Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Boğazı’nın bir kereye mahsus olmak üzere 6 Kasım’da ticari gemi geçiş trafiğine kapatılarak ticari balık avlama tekne ve gemilerine açık olması kararı hem küçük balıkçılar hem de bilim dünyasında endişe yarattı. Konuya ilişkin tartışmalar sürerken Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay, Hürriyet’e kararın gırgır ve küçük balıkçı tekneleri için geçerli olduğunu belirterek, “Ulaştırma Bakanlığımız balıkçılara jest yapmak istemiş, 6 Kasım’da İstanbul Boğazı’nı gemi trafiğine kapatacak. Bu süre içinde gırgır ve küçük balıkçı teknelerimiz rahat avlanabilecek. Ancak troller için Marmara ve Boğazlara giriş yasağı devam ediyor. Ne o gün ne de bir başka gün, bir saat ya da beş saat avlanma yapmaları mümkün olmayacak” dedi.
Atalay, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun kendilerine verdiği yetkiyle, ekolojik bir koridor olan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını 20 yıldır koruma altına aldıklarını ve yüzde 93’ünde ticari balık avcılığına izin vermediklerini vurguladı. Kanunun kendilerine yetki verdiğini, bir başka kurumun bu yetkiye haiz olmadığının altını çizen Atalay, şunları söyledi: “Biz bazı yerleri avcılığa açma ve kapama yetkisine sahibiz. Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ 4 yılda bir güncellenir. Boğazlarda ya da başka bir yerde, bir saatliğine, bir günlüğüne ya da bir aylığına ‘avcılığı ben serbest bıraktım’ demek için bu tebliğin değişmesi gerekir. Oysa biz o tebliğdeki kuralları bilimin ışığında aldık. Çok önemli bir ekolojik koridor olan İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nda kontrolsüz avcılığa asla izin verilmeyecektir. 1 Eylül-15 Nisan tarihleri arasında gırgır balıkçıları ve küçük ticari balıkçılar avlanmaya devam edecek. Troller kesinlikle Boğazlara ve Marmara’ya giremeyecek. Ulaştırma Bakanlığı, balıkçılara jest olsun diye deniz trafiğini durduracak, balıkçılar daha güvenli avcılık yapabilecektir. Troller için yasak devam edecek. Bizim kurallarımızda herhangi bir değişiklik olmayacak.”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü de yayınladığı genelgede, 6 Kasım’da yapılacak balık avcılığının, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın balıkçılıkla ilgili verdiği izinler ve yasaklar kapsamında icra edileceğini vurguladı.
MÜSİLAJ BİLİM KURULU ÜYESİ: BALIKLARIN YAŞAMA ŞANSI KALMAZ
Müsilaj Bilim Kurulu Üyesi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Öğretim Üyesi Doçent Dr. Ahsen Yüksek, Marmara’nın Özel Çevre Koruma Alanı ilan edildiğini, balıkçılık faaliyetlerinde tek yetkinin Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olduğunu vurguladı. Yüksek, şöyle konuştu: “Marmara zaten hasarlı bir ekosistem ve bunu onarmak için Bilim Kurulu kuruldu. Bilimsel çalışmalar sonucunda Marmara’ya olan baskılar ve bunların nasıl ortadan kaldırılacağı çalışıldı. Bunlardan biri de aşırı balık avcılığıydı. Boğazlar balığın göç yolu. Siz balığı Marmara Denizi’ne girmeden ya da Karadeniz’e çıkmadan yok ederseniz, yaşama şansı bırakmazsanız gelecek seneye ürün verecek balık bulamazsınız. Ekosistem uyumlu avcılıkta stoklar tamamen yok edilmez, gelecek dönemlere katkı verecek balık miktarı korunur. Boğazlarda bu şekilde avcılığa izin verilmesi, stokların tamamen tüketilmesine neden olur.”
BALIKÇILAR NE DİYOR
UZMANLAR ve amatör balıkçılar karara tepki gösterirken, profesyonel balıkçılar ise sevindi. Boğaz’da yaklaşık 40 yıldır profesyonel balıkçılık yapan Adil Şahin, “Çok olumlu bir karar. Ne kadar çok balık tutarsak fiyatlar da o kadar ucuzlayacak. Halk ucuz balık yiyecek. Ticari gemiler rotalarından hiç şaşmıyor. Tekneler önlerine denk geldiği zaman kaçmıyorlar. Hep sen kendini korumak zorundasın, tehlike altındasın. Hep balıkçı kendini kollamak zorunda” dedi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Saadet Karakulak ise karara tepki gösterdi:“İstanbul Boğazı, Marmara Denizi de dahil aslında bir biyolojik koridordur. Bu karar balık stoklarını olumsuz etkileyecektir. Dönem itibarıyla şu anda en çok palamut ve lüfer avcılığı yapılıyor. İki tür de son yıllarda stokları azalan türlerimiz.” Amatör balıkçılar da karara tepkili. Boğaz kıyısında olta atan Osman Yağmur, “Profesyonel balıkçılar kıyıya çok fazla yaklaşıp balık yuvalarını dağıtırlar. Biz de balık yakalayamayız. Bizim için kötü olur. Onlar tüm balıkları silip süpürecekler. Balıkların yuvalarını yıkacaklar. Bu zamanda palamutla çinekop çok geliyor. Kıyıdaki balıkları trollcüler toplayacak. Yavrusundan tutun her şeyine kadar alacaklar” diye konuştu. (Gökçe KARAKÖSE / DHA)