Paylaş
Siyasette tektonik bir kırılma yaşandı. Siyasi fay hatları harekete geçti. Deprem etkisi yapan bu sürecin sonunda Ekrem İmamoğlu yolsuzluk davasından tutuklandı, terör soruşturmasından serbest bırakıldı. Yeni bir siyasi gerçeklik söz konusu. Siyaseti bu yeni gerçekliğe göre okumak gerekiyor. Çünkü siyasette yeni dengeler oluştu.
Bu sürecin sıcağı sıcağına değerlendirilmesi ve taşların yerli yerine oturtulması gerekiyor.
SİYASİ EMARI ÇEKİLECEK
1- Ekrem İmamoğlu, yolsuzluk, rüşvet ve irtikap gibi yüz kızartıcı suçlardan dolayı tutuklandı. Yargı süreci devam ediyor. Masumiyet ilkesine özen göstermek gerekiyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ifade ettiği gibi, ”Yargısal süreçler hukuki sistemimizde denetime açık şekilde ilerlemekte olup, ilgili soruşturmalar halen devam etmektedir.”
2- Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığına talip olan birisinin “şaibesiz” ve “temiz” olması gerekiyor. Bu süreç İmamoğlu’nun siyasi emarının çekilmesi açısından önemli olacak.
EKOSİSTEM
3- Ekrem İmamoğlu örgüt lideri olarak yargılanırken, örgüt yöneticisi olarak tutuklanan isimler Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan bu yana yanında olan kurmayları. Para kulelerinde de benzer isimler ortaya çıkmıştı. İmamoğlu’nun etrafında bir “ekosistem” oluştuğu anlaşılıyor.
4- İSKİ skandalı nedeniyle CHP, 25 yıl boyunca İstanbul’da seçim kazanamadı. İktidarını kaybetmişti. CHP seçmeni ikinci bir “İSKİ”yi hak etmiyor.
KAYYUM YOK
5- Ekrem İmamoğlu, terör soruşturmasından tutuklanmadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti. Ancak itirazının reddedileceğini düşünüyorum. İmamoğlu, terörden dolayı tutuklansaydı yerine “kayyum” atanacaktı.
6- Özgür Özel, ”İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kayyum ihtimalinin ortadan kalkması önemli” dedi. İmamoğlu, yolsuzluk soruşturmasından dolayı tutuklandığı için Belediye Meclisi’nde seçim yapılacak. CHP çoğunlukta olduğu için CHP’li birisi seçilerek belediye başkanlığını yürütecek. O ismin belli olduğu söyleniyor.
İSTANBULLULARIN İRADESİNE SAYGI
7- Kayyum ihtimalinin ortaran kalkması İstanbul halkının iradesine saygı gösterilmesi açısından önemliydi. Siyasi tansiyonun düşmesine hizmet edecek bir gelişme oldu.
8- İmamoğlu’nun diplomasının iptal edildiği günün sabahı gözaltına alınması, yolsuzluk ve terörden dolayı iki ayrı soruşturmayla muhatap olması “siyasi operasyon” algısının oluşmasına hizmet etti. Buna gerek yoktu. Terörden dolayı tutuklanmaması ve kayyum ihtimalinin ortadan kalkması bakalım bu bu algıyı düzeltmeye yetecek mi?
9- Demokrasilerde hakem millettir. Asıl olan milletin kararıdır.
10- PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi için Öcalan’ın devrede olduğu bir dönemde “kent uzlaşısı” nedeniyle Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması yanlış olurdu şeklindeki yorumlar haklılık kazandı.
KİME YARADI
11- Siyasette deprem etkisi yaratan bu tür süreçlerin sonunda ”Kime yaradı?” diye sormak gerekiyor. AK Parti’ye mi yaradı, CHP’ye mi yaradı, Özgür Özel’e mi yaradı, Mansur Yavaş’a mı yaradı, yoksa Ekrem İmamoğlu’na mı yaradı? Bu soruların cevabını vermek için henüz erken. Ortalık toz duman. Bu sorunun cevabını vermek için tozun dumanın çekilmesi gerekiyor. Seçimlere 3 yıl gibi bir süre olduğu için köprülerin altından daha çok sular akar, bu hamur daha çok su götürür.
12- Bu süreç hem CHP içinde hem Türk siyasetinde dengeleri yerinden oynattı. Yeni güç dengeleri ortaya çıkardı. Onları tek tek yorumlamakta fayda var.
Ekrem İmamoğlu’nun önünde siyasi olarak engebeli, mayınlı, zor bir süreç duruyor. Yolsuzluk davasından ceza alacak mı? Terör soruşturmasından yargılanacak mı? Hakkında devam eden davalar var. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemindeki ihaleye fesat karıştırma davası 11 Nisan’da görülecek. Oradan ne çıkacak? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in ailesini hedef gösterdiği gerekçesiyle yargılandığı dava devam ediyor, tabii bir de istinafta bekleyen ”ahmak” davası var.
EN BÜYÜK KAYBEDEN
Ekrem İmamoğlu bu sürecin en büyük kaybedeni oldu.
1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybetti.
2- Diplomasının iptal edilmesiyle cumhurbaşkanı adaylığı şansını kaybetti. Bir de yolsuzluktan dolayı yargılanacağı davada hapis cezasına çarptırılırsa cumhurbaşkanı adaylığına dönük hesapları şimdilik rafa kaldırması gerekecek. Görünen o ki ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu adaylardan biri olamayacak.
ASIL OLAN MİLLETİN KARARI
3- Ekrem İmamoğlu’nun siyasi geleceğine ilişkin şimdiden bitti, tükendi gibi yorumlar isabetli olmaz. Erdoğan için ”Muhtar bile olamaz” diyenlerin yanıldığı ortaya çıktı. İmamoğlu’nu siyasette zorlu bir parkur bekliyor, ama asıl olan milletin kararıdır.
ÖZGÜR ÖZEL KAZANDI
Özgür Özel, milleti sokağa davet etmenin ötesinde bu süreci iyi yönetti. Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı andan itibaren İstanbul’a karargâh kurması, sergilediği dinamik süreç yönetimi, İmamoğlu’nun ailesinin yanında olması, CHP’lileri başsız bırakmaması Özgür Özel’in siyasi kazancı oldu.
CHP’ye kayyum atanacak istihbaratı üzerine 6 Nisan’da olağanüstü kongre kararı alması yerinde bir hamleydi. Ekrem İmamoğlu’yla ilgili sürece yaptığı liderlikle bir taşla üç kuş vurdu. Olağanüstü kurultayı kazanma şansını artırdı, CHP Genel Başkanı olarak koltuğunu pekiştirdi, daha da önemlisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak bir adım öne çıkmış oldu.
MANSUR YAVAŞ’IN POZİSYONU
Mansur Yavaş, cumhurbaşkanı adayalığında Ekrem İmamoğlu’nun parti içi rakibi olduğu için bu süreç onun sınavdan geçme süreci gibiydi. Bir yanlış yapsa şansını yitirirdi. Mansur Yavaş bu süreci iyi yönetti. Ekrem İmamoğlu gözaltına alındığında yurtdışındaydı, süratle Türkiye’ye döndü. İmamoğlu ailesini ziyaret etti. Güçlü bir şekilde destek verdi. Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan önseçimde oy kullanarak kendini çizginin içinde tuttu. Mansur Yavaş yanlış yapsa biterdi, ama yerinde hamleler yaparak kendini denklemin içinde tutmayı başardı.
SİYASİ SURVIVOR
Ekrem İmamoğlu açısından siyasi survivor yeni başlıyor. CHP’deki gelişmeler ve Türk siyaseti açısından ise dikkatle izlememiz gereken yeni bir döneme girdik.
Paylaş