Paylaş
Adana denince akla ilk gelen yemek kebaptır. Hatta bu kentin mutfağının kebaptan ibaret olduğunu sananlar çoğunluktadır. Yani kebap, diğer yemekleri ezer geçer, gölgede bırakır. Bence de kebabın en lezzetlisi Adana’da yenir. Adanalı salaş kebapçılara daha çok rağbet eder nedense. Kebabın lezzeti mutfağın diğer kahramanlarını geri planda bırakır. Oysa bu mutfak et, bulgur, sebze, hamur ve baharatla yapılan muhteşem yemekleri barındırır. Çorbaları insanı mutlu eder. Hele güne kelle paça, dul avrat, mahluta, giligili, oğmaç çorbaları ile başlarsanız o günü daha çok seversiniz.
Adana yemekleri say say bitmez: Analı-kızlı, ekşili topalak, sarımsaklı köfte, munbar dolması, güveç, kabak çintmesi, içli köfte... Say say bitmez. Bu yemekler genelde evde pişer. Sokakta bulmak biraz zordur.
Ev yemekleri birbirinden güzel
Adana’nın lezzetli yemeklerini tatmak isterseniz size Reşat Bey Mahallesi’ndeki İkbal Lokantası’nı, Şakirpaşa Mahallesi’ndeki Hanımeli’ni, Hurmalı Mahallesi’ndeki Köy Sofrası’nı, Hilton Oteli’nin lokantasını öneririm. Ekşili, acılı, tatlılı yemekler sizi lezzetin doruklarına fırlatacak.
Adana’da kahvaltı önemli bir öğündür. Kahvaltıda ciğer yemek adettendir. Sabah erken saatlerde Adana sokakları buram buram ciğer kokar. Çünkü her köşe başında bir ciğerci dükkânı var. Hepsi lezzetli ama benim için Karşıyaka Sanayi Çarşısı’ndaki Ciğerci Kel Mahmut’un yeri başka. Kel Mahmut’un ‘yarı açık’ dükkânı salaş kelimesinin tam karşılığı! 50 yıldan beri esnaf sabahın erken saatlerinde ocağın karşısına geçip, ciğerli dürümü yer, sonra dükkânını açar. Kel Mahmut’tan işi devralan Gökhan Usta, kahvaltıdan sonra öğle ziyafeti için kebapları şişe saplar. Çarşının esnafı öğle yemeği için bir kez daha ocak başına oturur, bu sefer sıra kebaptadır.
Adana’da kahvaltı için bir başka seçenek de kelle-paça çorbasıdır. Bunun için önereceğim adres ise Özler Caddesi’ndeki Kuruköprü Paça Salonu. Burada içeceğiniz çorba, bütün hücrelerinizi uyandıracak kadar lezzetli. Pastırmalı sıcak humusu da tatmanızı da öneririm. Damağınıza yapışan lezzeti anlata anlata bitiremeyeceksiniz.
Yoldan çıkaran yol üstü börekçileri
Sabah kahvaltısının bir başka kahramanı da börektir Adana’da. Bence en lezzetli börekleri de, Karşıyaka Sanayi Çarşısı’ndaki bir köşe başında konuşlanmış olan seyyar Levent Börekçi satıyor. Tepsilerin görünümü bile insanın ağzını sularla doldurur. Kızartmakta yanmak arasında bir renge sahip olan kıtır kıtır üst katmanın altında bol peynirli veya kıymalı yufka katmanları durur. Böreğin kokusu da baş döndürücüdür. Seyyar araba saat 06.00’da köşeye park eder. Önünde hemen uzun bir kuyruk oluşur. Kimi oradaki derme çatma taburelerin üstünde yer böreğini, kimi sardırıp iş yerine götürür. Tepsiler çabuk boşalır. Usta 08.00’e doğru tezgâhı toplar. Onun için erkenden gitmekte fayda var.
Bir başka börekçi de, Kuruköprü Obalar Caddesi’ndeki Kardeşler Börekçilik. Mermer tezgâh üstünde çekerek açtığı yufkalarla yapılan böreklerinde bir başka lezzet var.
Bir başka kahvaltı durağı ise meşhur Kazım Büfe. Özellikle pazar günleri önünde uzun kuyruklar oluşan büfede her türlü tostu bulmak mümkün. Kazım Büfe’nin en ünlü içeceği ise muzlu süt. Adanalılar bunu içebilmek için kuyrukta beklemeye razı.
Kebabın adresi çok
Kebap konusuna gelince söze başlamadan önce biraz durmak gerek. Adana’da herkesin bir kebapçısı var. Biri diğerinin kebapçısına burun kıvırır. Bu konuda anlaşma sağlamak oldukça zor.
Onun için ben tüm itirazları göğüsleyerek size bir kaç öneri de bulunacağım. Kebapçı Mesut kebabın duayeni… Yüzerler, 5 Ocak, Elem, Onbaşılar ve Elvan kebabın kibar mekânları. Ama Köylü Garajı’ndaki Kaburgacı Yaşar’ın yeri ayrı! Etini kaburgadan sıyırır. Bunu zırh ile kıyma haline getirip kebap yapar. Bir de kaburga parçalarını kemikten ayırıp küçük küçük doğrar ve kavurur. İşte bu tam bir başyapıt. Hele yine kaburga civarındaki etlerden yaptığı şiş kebap insana parmaklarını yedirtir. Bu kebapların yanında acılı biber salatası ile kaşık salatasını ihmal etmemek gerek.
Bir diğer kebap durağı ise Ordu Caddesi’ndeki 20 yıllık Yeşil Kapı kebapçısı. Izgara bölümünün görüntüsü Hindistan’ın sokak yemekçilerini andıracak kadar karmaşık. Bir yanda soğan közlenir, bir yanda közlenen soğanların kabukları soyulur, biberler, domatesler şişe dizilir, kebaplar saplanır, siparişler tabaklara dizilir. Dumandan göz gözü görmez. Ama ortaya çıkan eser her türlü övgüye değer. Rengârenk salatalar ise birer tablo görüntüsünde.
Şalgamsız ve tatlısız olmaz
Adana’ya gelinir de şalgam içilmez mi? Şalgam konusu da kebap gibi çekişmeli. Herkes kendi şalgamcısını övüyor. Bana soracak olursanız size Ali Göde’yi öneririm. Orada içeceğiniz hafif acılı bir bardak şalgam suyu, ruhunuzu bile ferahlatır.
Bu kadar baharatlı yemeğin üstüne tatlı çok iyi gider. O zaman soluğu Gönül Kardeşler’de almak gerek. Burada self servis bir sistem var. Yani tezgâhın üstüne sıralanmış tatlılardan istediklerinizi önce yiyip, sonra parayı ödersiniz. Size öncelikle ‘Karakuş’u öneririm. Kaymaklı cevizli taş kadayıf, kaymaklı gönül bohçası, lokma ve halka tatlısı da damak çatlatan cinsten tatlılar.
Adana’nın sıcağını bicibici tatlısı serinletir. Su muhallebisi, bol buz, pudra şekeri, gül suyu ile yapılan bu tatlıyı satan seyyar satıcıları her köşede bulmak mümkün.
Adana’da gün şırdan yenmeden bitmez. Şırdan koyunun mide parçalarından biri ve içi biber salçasıyla yapılan pilavla dolduruluyor. Şırdancılar mesaiye gece başlıyor. Her köşe başında bir şırdancı bulmak mümkün. Benim önerilerim: Kocavezir Mahallesi’ndeki Şırdancı Ali Baba, Belediye Evleri’ndeki Şırdancı Cumali ve Mahfesığmaz’daki Şırdancı Cemil olacak.
Bu yazıdaki adreslere birçok itiraz geleceğini biliyorum. Bunlar benim damağımın dostları. Sizler de keşiflerinizi benimle paylaşırsanız mutlu olurum.
Paylaş