Tel Rıfat başarısı ve DEM Parti’nin terörle imtihanı

Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat’ı, PKK-YPG’den aldıktan sonra PKK’nın değişik isimlerle kurduğu terör örgütlerinden üst üste çağrılar yapılmaya başlandı. Benzer çağrıları Kobani sürecinde görmüştük.

Bu kez de Rojova için Türkiye’ye karşı her yerde ayağa kalkma, sokaklara çıkma çağrıları yaptılar.

Terör örgütü terör örgütlüğünü yapacak. Terörist teröristliğini yaptığı gibi.

Kobani sürecini yaşadığımız için DEM Parti’nin ne yapacağını merak ettim. DEM Parti, terör örgütlerinin çağrısına mı uyacak, yoksa demokratik siyaset alanında mı kalacak diye takip ettim.

DEM PARTİ’NİN ÇAĞRISI

DEM Parti, terör örgütleriyle eşzamanlı olarak çağrı yaptı. Çağrı metni terör örgütleriyle aşağı yukarı aynıydı. İlk anda, “DEM parti kendini ateşe attı” diye düşündüm. Çünkü Kobani sürecinde çatışmaların fitilini ateşleyen açıklama HDP’nin resmi internet hesabından yapılmıştı. Kobani konusuna tekrar döneceğim. DEM Parti’nin çağrısı bir yerde ayrışıyordu. Haksızlık etmek istemem. O nedenle altını çizme gereği duydum. DEM Parti’nin çağrısında, “Demokratik zeminde sesini yükseltmeye ve tepki göstermeye çağırıyoruz” deniliyor.

DEM MİSYON ÜSTLENECEK Mİ

Suriye’de kartlar yeniden karılıyor. Yeni güç dengeleri ortaya çıkıyor. Türkiye’nin içinde ise MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye güçlü bir şekilde destek verdi. Erdoğan, iç cephenin tahkim edilmesi çağrısı yaptı. DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı’ya giderek 43 ay sonra Öcalan’la görüştü. Öcalan, sorumluluk almaya hazır olduğunu açıkladı. DEM Parti’nin İmralı ziyareti gündemde. Yeni bir dönemin, yeni bir sürecin içindeyiz. Demokratik siyaseti tercih ettiği müddetçe DEM Parti bu sürecin aktörlerinden biri olabilir.

TÜRKİYE PARTİSİ Mİ KANDİL’İN PARTİSİ Mİ

DEM Parti, Türkiye Partisi olduğunu hatırlar, Meclis’te temsil edildiğini unutmaz, bu süreçte önemli bir rol üstlenebileceğini aklından çıkarmazsa hem kendine hem temsil ettiği kitleye hizmet etmiş olur. Demokratik siyaset adına muhataplık kazanır. DEM Parti bir karar vermek zorunda. Türkiye partisi mi yoksa Kandil’in partisi mi? Bu kararı verdikten sonrası kolay.

BAHÇELİ’Yİ ANLADINIZ MI

Tam yerine geldiği için bu soruyu sormazsam olmaz. Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin siyasi kalesi olan MHP’nin 55 yıllık mücadelesini riske atmak pahasına terörün sonlandırılması ve PKK’nın bittiğinin ilan edilmesi için Öcalan’a şok edici bir çağrıda bulundu. “Umut hakkı”nı gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’yi destekledi. Bu süreci anlamayanlar MHP liderini suçladı. Kimi Meclis kürsüsünden urgan attı, kimi çıktığı TV programlarında ipe sapa gelmez yorumlar yaptı. Suriye’de 6 gün içinde yaşanan alt üst oluşu gördüklerinde ne düşünüyorlar acaba?

ÖZÜR DİLEYECEKLER Mİ

Bahçeli ve Erdoğan’dan özür dilemek akıllarından geçiyor mu?

Bu işler üç beş oy uğruna yapılmaz. Önce vatanım sonra partim diyen liderler bunu başarır. Bakın yeni bir Suriye oluşuyor. Türkiye ise bu sürecin en aktif mimarlarından olarak hem sahada hem masada yerini alıyor.

Amerikalılar da itiraf etti. Türkiye’nin artık olmadığı masa yok. Çünkü Türkiye büyük bir devletin adı demektir.

KOBANİ SÜRECİ VE HDP

Kobani sürecine geldiğimizde ise HDP tam anlamıyla intihar etti. Neden? Çözüm sürecinde HDP, İmralı-Kandil ve hükümet üçgeninde önemli bir misyon üstlenmişti.

Ancak Kobani olayları başladığında HDP’nin resmi internet hesabından yapılan çağrı ile PKK destekçileri sokağa çıktı. 37 kişinin vahşi bir şekilde öldürüldüğü, devamında 53 kişinin yaşamına neden olan Kobani olayları yaşandı.

Bu süreçte HDP, ‘biz çözümün önemli bir aktörü ve Meclis’te temsil edilen bir partiyiz, sokak çağrısı, teröre davetiye çıkarmak ne demek’ diye karşı çıkmak yerine Kandil’den gelen sokak çağrısını resmi hesaplarında yayınladılar. Tarih bir kez sınar. Ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. Olayların büyüdüğü bir sırada ben bunun yanlış olduğuna dikkat çeken bir yazı yazdım.

DEMİRTAŞ HAKSIZLIK ETTİ

Selahattin Demirtaş, savunmasında bana haksızlık etti. Ancak cezaevinde olduğu ve bana cevap verme imkanı bulunmadığı için karşılık vermedim. Ben o yazıyı yazdığımda HDP’nin çağrısıyla sokaklara çıkan teröristler, başta Yasin Börü olmak üzere 25 kişiyi öldürmüşlerdi. Yazıyı yazdığım zaman bile Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP yöneticileri olaylar karşısında etkili bir tavır koyabilselerdi dahi yararı olurdu. Savunmalarında bunu dile getirirlerdi. En azından vicdanlarını kısmen de olsa rahatlatırlardı.

DEM O HATAYA DÜŞMEMELİ

Ben sokak çağrısının yanlış olduğunu yazdım. Ne demeliydim? İyi yaptınız, sizin çağrınız üzerine sokağa çıkanlar 25 kişiyi katletti mi dememi bekliyorlardı.

Bunu DEM Parti, HDP’nin düştüğü hataya düşmesin diye hatırlattım.

DEMİRTAŞ NEDEN CEZAEVİNE GİRDİ

Ayrıca CHP’liler Edirne Cezaevi’ni su yoluna çevirdiler. Selahattin Demirtaş’la görüşmeye gidiyorlar. Ama Selahattin Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nun çağrısı üzerine Anayasa değişikliği yapılıp, dokunulmazlıklar kaldırıldığı için cezaevine girdi. Bunu hatırlayan yok. Peki HDP ne yaptı? Kandil’den talimat gelince Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nu destekledi. Stockholm Sendromu bile bunun yanında hafif kalır.

TEL RIFAT’TA NE OLUYOR

Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat’a girdi. İlk başta direnmeye çalışan PKK-YPG’li teröristler Tel Rıfat’tan kaçmaya devam ediyor. Afrin’de, Azez’de de aynı şey olmadı mı? Kılıçdaroğlu bile, “Afrin’e girmeyin” diyordu. Ne oldu? 24 saat dayanamadılar. Peki bundan sonra ne olacak? Hemen Münbiç’e mi yönelinecek? Ama bir süre Tel Rıfat’ın terörden temizliği devam edecek. Çünkü El Bab, Afrin, İdlib ve Halep’in ortasında stratejik bir mevkideydi. M4 karayoluna hakimdi. Bir çıban başı gibi duruyordu. MİT ve TSK’nın koordinasyonunda Suriye Milli Ordusu, PKK’yı söküp attı. Tam hakimiyet sağlanacak, hayat normale dönecek. Öncelikle konjonktür uygun olduğunda sırada Münbiç var.

MEHMETÇİK’İN BURNU KANAMADAN

Bu işler o kadar kolay değil. Burası Suriye. Kimine göre yeni Peşaver. ABD var, Rusya var. İran var. İngiltere ve Fransa var. Arap ülkeleri var. Suriye rejimi var. Bir de onların vekil güçleri var.

Türkiye hiçbir ülkeyle çatışmadan, istihbarat diplomasisiyle masada, TSK, MİT ve Suriye Milli Ordusu’yla sahada büyük işlere imza atıyor. Hem de tek bir Mehmetçik’in burnu kanamadan başarılıyor.