“Bu fuar bu şekliyle gitmez, gidemez.
İZFAŞ bir an önce sektör bileşenleriyle bir araya gelip OLIVTECH’e yeni bir yol haritası çizmeli.
Çizilmezse ne mi olur?
Üretici çoktan ‘İstanbul’ demeye başladı bile!” demiştim.
Sağ olsunlar, İZFAŞ’tan çıt bile çıkmadı.
Ama toplumun farklı kesimlerinden çok sayıda telefon, mailvs. geldi.
Bunlardan biri de Haluk Mesci…
Haluk Bey, reklam sektörünün duayenlerinden.
İstanbul’dan gelip Alaçatı’da sıra dışı bir projeye imza atan Dr. Bülent Özcan’ın hikâyesine yer vermiştim.
“O aslında iktisat mezunu.
Yüksek lisansını insan kaynakları üzerine yapmış.
Türkiye’nin ilk yazılım şirketlerinden birini kurmuş.
15 yıl çalışmış, üretmiş.
Sonra...
Doğup büyüdüğü güzelim İstanbul’un ellerinin arasından kayıp gittiğini, mutsuz olduğunu, boğulduğunu hissetmiş.
Ve iki bavula sığdırdığı eşyaları ile bisikletini yanına alarak Mayıs 2013’te tabir yerindeyse Alaçatı’ya sığınmış.
Ben bir zeytin ve zeytinyağı tutkunuyum.
Dolayısıyla bu ikiliyle ilgili hiçbir etkinliği kaçırmamaya çalışırım.
Yazmakta biraz geciksem de bu yıl 23-25 Mayıs’ta 11’incisi düzenlenen OLIVTECH’e (Zeytin, Zeytinyağı, Süt Ürünleri, Şarap ve Teknolojileri Fuarı) de katıldım.
İlk gün birkaç saat, son gün ise son saate kadar fuarizmir’deydim.
Şahsi düşüncem bugüne kadarki en zayıf OLIVTECH olduğu.
Bunu gerek açılan stant sayısından gerek ziyaretçi sayısı ve profilinden de anlamak mümkün.
Zaten oldum olası zeytin-zeytinyağı neden süt ürünleri ve şarapla aynı çatı altında buluşturulur anlayamadım gitti.
Gerçi bu yıl süt ürünleri ve şarabın sadece adı vardı, kendileri ise yok denecek azdı.
Sonradan öğrendim ki eşim zaten konuk eğitimciler arasındaymış.
‘Fotoğrafların diliyle koçluk eğitimi’ olarak özetleyebileceğim Points of you kartlarıyla iki günlük atölye çalışması yapacakmış.
Hal böyle olunca kızımızı ve can dostumuzu da yanımıza alarak Çeşme’nin yolunu tuttuk.
Etkinliğin adresi tıpkı geçtiğimiz yılki gibi yine Çeşmeköy oldu.
Ormanlarla kaplı eşsiz doğası…
Minimalist dekorasyonu…
Ağırlıklı olarak kendi yetiştirdiği ürünlerin malzemelerin kullanıldığı mutfağıyla bütünsel huzuru estetikle buluşturan bu yaşam merkezinde sanat dolu 4 gün geçirdik.
Bu kapsamda üçüncü ziyaretimizi Aydın’a gerçekleştirdik.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna üst üste 4’üncü kez oturan CHP’li Özlem Çerçioğlu ile yaklaşık 1.5 saat sohbet ettik.
‘Topuklu Efe’ unvanlı Çerçioğlu siyasetin deneyimli isimlerinden.
İki dönem milletvekilliği var.
Belediyede de dördüncü dönemi.
‘Değişim’ rüzgârı esen partisinde birçok başkan yeniden aday gösterilmezken…
O, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la birlikte adı ilk açıklanan üç kişiden biri oldu.
Biz de Hürriyet EGE ekibi olarak yollara düştük, başkanlara ‘hayırlı olsun’ dileğinde bulunup önümüzdeki 5 yıl için kısa, orta ve uzun vadeli projeleri konuştuk.
İlk durağımız Balıkesir oldu.
Yüzde 51.10 oyla Büyükşehir koltuğu Cumhur İttifakı’nın adayı AK Partili Yücel Yılmaz’dan devralan CHP’li Ahmet Akın’la bir araya geldik.
Gördüğümüz ilk manzara şu ki Büyükşehir’de inanılmaz bir ziyaretçi trafiği var.
Kimi sadece kutlama amaçlı gelmiş kimi sorunlarını aktarıp çözüm istiyor kimi de iş peşinde.
Başkan Akın hepsini tek tek dinliyor ya not alıyor ya da anında ilgili birimleri çağırıp konuyu onlara yönlendiriyor.
“Başkan bu trafik böyle daha ne kadar sürer?” diyoruz.
“Ben bu makama oturmak için gelmedim, benim yerim saha.
Ben de davetli olarak 3 gün boyunca Alaçatı’da bu havayı solumaya çalıştım.
Öncelikle, çiçeği burnunda Belediye Başkanı Lal Denizli ve ekibini, göreve geldikten sadece 18 gün sonra gerçekleşen bu etkinliği bu kadar kısa sürede organize edip hayata geçirdikleri için kutluyorum.
Belki ekonomik nedenlerden…
Belki havanın kapalı ve zaman zaman yağmurlu olmasından…
Belki kısıtlı zamanda tam arzulandığı gibi duyurulamamasından…
Belki de Adana Portakal Çiçeği Karnavalı ile aynı tarihe denk gelmesinden kaynaklı o bir zamanlar Türkiye’nin dört bir yanından gelen tur otobüsleri nedeniyle İzmir-Çeşme Otoyolu’nun kilitlendiği eski kalabalık olmasa da ilgi yine de büyüktü.
Stantlarda her türlü ot ve o otlarla yapılan lezzetler başta olmak üzere ne ararsanız vardı.
Re-Pie Portföy’ün yeni fonu Artnouve Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, dünyaca ünlü ultra lüks otel zinciri Aman’ın Bodrum’daki Amanruya Oteli’ni bünyesine katmış.
Artnouve GSYF’nin ilk projesi, otelle birlikte, Demirbükü’nde toplam 400 dönüm üzerinde gerçekleştirilecekmiş.
Projeyle dünyanın en lüks otel markalarından biri yer alacakmış ve ultra lüks villalardan oluşan yaşam kompleksi kurulacakmış.
Bunun için global ölçekte 7 mimari ofisle çalışılmış.
LEED sertifikalı projede vazgeçilmeyecek tek unsur, bölgenin bitki örtüsü, kara ve denizdeki canlı yaşamı başta olmak üzere doğal hayatı korumak olacakmış.
Malum, Türkiye’nin turizm geliri 2023’te 54 milyar doları aştı.
Turizmden gelen bu girdinin artmasına yardımcı olacak şekilde ülkemizin nitelikli turizm altyapısına katkı sağlayacak projelere ihtiyaç var.