Trump-Erdoğan nerede görüşecekler

Fidan, “Şu anda kesinleşen bir durum yok. Çalışmalar devam ediyor. Görüşme ABD’de mi olacak, Türkiye’de mi olacak, çalışması devam eden konular” dedi.

Erdoğan-Trump görüşmesi için eşzamanlı olarak iki çalışma yürütülüyor. Biri, Trump’ın mayıs ayının ortasında Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesi bekleniyor. Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’a, “1 trilyon dolar verirsen ilk olarak senin ülkeni ziyaret ederim” demişti. Selman bunu kabul etmişti. Trump’ın ardından Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne geçmesi bekleniyor. Bu ziyaretin son durağı olarak Türkiye olabilir.

BEYAZ SARAY

İkinci ihtimal ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Beyaz Saray’da görüşme. Bunun için nisan ayı sonu ya da mayıs ayı denilmişti. Şimdi haziran ayı üzerinde duruluyor. Erdoğan ve Trump görüşmesi için Ankara ve Washington seçeneği üzerinde çalışılıyor. 

Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özel bir ilgi gösterdiği biliniyor. Bu da Türk-Amerikan ilişkileri açısından çok önemli. Bunun ne anlama geldiğini Netanyahu’nun geçen haftaki görüşmesinde gördük. Trump, kendisine Türkiye’yi şikâyet eden Netanyahu’ya “Türkiye ile yaşadığınız her sorunu çözebileceğimi düşünüyorum. Ama sen de makul olmalısın” demişti.

İsrail basının kışkırtıcı sorularına rağmen Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a toz kondurmadı: “Erdoğan adında bir adamla çok iyi ilişkilerim var. Onu seviyorum, o da beni seviyor ve bu durum medyayı kızdırıyor. Onu hiç duydunuz mu? Ben ondan hoşlanıyorum, o da benden hoşlanıyor.”

Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la telefonla görüşmelerinde aralarında geçen bir diyaloğu da aktarmıştı. “Ona (Erdoğan’a) söyledim; ‘Tebrikler, 2000 yıldır kimsenin başaramadığını başardın. Suriye’yi ele geçirdin.’ O da bana, ‘Hayır ben almadım’ dedi. Ben de ‘Tabii ki sen aldın, bunu başardın’ dedim. O da ‘Belki de ben almışımdır’ dedi. Erdoğan, çok güçlü bir adam ve kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Erdoğan gerçekten sağlam ve çok zeki biri. Başkasının başaramadığı şeyi başardı.”

Trump, aynı görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Bölgesel politikalarımızda sizinle çalışacağız” demişti.

Trump öngörülemez bir lider ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan ilgisi Türkiye açısından önemli kazanımlara kapı açabilir.

ÖZGÜR ÖZEL’İN İMAMOĞLU’NUN ÖNÜNÜ KESME FORMÜLÜ

Özgür Özel’in Ekrem İmamoğlu hakkındaki açıklamaları kafaları karıştırıyor. “Ekrem Bey içerideyse, en yüksek oyu kim alırsa o aday olur. Ekrem Bey geldikten sonra, o arkadaş da başka bir göreve gelir” dedi.

Özgür Özel daha önce de “Biz aday göstermenin son gününe kadar Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını zorlayacağız. Ama resmi adaylığı mümkün olmazsa birisi çıkar aday. Ekrem İmamoğlu adına seçimi kazanır” diye konuştu. Özgür Özel...

1- Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde olacağını kabul ediyor demektir. İmamoğlu’nun o tarihe kadar cezaevinde kalabilmesi için yargılanıp ceza alması gerekir. Özgür Özel demek ki İmamoğlu’nun ceza alacağına inanıyor.

2- Bu açıklama, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olamayacağının resmidir.

Ayrıca Özgür Özel’in önerdiği formül ne Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyuyor ne de parlamenter sisteme.

Halk, cumhurbaşkanını seçecek. O cumhurbaşkanı ise cumhurbaşkanlığı makamına Ekrem İmamoğlu’nu atayacak. Böyle bir sistem hiçbir ülkede yok. Anayasamızda “otomatik devir” diye bir düzenleme yer almıyor. Seçilen cumhurbaşkanı istifa ederse o zaman yeniden seçime gidilecek.

Özgür Özel şimdiden Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olamayacağı fikrine CHP tabanını hazırlıyor. CHP tabanında Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olamayacağı algısı oluşturulacak. Ardından “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı olmalıdır” kampanyası başlayacak.

Ekrem İmamoğlu Silivri Cezaevi’ne girdiği andan itibaren Özgür Özel cumhurbaşkanlığı adaylığı için düğmeye bastı. Adım adım cumhurbaşkanı adaylığına doğru ilerliyor.

TÜRKMEN KOMUTANA KRİTİK GÖREV

Suriye Milli Ordusu’nun komutanlarından Türkmen Fehim İsa, Suriye Savunma Bakan Yardımcısı ve Kuzey Bölge Komutanı oldu. Bu atamanın çok önemli yanları var. 

Kuzey bölgesi PKK-YPG’nin kontrolünde olan bölge. SDG-PKK-YPG’nin silahları bırakmasından sonra bölgedeki askeri yapılanmayı Fehim İsa gerçekleştirecek.

Suriye iç savaşı başladığında PKK-YPG’ye Amerikalılar destek veriyor, DEAŞ’ı bazı Arap ülkeleri destekliyor, Rusya ve İran Esed rejiminin arkasında duruyordu. Türkmenler ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. İyi ki Türkiye gibi bir ülke var.

Türkiye’nin desteğiyle yok olmaktan kurtuldukları gibi şimdi yeni Suriye’nin yapılandırılmasında söz sahibi oldular. Şimdi FETÖ’nün Türkmenlere yardım götüren MİT TIR’larına yaptığı operasyonun ne anlama geldiğini anladınız mı? O bir FETÖ- CIA ortak operasyonuydu.

MİT TIR’ları operasyonunda FETÖ’cülere en çok destek veren ise Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

FETÖ’cülerin kendisine teslim ettiği üretilmiş belgeleri medyaya servis etti.

MİT TIR’ları operasyonu demek Türkiye’yi savaş suçları mahkemesinde yargılamak demekti. 15 Temmuz’a giden sürecin ilk adımı 7 Şubat’ta atıldı. 7 Şubat’ta FETÖ’cü savcılar, dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı almak için harekete geçtiler. Hedef Hakan Fidan’ı alıp onun üzerinden dönemin başbakanı olan Erdoğan’a ulaşmaktı. Ama Erdoğan’ın müdahalesiyle bu plan bozuldu.

O gün MİT TIR’ları operasyonuna destek verenler, bugün Türkmenlerin Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmaları karşısında utanıyorlar mı acaba?