Paylaş
Bu konuda yapılmış bir araştırma var. Yusuf Akın’ın Genel Müdürü olduğu Areda-Survey’in 28 Şubat- 3 Mart tarihleri arasında Türkiye genelinde 1220 kişi üzerinde yaptığı araştırma, ilk fikir vermesi açısından önemli.
ÜÇ KRİTİK SONUÇ
Araştırmadan çıkan üç önemli sonuç var.
Türk halkı Öcalan’ın çağrısını olumlu buluyor.
PKK’nın silah bırakacağına inanmıyor.
Sınır ötesi operasyonların devam etmesini istiyor.
ÇAĞRI OLUMLU
Ankete katılanların yüzde 57.5’i Öcalan’ın çağrısını olumlu bulurken, yüzde 42.5’i ise olumsuz olarak değerlendiriyor.
Kamuoyu araştırmasında Öcalan’ın silah bırakma çağrısı hakkındaki görüşleri de sorulmuş. Ankete katılanların yüzde 48.3’ü açıklamanın dikkate alınmasını ve silah bırakmanın esas olmasını istiyor. Yüzde 32.4’lük bir kesim ise PKK’nın zayıflamasından kaynaklanan bir zorunluluk olduğu görüşünde. Yüzde 19.3’lük bir kesim ise gerçek ve samimi bir barış adımı olarak değerlendiriyor.
PKK SİLAH BIRAKMAZ DİYENLER
Ankete katılanlara, “PKK’nın bu çağrıya uyup silah bırakacağına inanıyor musunuz?” diye sorulmuş. Ankete katılanların yüzde 47.4’ü “Hayır, PKK silah bırakmayacak” yanıtını vermiş. “PKK içindeki farklı grupların tutumuna bağlı olarak değişebilir” diyenlerin oranı yüzde 38 çıkarken, “Evet, PKK silah bırakacak” diyenler yüzde 14.6 gibi küçük bir grubu oluşturuyor.
BARIŞ ORTAMINA KATKI SAĞLAR MI
Öcalan’ın çağrısı Türkiye’nin barış ortamına katkı sağlar mı? Ankete katılanlara bu da sorulmuş. “Barış ortamına katkı sağlar” diyenlerin oranı yüzde 51.2 çıkarken, “Hayır sağlamaz” diyenlerin oranı yüzde 48.8.
SINIR ÖTESİ OPERASYONLAR DEVAM ETSİN Mİ
Halkımız terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için sınır ötesi operasyonların devam etmesini istiyor. “Sınır ötesi operasyon devam etmeli” diyenlerin oranı yüzde 69.8 olurken, “PKK’nın adımlarına göre karar alınmalı” diyenler yüzde 18.8 çıkıyor. Yüzde 11.3’lük bir kesim ise Türkiye’nin operasyonları durdurması gerektiği görüşünde.
PKK SİLAH BIRAKIYOR SORUN SURİYE’DE
Öcalan’ın silahların bırakılması ve PKK’nın kongre toplayarak kendini feshetmesi çağrısına Kandil’den olumlu karşılık gelmişti. Kandil’den yapılan açıklamada, “Önder Apo’nun çağrısına uyacağız. Önder Apo’nun istediği şekilde parti kongresini toplamak için hazırız” denilmişti. PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi yönündeki sinyaller giderek güçleniyor.
PKK’nın lider kadrosunda yer alan Murat Karasu önceki gün “Önderliğin ortaya koyduğu dönüşümü, PKK’nın feshini, silahlı mücadelenin sonlandırılmasını gerçekleştireceğiz. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın” diye açıklama yaptı.
KONGRE NİSAN AYINDA
PKK’nın nisan ayında kongresini toplayarak silah bırakma ve kendini feshetme kararını alması bekleniyor.
İki sorun alanı ortaya çıkıyor.
ÖCALAN BAŞKANLIK ETMEYECEK
1. Kandil’in açıklamasında Öcalan’ın kongreye başkanlık etmesi gibi maksimalist taleplerin ise gerçekleşmesi söz konusu değil. Böyle bir ihtimal tartışma konusu dahi yapılmıyor. Ama Öcalan’ın istediği kararın alınması için kongreye çeşitli yollardan iradesini yansıtması bekleniyor.
SURİYE’DEKİ PKK SİLAH BIRAKACAK MI
2. Öcalan’ın çağrısının Suriye’deki PKK-YPG yapılanmasını kapsayıp kapsamadığı konusu... Öcalan’ın “Tüm gruplar silah bırakmalı” demesine rağmen, Mazlum Abdi ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları silah bırakma çağrısının SDG-PKK-YPG’ye yapılmadığını savunuyorlar. İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder ise aynı görüşte değil. Önder, “Silahlar devre dışıdır. Bütün herkes için geçerlidir” diyor. Sırrı Süreyya Önder, “Belki Pervin Hanım’la beraber Rojova’a gideceğiz. Sorunlar olabilir. Oradaki makas PKK ile KCK ile örtüşmemiş olabilir. Sorundan bahsediyoruz, çözeceğiz, çözmek zorundayız” dedi.
İMRALI’YA GİDECEKLER
DEM heyeti sadece Kuzey Suriye’ye gidip Mazlum Abdi ile görüşmeyecek. Önümüzdeki hafta siyasi partileri ziyaret edecekler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da görüşeceklerini ifade ettiler. Ama henüz bir randevu oluşturulmamış. Tüm bunlardan sonra tekrar İmralı’ya gidecekler. Hem yapılan çağrıdan sonraki havayı aktaracaklar hem ziyaretlerinin sonuçları hakkında bilgi verecekler. Öcalan’dan Mazlum Abdi’ye yönelik bir müdahale gelebilir.
SDG DEMEK PKK DEMEK
Mazlum Abdi de Tülay Hatimoğulları da çok iyi biliyor; SDG demek PKK- YPG demek.
Mazlum Abdi’yi SDG-PKK-YPG’nin başına kim getirdi? Kandil.
SDG isminin PKK’yı kamufle etmek için ABD’nin temsilcisi McGurk tarafından uydurulduğunu CENTCOM komutanı Amerikan Senatosu’nda itiraf etti.
AMERİKALI GENERAL İTİRAF ETTİ
Amerika’nın SDG oyununun ne olduğunu ve McGurk’un ne kadar tehlikeli bir adam olduğunu ABD Özel Kuvvetler Komutanı Org. Raymond Thomas anlatıyor:
“Onlar kendilerine resmi olarak YPG diyorlardı ki Türkler, bunun PKK ile aynı olduğunu söylüyor ve ‘Benim terörist bir düşmanımla muhatap oluyorsunuz, bunu müttefik olarak nasıl yapabilirsiniz?’ diyordu. Biz de bunun üzerine onlara isimlerini değiştirmeleri gerektiğini söyledik. Bir gün sonra adlarının ‘Suriye Demokratik Güçleri’ olduğunu ilan ettiler. Adlarının ortasına ‘demokratik’ ifadesini koymalarının zekice bir hamle olduğunu düşündüm. Brett McGurk gibi bir partnerim olduğu için şanslıydım, çünkü (SDG unsurları) benim veremeyeceğim şeyleri istiyorlardı. Suriye’nin geleceğinin konuşulduğu Cenevre ve Astana gibi yerlerde masada olmak istiyorlardı. PKK ismi altında hiçbir zaman masada olamazlardı. Bu yüzden onları askerileştirdik ve Brett McGurk, onları bu şekilde görüşmelerin içinde tuttu ve bizim iyi bir ortağımız olmaları için onlara gerekli meşruiyeti sağladı.”
Bu kadar net.
İSRAİL-ABD PLANI
Suriye’deki sorun PKK ile KCK arasındaki makastan kaynaklanmıyor. İsrail ile ABD’nin baskılarından kaynaklanıyor. Mazlum Abdi, İsrail desteğinden ve İran’ın telkinlerinden cesaret alıyor.
Ama bu onu kurtarmaya yeter mi?
Suriye’deki PKK-YPG konusu ya çözülecek ya da Suriye Ordusu, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu’nun düzenleyeceği kapsamlı bir askeri harekâtla PKK-YPG’yi söküp atacak.
Ya çözülecek ya çözülecek.
DEM’DEKİ SORUN
Sorunun DEM Parti cephesinde ise parti içindeki saflaşma rol oynuyor. DEM Parti’de eski kuşaklar Öcalan’ı destekliyor. Daha sonra DEM Parti’ye katılmış ama Öcalan çizgisini benimseyenler ise ikinci grubu oluşturuyor. Bir de Türk solundan gelenler var. Onlar, Öcalan çizgisinin dışında hareket ediyorlar. Tülay Hatimoğulları onlardan.
Ama DEM Parti Öcalan’ın partisi.
Paylaş