Güncelleme Tarihi:
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi’nin verilerine göre, saat 06.19’da, Ege Denizi’nde 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 17.7 kilometre derinliğindeki deprem, Muğla’nın Datça ilçesine 166 kilometre mesafede kaydedilirken, İzmir ve çevre illerde de hissedildi. Depremde, ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Kandilli Rasathanesi ise depremin büyüklüğünü 6,1 olarak duyurdu.
Son günlerde artan bu hareketliliği Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’a sorduğumda, “Deprem, Güney Egede, Girit’in kuzeyindeki çukurda meydana geldi. Depremin ivmeleri Girit’te hissedildi. Ayrıca Bodrum Gökova Körfezi ile İzmir Körfezi’nin Gediz Deltası’nda da etkisi gözlendi. Bugüne kadar Girit’te ya da açıklarında meydana gelen depremler genellikle Girit’in güneyindeki sıkışma kuşağında oluşuyordu. Oysa bu son deprem, Gökova’dan Kos’a, oradan da Karpathos’a uzanan çöküntü hattının hemen batısında, Girit’i kuzeyden sınırlayan çukurda gerçekleşti” dedi.
Prof. Dr. Üşümezsoy şu önemli bilgilerin altını da çizdi:
-- Batı Anadolu, saatin tersi yönünde dönerek Girit çukurluğunun üzerine doğru ilerliyor. Bu bölgede gerilmenin yarattığı depremler söz konusu. Ancak bu fay, daha güneyde yer almakta olup yine bölgedeki gerilmeden kaynaklanan bir deprem.
-- Batı Anadolu, saatin tersi yönünde dönerken kendi içinde Marmaris Adaları, Gökova Körfezi, Bodrum Yarımadası; daha kuzeyde Kuşadası Körfezi, Sisam, İkarya alanı gibi çökme alanları oluşturuyor. Bu anlamda, 2020 yılında Sisam’da meydana gelen depremden sonra İkarya’ya doğru bir gerilme yapısı oluştu. Ancak bu son deprem, Girit’in hemen kuzeyindeki çukurlukta meydana geldi.
“Yaklaşık 100 kilometrekarelik bir alanda yırtılan bir faydan söz ediyoruz” diyen Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “Yani, yaklaşık 10 kilometre çapında bir çemberin fay düzleminde yırtılması. Bu durum, fayın sağında ve solunda (özellikle Karpathos’a doğru uzanan hat üzerinde) yeni depremler yaratabilir. Bu tür depremler, Marmaris, Bodrum ve Kuşadası gibi Türkiye’nin turistik bölgelerinde hissedilen korkulara yol açar. Ancak, uzak bir bölgeden gelen bir deprem olduğu için, yakında olmuş bir depremin doğrudan etkisini yaratmayabilir” dedi.
‘SİSAM’DAKİ DEPREM KUŞADASI KÖRFEZİ’Nİ DEĞİL İZMİR’DEKİ DELTA ÜZERİNDEKİ BÖLGELERİ YIKMIŞTI’
“Nitekim, Sisam’da (hemen Kuşadası Körfezi içinde) meydana gelen deprem, sağlam zemini etkilememiş, gidip İzmir’deki delta üzerindeki bölgeleri yıkmıştır” diyen Prof. Dr. Üşümezsoy, “Bunlar hep 1956 yılından bu yana biriken gerilme paylarının oluşturduğu depremler. Mesela 2017 yılında Bodrum’da meydana gelen 6,7 büyüklüğündeki deprem de öyle… Keza, 2020 yılında Sisam’daki 6,9 büyüklüğündeki deprem de bu gerilme birikiminin sonucu” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da en son 4 büyüklüğündeki deprem içinde yorumda bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “Son deprem, 23 Nisan’da Kumburgaz Çukuru’ndaki stresin boşalması sonucu meydana geldi. Bu stres boşalması, Kumburgaz Çukuru’nun güney kenarındaki normal fayı ya da doğu kenarında Çınarcık’a bakan normal fayı tetiklemiş ve bu bölgelerde artçı depremler oluşmuştur” dedi.
Prof. Dr. Üşümezsoy, şöyle devam etti:
-- Fay çözümüne baktığımda, fayların kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda, kuzeye doğru bakacak şekilde normal bir fay olarak kırıldığını görüyorum. Bu, Kumburgaz Çukuru’nun güney kenar sınırını belirleyen faydır. Depremin diğer bileşeni ise, orta sırtın ya da segmentin güneybatı kenarındaki normal fayların kırılmasıyla meydana gelmiş.
-- Hem Büyükçekmece Gölü'nün hem de Küçükçekmece Gölü'nün yumuşak alüvyal zeminlerinde deprem şiddetli şekilde hissedilmiş; yani bu bölgelerde hissedilme kuvveti daha yüksek olmuş. Bu depremin bize öğrettiği en önemli şey, Kumburgaz Çukuru'ndaki 30 kilometre uzunluğundaki yanal atımlı fay boyunca doğuya uzanan ve 'Avcılar Segmenti' olarak adlandırılan bir fay hattının aslında söz konusu olmadığı. Tüm artçılardan sonra bu bölgede stres aktarımıyla herhangi bir deprem de meydana gelmedi.