamızı sağlayan çok anekdot anlatmış.
*
Art niyetli okuyanların da iyi niyetli okuyanların da bol bol malzeme bulabilecekleri bir kitap bu.
Paylaş