TÜM dünyayı meşgul eden Somalili korsanlar vakası, Türk donanmasının savaş yeteneklerini artırması ve "bayrak göstermesi" için iyi bir fırsat. Türk gemileri, korsanların peşine düşmek için Hint Okyanusu’na açılacaklar.
Türkiye daha önce NATO kuvvetleri kapsamında oraya Gökova gemisini göndermişti. Şimdi ise Meclis’ten geçen tezkereyle hükümet doğrudan Türk donanmasını görevlendirdi.
Somali’de bayrak gösterme ne anlama geliyor?
Somali açıklarında Türk gemileri de saldırıya uğruyor. Gemiler hangi ülkenin bayrağını taşıyorlarsa o ülkenin kara parçası sayılır. O nedenle de koruma hakkı doğuyor. Ancak hepsi bu değil.
En geniş açıdan bakarsak, küreselleşme olgusu, devletlerin gücünü giderek zayıflatıyor. Korsanlık ve benzeri faaliyetler bu sayede yayılıyor. Tanıdık bir deyişle modern "eşkıyalık" artacak. Somali başlangıç noktası. Küresel ekonomik kriz bu resmin tamamlayıcısı.
Yakında dünyamız bu tür başıbozukluk olaylarının daha fazla yaşandığı, daha "kaotik" bir yer haline gelecek.
Bu kaos sonrasında dünya kendine çekidüzen verme ihtiyacını hissedip uluslararası kuruluşlara yetki devriyle toparlanmaya çalışacak ve muhtemelen dersini alarak daha yaşanılır bir yere dönüşecek.
Ama arada çok bocalayacağımız bir dönem bizi bekliyor. Somali korsanlığı da bunun başlangıç noktalarından biri. Somali’de insanlar aç, hükümet yok.
* * *
Türk donanmasının barış zamanında Hint Okyanusu’na açılmasının simgesel bir önemi var.
Denizcilik tarihimizle ilgili değerli kitaplar yayınlayan Amiral Çetinkaya Apatay, "Osmanlı’nın en büyük hatası, Hint Okyanusu’ndan çekilmiş olmamızdır. Eğer İnebahtı yenilgisinden sonra (1571) Hint Okyanusu’nda kalabilseydik Osmanlı da Batı imparatorlukları gibi açık denizlere çıkacak ve oralardaki zenginlikleri kendi ülkesine taşıyarak sanayi toplumuna dönüşecekti. Bugün biz de Fransa, İngiltere kadar zengin olabilecektik" diyor.
İnebahtı’da Osmanlı donanmasının yakılması büyük dönüm noktası.
* * *
90’ların başında Sovyetler’in dağılma döneminde rahmetli Amiral Sezai Orkunt’la yeni Rusya’nın gücünü konuşmuştum. "Donanması yerinde durduğuna göre Rusya’nın süper güç olma konumu değişmez" yanıtını almıştım.
Türkiye, NATO üyesi olup da "hard power", yani etrafındaki çatışmalarda savaşma yeteneği olan birkaç ülkeden biri. Avrupa Birliği "soft power-yumuşak güç" olarak bu yeteneğe sahip değil.
Bu noktadaki ayrım bizim AB ile iletişimimizi zorlayan görünmeyen nedenlerden biri, ama uluslararası güç olma anlamında düşünüldüğünde artısı var. Bu açıdan da dengeyi kurmak şart.
Şurası gerçek: Korsanların ve benzerlerinin giderek daha fazla terör estirdiği bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz. Birleşmiş Milletler’de Somali’de Korsanlıkla Mücadele Grubu kurulması, OECD’nin Yolsuzlukla Mücadele sözleşmesi, küresel ekonomik kriz, işsizlik, açlık... Bunlar birbirlerine paralel gelişmeler.
Uzun lafın kısası, gün ezberlerin bozulduğu, tepkileri hop oturup hop kalkmalarla vermeme günüdür.