Paylaş
Çünkü bu yöndeki haberleri sağlıklı bulmadım. Ancak hafta sonu kongre yapılacağı için bu kez değinmek durumunda kaldım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup konuşmasında ilçe başkanlarının yüzde 65’inin, il başkanlarının yüzde 70’inin değiştiğini söyleyerek parti yönetiminde güçlü bir değişim yaşanacağı mesajını verdi.
Pazar günkü kongrede MKYK seçimi yapılacak. Aynı akşam MKYK’nın hemen toplanıp, MYK üyelerini belirlemesi bekleniyor. Yani pazar günü sabah kongre, akşam genel başkan yardımcıları belirlenecek.
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ
Kabine değişikliğinin ise kongreden sonra olması bekleniyor. Haftaya hem parti yönetiminde değişiklik yaşanacak hem de kabine değişecek.
Hangi bakanlar gidecek, yeni bakanlar kim olacak konusuna gelince, birçok isim konuşuluyor. Elbette ki bunların bir kısmı tutacak. Ama şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başka bilen yoktur. O nedenle bakan isimleri biraz bakan toto kokuyor.
BAKAN URALOĞLU’NDAN İSRAİLLİ BAKANA TEPKİ
Fas’ta Ulaştırma Bakanları toplantısı vardı. Dünyanın birçok yerinden Ulaştırma Bakanları bu toplantıya katılmıştı. Ama orada bir bakanın durumu ilginçti.
İsrail’in Ulaştırma ve Yol Güvenliği Bakanı Miri Regev’i kastediyorum. Terörist devlet İsrail’in bakanının toplantıya katılımını salonun dışında Faslılar protesto etti. Miri Regev toplantı salonunun içinde de yalnızları oynadı. İsrailli bakan konuşmaya başlayınca Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde Müslüman ülkelerin bakanları salonu terk eti.
GÖRÜŞME TALEBİ
Buna rağmen İsrailli bakanın toplantı süresince diğer ülkelerle ilişki kurmak için özel bir çaba göstermesi dikkati çekti. İsrailli bakan özellikle de Türk heyetiyle temas kurmak istedi. Miri Regev, diplomatik kanallardan Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile görüşme talebinde bulundu. Uraloğlu, “İsrail bizim dostumuz olmadığı için kabul edemem” yanıtını verdi.
Bravo Uraloğlu. Devlet adamlığı budur. Ağzına sağlık.
Peki İsrailli Bakan Miri Regev ne yaptı? Toplantı salonunda yalnızları oynayınca o da tek başına fotoğraf çektirmekle yetindi.
BAŞIN DÜŞERSE DARA ERDOĞAN’I ARA
Zelenski, Trump tarafından ortada bırakılınca, Avrupalı liderlerden beklediği desteği bulamayınca, Putin ile Trump, Riyad’da Ukrayna’yı paylaşım masası kurunca ne yaptı?
Uçağına atladığı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek için Türkiye’ye geldi.
Türkiye, barışın kaybedeni olmaz ilkesiyle hareket ediyor. Bir an önce adil bir barışın sağlanması için uğraşıyor. Rusya-Ukrayna savaşının başında Rusya’sız masalar kuruluyordu. Türkiye ona karşı çıkıyordu. ‘Rusya olmadan adil bir barış olmaz’ diyordu. Şimdi Ukrayna’sız masa kuruluyor. Türkiye ona da itiraz ediyor. ‘Ukrayna’sız barış olmaz’ diyor.
CESUR ÇIKIŞLAR YAPIYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme Zelenski’nin moralini yükseltmiş. Bir yetkili, “Zelenski 3 yılda söylemediğini son 10 günde söylüyor. Son 10 günde 3 yılda olmadığı kadar cesur konuşuyor” dedi.
O nedenle Trump’ın hedefi olmuş durumda. Putin’in bile Zelenski hakkında söylemediği şeyleri Trump söylüyor. Zelenski’yi seçim yapmaktan korkan diktatör ilan etti.
Trump’ın dışladığı Avrupa’nın sahip çıkmadığı Zelenski çareyi Erdoğan’a sığınmakta bulundu.
ERDOĞAN’IN ŞEMSİYESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yağmurdan korumak için Zelenski’yi şemsiyesinin altına aldığı görüntü ise dünyaya önemli bir mesaj oldu. Lübnan Başbakanı Mikati, “Önce Allah’a sonra Türkiye’ye güvenmeyi öğrendik” demişti. “Başın düşerse dara Erdoğan’ı ara” sözü bir kez daha gerçek oldu.
BU MESAJ KİME
Siyasi sicili bozuk olan TÜSİAD, yeniden siyaset mühendisliğine soyununca sert tepki gördü. Siyasiler eleştirdi, bakanlar tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan silindir gibi üzerlerinden geçti. Tartışma programlarında TÜSİAD’ın sicilini ortaya koyan yayınlar yapıldı. Ben de TÜSİAD’ı eleştirenlerden biriydim.
DOĞRU OLMADI
Ancak TÜSİAD’a soruşturma açılmasını doğru bulmadım. Tam da ‘TÜSİAD’ın istediği iklimi yaratıyor’ diye değerlendirdim. Ama dahası varmış. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın koluna polislerin girip, kameralara özellikle bu görüntü verilerek mahkemeye götürüldüler. Bu doğru olmadı. Bu insanlar, polisler kollarına girmeden mahkemeye sevk edilseler, adliye binasından kaçacaklar mıydı? Bu bir itibarsızlaştırma operasyonu, sindirme görüntüsü olarak algılandı.
KAMERALARA VERİLEN GÖRÜNTÜ
Fikirlere fikirle, eleştirilere eleştiri ile karşılık verelim. Türkiye’nin en büyük işinsanları örgütünün başkanlarının koluna polislerin girerek mahkemeye götürülmesi sermayenin güvende olduğu hissini vermez. Bırakın yabancı sermayeyi yerli sermaye bile bundan etkilenir. Bu görüntü Türkiye’nin kendi ayağını baltalamasından başka bir anlama gelmez.
Paylaş