Paylaş
Ankara neden askeri harekât uyarısı yapma ihtiyacı hissetti? Hakan Fidan, CNN TÜRK’te “Tarafsız Bölge” programında bu sorunun cevabını verdi. “PKK-YPG’de ülkeyi terk etme niyeti görmüyoruz” dedi.
Suriye’de Baas rejiminin yıkılmasının, Suriyeli muhaliflerin ülke yönetimini üstlenmesinin üzerinden 32 gün geçti. Bu kadar kısa sürede her şeyin hallolmasını beklemek doğru değil. Ancak PKK-YPG’nin bu süreyi istismar etmesine de fırsat verilmeyecek.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın belirttiği gibi Suriye’de Türkiye’nin iki önceliği var.
1. PKK-YPG’nin tasfiye edilmesi
2. Suriyeli mültecilerin geri dönüşü
KANSIZ ÇÖZÜM
Özellikle PKK-YPG’nin silah bırakması konusu Türkiye’nin kırmızı çizgisi. Ancak Hakan Fidan’ın da ifade ettiği gibi Türkiye “Kansız ve problemsiz bir geçiş” için bir fırsat ve zaman tanıdı.
Türkiye’nin yeni Suriye yönetimi ile birlikte oluşturduğu bir yol haritası var.
YENİ SÜRECİN TAKVİMİ
1. Yeni Suriye yönetimi PKK-YPG’nin silah bırakması konusunda kararlı.
2. Ahmet eş Şara yönetimi PKK-YPG temsilcileri ile yaptığı görüşmede bunu net olarak ifade etti.
3. Suriye’de diğer silahlı gruplar, silah bırakıp Suriye resmi ordusuna katılmayı kabul etti.
4. PKK-YPG ise hâlâ pazarlık peşinde. Ancak hem yeni Suriye yönetimi hem Türkiye pazarlığa kapalı.
5. PKK-YPG silah bıraktığını ilan etmeden hiçbir müzakere yapılmayacak
6. PKK-YPG silah bıraktıktan sonra Suriyeli olmayan teröristler ülkeyi terk edecekler.
AVRUPA’YA GİDECEKLER
7. PKK-YPG yönetiminde yer alan yaklaşık 20 kişi Suriye’yi terk edecek. Bu kişiler Suriye’ye komşu bir ülkeye gidemeyecekler. Avrupa’ya gitmeleri planlanıyor. Almanya, İsviçre ya da Belçika’nın üzerinde duruluyor.
8. Suriyeli olan ve terör suçuna bulaşmamış PKK-YPG’liler ise ülkenin değişik bölgelerinde yerel güvenlik gücü olarak istihdam edilecek.
PKK-YPG yönetiminde bu yönde bir hazırlık görülmüyor. ABD-İran ve Rusya’dan bekledikleri desteği bulamadılar.
KUM SAATİ DOLMAYA BAŞLADI
Avrupalı dostlarını devreye sokmak için çaba gösteriyorlar. Ama onların desteğinin de bir anlamı yok. Macron’un borusu Fransa’da ötmüyor ki Suriye’de etkisi olsun. Almanya’nın Dışişleri Bakanı’nın günleri sayılı. Onun sözü ülkesinde geçmiyor ki Şam’da bir karşılığı olsun. Suriye’de güç dengesi değişti. Yeni bir Suriye gerçekliği var. Türkiye güçlüydü. Ama Baas rejiminin yıkılmasından sonra çok daha güçlü oldu. Trump’ın dediği gibi “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde”.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın belirttiği gibi “Askeri harekât olmasını istemiyorsanız bizim ve yeni yönetim tarafından şartlar ortada”. Ya bunun gereğini yerine getirip silah bırakacaklar ya da silahlarıyla birlikte o topraklara gömülecekler.
Şimdiye kadar diplomasiye zaman tanındı. Ancak kum saati dolmaya başladı. Bundan sonra askeri harekât için geri sayım başlayacak.
KANDİL’DEN İMRALI HEYETİNE SALDIRI
Öcalan, PKK’nın silah bırakması ve terörün bittiğinin ilan edilmesi konusunda ehil ve kararlı olduğunu açıkladı ama Kandil’den olumsuz yönde açıklamalar gelmeye devam ediyor.
İmralı heyeti siyasi partilerle görüşmelerini tamamladı. İmralı’ya gidecekleri söyleniyor. İkinci sırada Öcalan’ın PKK’nın silah bırakması için çağrı yapması yer alıyor. Öcalan’ın yapacağı çağırıya Kandil’in ve DEM’in uyacağına inandığı söyleniyor.
Ama Kandil’deki hava pek öyle gözükmüyor. Olumsuz açıklamalar yapılıyor.
İMRALI HEYETİ ÇIKIŞI
Kandil’deki terör baronlarından Murat Karasu daha önce, “Devlet Bahçeli, önderliği Meclis’e çağırmış. Ne demiş? Gel örgütü dağıt. Ne demek örgütü dağıt?” diye konuşmuştu. Karasu, Kandil’in sözcüsü pozisyonunda. Bu kez de İmralı’ya giden DEM heyetini hedef aldı. “Heyette DEM Parti eşbaşkanı niye yok? Bildiğim kadarıyla Sırrı Süreyya Önder yönetimde değil. Pervin Buldan HDP Eşbaşkanı. Ahmet Türk de belediye başkanıydı. DEM Parti eşbaşkanları niye yok?”
DEM Parti heyeti 28 Aralık tarihinde İmralı’ya gitti. Heyet, İmralı’dan döndükten sonra 7 maddelik bir açıklama yayınlandı. İmralı heyeti siyasi partilerle görüşmeler yaptı. Şimdiye kadar sesini çıkarmayan Kandil, şimdi heyete neden itiraz ediyor? Çünkü heyet olumlu notlarla İmralı’ya tekrar gidecek. Ardından da Öcalan’dan güçlü bir çağrı gelecek. Kandil bu işin şakası olmadığını gördü. Şimdi süreci sabote etmeye çalışıyor. Geçmişte olduğu gibi.
EŞBAŞKANLARI ÖCALAN DA İSTEMEDİ
Oysa İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan daha önceki süreçlerde de görev üstlenmişlerdi.
İmralı’ya giden DEM heyetini Öcalan da onayladı.
Çünkü Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder güvenilir bulundu. Aldıkları mesajları doğru iletir, yaptıkları görüşmelerden çıkardıkları notları Öcalan’a doğru aktarır diye düşünüldü. Öcalan da bu kanaatteydi.
Kandil şimdi Öcalan’ın da istediği heyete itiraz ediyor, ‘Neden eşbaşkanlar yok?’ diye soruyor?
Çünkü eşbaşkanlara Öcalan da güvenmedi. Çünkü eşbaşkanların Kandil’in sözünden çıkmayacağı düşünüldü. Çünkü eşbaşkanların İmralı’nın verdiği mesajları doğru aktaracakları konusunda kuşkular vardı. Ayrıca siyasi partilerle yapılan görüşmelerden çıkan notları Öcalan’a doğru aktarmayacağından endişe edildi. Eşbaşkanlara güven duyulmadı.
TÜLAY HATİMOĞULLARI SİLAH BIRAKMALI
Yeni sürece zarar verecek açıklamalardan biri DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’ndan geldi. Hatimoğulları, Türkiye’yi Gazze olmakla tehdit etti. “Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz. Bu tarihsel kırılmada ya pozitif bir şekilde kırılma gerçekleşecek barışı inşa edeceğiz ya negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek ve her yer Gazze olacak” dedi. Hatimoğulları gelen tepkiler üzerine sözlerinin çarpıtıldığını savundu. Ama DEM Parti’nin resmi internet sitesinde yer alan konuşmasında bu cümleler yer alıyor. Ben de bu alıntıyı oradan yaptım. Tülay Hatimoğulları’nın sözleri çarpıtılmamış ama onun zihniyeti çarpık.
Bir defa insan binlerce kadın ve çocuğun katil Netanyahu tarafından katledildiği Gazze ile tehdit etmekten utanır. Yoksa siz de elinize fırsat geçince çocukları, kadınları, masum insanları Gazze’deki gibi katledecek misiniz?
GAZZE İLE TEHDİT EDİYOR
Hatimoğulları bu çıkışıyla İmralı’nın çabalarına karşı da savaş açmış durumda.
DEM Parti heyeti siyasi partileri gezip barış projesinden söz ederken, Eş Genel Başkanları Türkiye’yi Gazze’ye çevirmekle tehdit ediyor.
O nedenle diyorum ki PKK’dan önce DEM Parti silah bırakmalı.
O nedenle diyorum ki PKK’dan önce Tülay Hatimoğulları silah bırakmalı.
Diyeceksiniz Tülay Hatimoğulları’nın elinde silah mı var?
Dağdaki teröristin silahı elinde, Tülay Hatimoğulları’nın silahı ise kafasında.
Paylaş