Kulenin yanlışı

DUBAİLİLER, İstanbul’a gökdelen yapacak diye kanımıza dokundu. İyi de, bugüne kadar Levent-Zincirlikuyu hattına, trafiği berbat ederek yaşam kalitemizi aşağı çeken pek çok kule dikildi, o zaman neden hiç sesimiz çıkmadı? Diyeceğim o ki, Dubai kulelerine İstanbul’da emsal ararsanız bunlardan çok var.

Dubai kuleleri tartışmasını yanlış zeminde yapıyoruz. Bu yazının amacı olaya yaşam kalitesi, ekonomik değer vs. farklı gözlüklerle bakarak tartışmayı doğru zemine çekmek.

Bugüne dek betonarmenin ötesine geçememiş ve dünya mimarlığına hiçbir katkısı olmayanları susmaya davet etmekle işe başlayabiliriz. Televizyon açık oturumlarında reklamı kessinler. Yaptıkları işler ortada.

Yaptırdıkları gökdelenlerle ‘malı meydanda’ olanlar da Dubai kuleleri hakkında konuşmamalı. Hangi mal sahibinin yaptırdığı bina modern çağ dünya mimarisi için örnek teşkil ediyor? Bu binaların hangisi uluslararası ödül kazanıp İstanbul’un değerini artırdı? Hiçbiri...

İstanbul gibi tarihe unutulmayan mimarlık yapıları armağan atmış bir kent adına ne utanç verici bir durum.

* * *

Kule yatırımcısının İstanbul’un Gaziosmanpaşa’sına gidecek hali yok ya, elbette metrosu olan yeri seçecek. Seçecek de, o civardaki durum tam bir trafik keşmekeşi. İkinci köprünün çıkışındaki kavşaklarda sağa dönüşte Metro City’den bu yana hayat cehennem. Bugün o mıntıkadaki her bina yatırımı mutlaka trafik projesiyle birlikte ele alınmalı. Yoldan şerit çalan uyanık gökdelen sahiplerinin hayatımızı cehenneme çevirmesine izin verilmemeli. Kavşaklar ve yollar için yeni çözümler bulunup bunlar uygulanmadan gökdelene izin verilmemeli.

* * *

İstanbullular için bu tartışmada sorulacak birinci soru, ‘Yapılacak bina kentimize ne değer katacak’ olmalıdır.

Tişört ve elbise satılan kule istemiyoruz. Etrafımız konseptsiz, kente değer katmayan alışveriş merkezleriyle doluyor. Görgüsüzler için yeni gökdelen konutlar da istemiyoruz.

Binanın kendisi, uzunluğu ya da büyüklüğü değil, işlevidir kente değer katan.

Yapılacak olan bina, İstanbul’un çekim alanı olma özelliğini artırarak ekonomik katkı sağlayacaksa...

O binaya yerleşecek olan beyinler, İstanbul için fikir üretip yaratıcılığını bu kentin emrine sunacaklarsa...

Bill Gates orada ofis açacaksa... Michael Schumacher evini o binada kurup vergisini de burada ödeyecekse...

Dünyanın ünlü tasarımcıları için o binada yerleşik olmak prestij göstergesi olacaksa...

O zaman amenna. ‘Trafiği çözersiniz, gökdeleni dikersiniz’ demeye değer bir durum olur.

Ama bugün için bunların hiçbiri yok. Zaman hırsızı olmanın ötesine geçemeyen elbise satılan binalara tokuz.

Tartışmayı, ‘Bu binalar İstanbul’un ekonomik değerine ne katkı sağlayacak’ sorusuyla yeniden açmalıyız.
Yazarın Tüm Yazıları