LISBON Council, Brüksel’de kurulu bir düşünce üretim kuruluşu, bir başka deyişle "think tank".
Üç fikir girişimcisi tarafından kurulan Lizbon Konseyi’nin net bir amacı var; Avrupa Birliği’nin rekabetçi ve dinamik bir bilgi toplumu olabilmek için 2000 yılında Portekiz’in başkenti Lizbon’da yapılan zirvede almış olduğu kararların uygulanmasına yardımcı bir düşünce paylaşım ortamı hazırlamak.
Hafta ortasında Lizbon Konseyi’nin Brüksel’deki yemeğine katıldım. Brüksel think tank’ler açısından zayıftır. Aslında bu durum bütün Kıta Avrupası için geçerli. Anglosakson geleneğinin ürünü olan siyasi ve ekonomik araştırma kurumları ile düşünce platformlarına Kıta Avrupası’nda çok daha az sayıda rastlanır. Gördüğüm kadarıyla Brüksel’de bu açıdan bir kıpırdanma var ki böyle olması iyiye alamet. Umarım Türkler de AB üyeliği öncesindeki bu kritik dönemde Brüksel think tank’lerinin içinde aktif olmayı başarabilirler.
* * *
Lizbon Konseyi’nin öğle yemeklerinde her seferinde farklı bir konu tartışılıyor. Alkollü içki servisi yok, yemekler hafif. Davetliler toplam 20 kişi, üçte biri gazeteci, içte biri siyasetçi, kalanlar da değişik gruplardan kanaat önderleri.
Benim katıldığım toplantıda konuşmacı olarak ünlü bir istatistikçi olan Enrico Giovannini vardı. Ekonomik ve Kalkınma Örgütü’nün istatistik işlerinden sorumlu bu kişi kuruluşa üye ülkelerdeki en son rakamların yer aldığı raporu yorumladı.
Bütün OECD istatistiklerinde en arkadan gelen ülke Türkiye. Üstelik bazı istatistikler her ülke için var, bir tek Türkiye’nin hanesi boş. Bu durumdan sorumlu doğrudan kendiniz olmasanız bile insan üzülüyor. Sürekli olarak geride kalma, geriden koşma durumunun ruh halimize yansımaları mutlaka vardır.
İstatistiksel rakamlar şeffaflık demek, tabii üzerinde oynanmamış olanları. İstatistik ve demokrasi arasındaki ilişkiyi görmek gerek. Demokrasi havası arttıkça gizli kapaklı işler de geride kalıyor. "Toplumsal bilinç", "ortak akıl" gibi kavramların yaslandığı rakamsal destek noktaları istatistikler. Strateji belirlemek için de onlar gerek.
Ve bir iyi haber: Dünya İstatistik Kongresi gelecek yıl Türkiye’de yapılacak. İyi bir fırsat ve ister istemez rakamlarla barışmamıza yardımcı olacak çapta bir etkinlik.
* * *
Gerçek hayat rakamlardaki kadar basit değil ve Enrico Giovannni’nin söylediği gibi "Botswana ekonomik rekabette İtalya’dan geridir" demenin de anlamı pek yok. İstatistikler bir ülkenin kişi başına düşen mutluluk oranını ölçmüyor. "Gayri safi milli mutluluk hasılası" ile rakamların söylediği arasındaki ilişki tam olarak doğrudan orantılı olmayabilir.