Paylaş
1- Ekrem İmamoğlu’na yaramadı. Diplomasının iptali ve tutuklanması nedeniyle cumhurbaşkanı adaylığı hesapları altüst oldu.
KILIÇDAROĞLU’NA YARAMADI
2- Kemal Kılıçdaroğlu’na yaramadı. Çünkü CHP içinde bir grup, sürecin Kılıçdaroğlu’nun “şaibeli kurultay” çıkışı ile başladığı görüşünde. En azından Kılıçdaroğlu muhalifleri bunu yayıyorlar. İmamoğlu lehine oy kullandıktan sonra bazı CHP’lilerin tepkisiyle karşılandı. Ayrıca bu süreçte İmamoğlu ailesini ziyaret ettikten sonra Saraçhane’deki protesto eylemlerine destek vermemesi aleyhine kullanılıyor.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin içinde bir gücü var ama İmamoğlu’yla ilgili süreç Kılıçdaroğlu’na yaramadı.
MANSUR YAVAŞ’IN PERFORMANSI
3- Mansur Yavaş bu süreçte yara alabilirdi. Çünkü Ekrem İmamoğlu’nun en güçlü rakibiydi. ‘Bakalım Mansur Yavaş ne yapacak’ diye gözler onun üzerine çevrildi. En küçük hatası kendisine eksi olarak yazabilirdi. İmamoğlu’nun başına gelen felaketlerden kendine bir ikbal çıkarmaya çalışsa tepkiyle karşılanırdı. Çünkü İmamoğlu’na destek veren kitle duygusaldı, öfkeliydi. İmamoğlu’nun karşısında kim yer alırsa ona kızgındı. Hatta yanında yer almayanları dahi suçlayacak kadar öfkelilerdi.Mansur Yavaş hem İmamoğlu ailesinin yanında yer aldı hem Saraçhane’de otobüsün üzerine çıkıp kitlelere konuşmalar yaptı. Mansur Yavaş bu işte siyaseten zarar görmeden çıkmayı başardı. Yara almadı. Tam aksine cumhurbaşkanı adaylığı denkleminin içinde kaldı. Hatta İmamoğlu’cu olup Mansur Yavaş’a olumsuz bakanların desteğini alabileceği bir frekansı yakaladı.
Mansur Yavaş’ın DEM seçmenini kızdıran hatta Özgür Özel’in özür dilemesine neden olan konuşmasına gelince hem artı yazdı hem eksi puan almasına neden oldu.
Neden artı yazdı? Çünkü Mansur Yavaş ülkücü kimliğini gizlemiyor. DEM karşıtı seçmene sıcak gelecek bir mesaj verdi.
Eksi yazdı. Çünkü Mansur Yavaş aday olursa DEM seçmeninden oy alamaz algısı güçlendi.
EN BÜYÜK KAZANAN
4- Tek yanlışı sokak çağrısı yapmasıydı. Bundan dolayı çok eleştirildi. Ama bu sürecin büyük kazananı kim derseniz tartışmasız Özgür Özel derim. Özgür Özel, büyük CHP ailesinin babası gibi hareket etti. İmamoğlu gözaltına alındığı andan itibaren İstanbul’u mekân tuttu.İmamoğlu ailesinin her zaman yanında oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasını kullandı. Her akşam Saraçhane’nin önünde toplanan kitlelere hitap etti. İmamoğlu ifade verirken adliyedeydi. Başarılı bir performans gösterdi. Kimine göre bu onu genel başkanlıktan liderliğe taşıdı. Ama bence cumhurbaşkanı adaylığında bir adım öne çıktı.
İKİNCİ GEZİ OLACAK MI
Özgür Özel sokak çağrısı yapınca marjinal sol örgütlere gün doğdu. Onlar da bu süreyi kullanmaya çalışıyorlar. Sokakları ateşe vermek, yakıp yıkmak için her şeyi yapıyorlar. Şimdi üniversiteleri karıştırmanın peşindeler. Bizde sokaklar tekin değildir. Geçmişte sokak eylemlerine demokrasimizi kurban verdiğimiz için eski korkularımız canlandı. Gençleri sokağa döküp darbe süreçlerini hazırladılar. Onları kullanıp darbe yapıp, kendileri devlet başkanlığı koltuğuna oturdular ama faturayı da yine gençlere kestiler. O gençleri hapishanelere doldurup, birini sağdan birini soldan deyip astılar. Gezi olaylarıyla girdiğimiz tünelden ise 15 Temmuz darbe girişimi ile çıktık.
BAŞARAMAYACAKLAR
O nedenle diyorum ki Özgür Özel’in en büyük hatası sokak çağrısı yapmasıydı. Ama askeri vesayet geriletildiği, FETÖ’cüler tasfiye edildiği için bu kez yeni bir Gezi olayı tertipleyemeyecekler. Milletimiz uyandı. Devletimiz ise ikinci Gezi’ye imkân vermeyecek kadar güçlü. O nedenle diyorum ki bu kez yeni bir Gezi çıkaramayacaklar, bu kez başaramayacaklar.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY’DA NE OLUR
Özgür Özel hiç de hafife alınmayacak bir siyasetçi olduğunu gösterdi. Ekrem İmamoğlu ile işbirliği yapıp, manevi babası gibi gördüğü Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirdi. Ekrem İmamoğlu cezaevine giderken bu kez olağanüstü kurultay kararı alarak başarılı bir hamle yaptı.
6 Nisan’daki kurultaya rakipsiz giriyor dersem yeridir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı konusunda henüz karar vermediği söyleniyor. Kılıçdaroğlu aday olsa dahi Özgür Özel konjonktürü çok iyi kullandı. Bir kez daha yarışırlar, Özgür Özel ipi göğüsler. Özgür Özel olağanüstü kurultayda sadece seçimi kazanmaz aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi görüntüsünden de kurtulmuş olur.
Özgür Özel bu süreçte bir taşla üç kuşu vurdu.
CHP’nin “şaibeli” kurultayıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma var. CHP’lilerin bir kısmı savcılığa bilgi ve belge taşıyorlar. Döviz bürolarının açıldığı, bazı otellerde ve Turan Güneş Caddesi’ndeki bir büroda karargâh kurulup, delegelerle pazarlıklar yapıldığı iddiaları artık yargıya taşınmış durumda.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ne karar vereceği bilinmiyor. Ancak “mutlak butlan” kararı verir, kurultayı yok sayarsa ne olacak?
Kılıçdaroğlu yönetimi tekrar işbaşına geçecek mi?
6 Nisan’daki olağanüstü kurultay iptal edilir mi?
Bu soruların birkaç gün içinde netleşmesi bekleniyor.
HASAN AKGÜN MÜ, SİNEM DEDETAŞ MI
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi yarın toplanarak Ekrem İmamoğlu’nun yerine vekil belediye başkanını seçecek. CHP kulislerinde iki isim konuşuluyor. Biri Ekrem İmamoğlu’nun daha önce işaret ettiği Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş diğeri ise Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün.
Her iki ismin de avantajlı ve dezavantajlı yönleri var.
Sinem Hanım genç, eğitimli ve hırslı bir belediye başkanı. CHP’lilerin bir kısmıyla ve Ankara ile ilişkileri çok zayıf.
Hasan Akgün ise Türkiye’nin en tecrübeli belediye başkanlarından birisi. Ekrem İmamoğlu’nun hemşerisi. Türkiye Belediye Birliği’nde İmamoğlu’nun yardımcısıydı. Ama daha da önemli olan Hasan Akgün, AK Parti’de de CHP içinde de MHP’de de dostlukları olan, diyalog kurabilen bir siyasetçi. Siyasetin “Hasan Abisi”dir.
Bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin fırtınalardan uzak ve diyalog içinde yönetilmesi gerekiyor. Siyasette saygınlığı olan bir isim olarak Hasan Akgün tam da bu dönemlerde ihtiyaç duyulan bir belediye başkanı portresi olabilir.
Paylaş