Paylaş
İlk maçtaki gollü beraberlikle alınan 2-2’lik sonuç Trabzonspor’un maç öncesi en büyük avantajıydı. Bordo mavili ekip, taraftarı önünde galip geldiği anda hedefine ulaşmış olacaktı. Nitekim Trabzon’da müthiş bir taraftar topluluğu ve harika bir saha atmosferi vardı. Rakip Sparta Prag sert, oyun disiplini olan ve fiziksel güç olarak iyi bir takım... Böyle bir rakibi oyundan düşürmenin en önemli yolu ona ağırlığını hissettirmek, ilk golü atmak ve oyunun kontrolünü elde tutmaktır. Nitekim maça agresif başlayan bir Trabzonspor gördük. Öyle ki daha ilk dakikada golle burun buruna geldiler. Bu pozisyon, taraftarı da ilk dakikadan itibaren oyuna sokmuş oldu. Etkili oynayan ve baskı kuran Trabzonspor golü yeni golcüsü Sörloth’la erkenden buldu. Düşündükleri adım adım gerçekleşen bordo mavililer için geriye tek şey kalmıştı: Oyunu kontrol altında tutmak, rakibi kalesine yaklaştırmamak ve bu arada da ikinci golü atabilmek... Bu düşüncelerini de uygulamada sorun yaşamadılar. Aslında ikinci golü hemen bulabilirlerdi ancak top Abdülkadir’in yanlış ayağına geldi.
İSTENİLEN TEMPO
Trabzonspor özellikle sol kanadını doğru bir şekilde kullandı. Attıkları gol dahil, yarattıkları birçok tehlikeyi bu bölgeden geliştirdikleri ataklarla buldular... Rakibe pozisyon verdiler mi? Evet ama bu, rakibin oyunundan değil yaptıkları basit top kayıplarından ya da rahat hareket etmelerindendi. Bu rahatlıkları da ilk yarının son dakikalarında başlarını ağrıtabilirdi fakat Allah’tan rakibin kalitesi buna müsaade etmedi. Trabzonspor ikinci yarı yorgunluk emareleri göstermeye başlayıp oyundan düştü. Sparta Prag’ın görüntüsü de bu şekilde olunca tempo Trabzonspor’un istediği gibi oldu. “Her şey iyi gidiyor” derken yenilen gol stres seviyesini artırdığı gibi Trabzonspor’u da uyandırdı. Son dakikalar heyecanımız doruk yaptı. Maça da noktayı koyabilecek pozisyonlar yakaladık ancak istediğimizi maç biterken alabildik. Gecenin sonunda hem galibiyet hem de tur geldi.
Paylaş