TRİBÜN BOŞ ONU ANLADIM DA...

MAÇ öncesi oğlumla tribündeyiz...

Haberin Devamı

Karşılaşmanın başlamasına dakikalar kala şöyle bir etrafıma baktım ve boş tribünleri içim cızladı. Halen hedefi olan F.Bahçe’nin böylesine yalnız kalmasına üzüldüm. Bir zamanlar Dereağzı’nda, durumlar kötü de iyi de olsa maç günü stattan gelen tezahürat sesleriyle uyanırdım. Ama maalesef dün sadece müzik sesi vardı. ‘Acaba neden böyle’ diye kendi kendime sordum. Son yıllardaki futbola olan ilgisizlik mi yoksa F.Bahçe’nin başarısızlığı mı?

POZİSYONSUZ DEVRE

Maçın ilk yarısına baktığımız zaman Akhisar’ın 1 puan için geldiğini ama bir taraftan da F.Bahçe’yi yenebilme umudu taşıdığını olduğunu gördük. Fenerbahçe ne hızlı bir şekilde rakip kaleye gidebiliyor ne de organize bir atak geliştirebiliyordu. Bizi heyecanlandıracak tek pozisyon yoktu. Lopes’in kornerden gelen topa müdahalesiyle gelen F.Bahçe golü ilk yarıyı sarı lacivertlilerin önde kapatmasını sağladı. Volkan kendisine her top gelişinde oyunu hızlı başlatmak için arkadaşlarına pas veriyor ama her pası bir şekilde tekrar kendisine geliyor ise o zaman F.Bahçe’de yanlış giden çok şeyler var demektir!

Haberin Devamı

Volkan sağa sola pas vermektense direkt meşin yuvarlağı uzun göndersin ki bari F.Bahçe topu ileri taşımış olsun. Şunu da belirtmek gerek: sorumluluk almayan futbolcular takımda ne kadar fazla olursa Volkan’ın çabaları da hep boşa çıkar!

ORTAKLAŞA HATA

İkinci yarının başlarında Kjaer-Volkan ortaklaşa hatasından gelen Akhisar sayısı bizleri “F.Bahçe acaba nasıl gol atacak?” sorusunu sormaya itti. Oluşan bir karambol sonrası Souza’dan gelen gol ve son dakikada Lens’in sayısı F.Bahçe’ye 3 puan kazandırdı. “Önemli olan 3 puan mı yoksa oynanan oyun mu?” diye soracak olursak Advocaat elbette “3 puan” der. Çünkü bir hedefi var: Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek. Ancak spor sever olarak 90 dakika boyunca tribünde hiç heyecanlanmamışsam o zaman maçın başlangıcında düşünüp düşünüp bulamadığım cevabı bulurum!

 

Yazarın Tüm Yazıları