Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu: İstanbul’da ayağımın değmediği sokak azdır

1- İstanbul’un en büyük ilçelerinden Esenler’in son seçimde yüzde 51 oyla dördüncü kez belediye başkanlığı koltuğuna oturan Tevfik Göksu ile beraberiz… Esenler, siyasi polemiklere sık konu olan bir yer. Bu neden böyle? Hem Esenler’i hem de kendi hayat hikâyesini dinlemek için Göksu’nun kapısını çaldım… İlçenin ortasında bir Central Park havası yaratan 15 Temmuz Millet Bahçesi’ndeki ‘Şehir Düşünce Merkezi’nde buluştuk.

HİKÂYEMİN KÖKENİNDE AİLE VAR

Tevfik Göksu, dört kuşak Adıyamanlı bir ailenin sekiz çocuğundan beşincisi olarak 1966 yılında Gölbaşı ilçesinde dünyaya geliyor. Söze, “Bizim hikâyemizin kökeninde ailemiz var” diye başlıyor: “Bize sülale olarak ‘Mollalar’ yani ‘Hocalar’ derler. Ailemiz dindar ve muhafazakâr. Tek parti döneminde hayattan bezdirecek baskılar görmüşler. Demokrat Parti geleneğinden olduğumuz için baskılar sonra da devam etmiş. Babam çiftçiydi. İlkokul mezunu ama kendini yetiştirmiş. Toplumsal sorunlarla ilgilenirdi. Kazancıyla imam hatip yaptırır, Kuran kursu açtırırdı. Çocuklarının okumasına büyük önem verdi.” Göksu ilkokulu Adıyaman’da okuyor. Plan, eğitimine ağabeyinin yanında İstanbul’da devam etmek. Ancak ortaokulunun müdür yardımcısı henüz birinci sınıf öğrencisi olan Göksu’yu çağırıyor ve ona, “İstanbul’a gitme, burada ‘Akıncılar çalışması’ yap” diyor.

SİYASETE İLK ADIM: AKINCILAR

Böylece henüz 13 yaşında siyasete ilk adımını atıyor; Milli Selamet Partisi’nin (MSP) gençlik örgütü Akıncılar’da çalışmaya başlıyor. Göksu, “Akıncılar, o zamanki siyasi hareketimizin gençlik çalışmasıydı. Hepimizin geriye dönük hikâyesinde Akıncılar vardır” diye anlatıyor: “Ağabeyim fanatik Akıncı’ydı. Ben de üç yıl memlekette öğrenci örgütlenmelerine destek oldum. 1980 darbesinden sonra İstanbul’a, yatılı okumak üzere Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesi’ne geldim.” O dönemin İstanbul’unu şöyle anlatıyor: “Darbe olmuş, kimse sağına soluna bakamıyor, herkes birbirinden korkuyordu. Biz çocuk aklımızla darbe nedir çok iyi biliyor değildik ama bildiğimiz Türkiye’nin her tarafında anarşi vardı. Gaziosmanpaşa İstanbul’un bir kenar semtiydi ama hızlı gelişen yerlerden biriydi.”

SENE 1992

2- FITRAT NEYE MEYİLLİYSE…

Siyasi faaliyetleri aralıksız devam ediyor: “Erbakan Hoca cezaevindeydi. Bize Akıncı Liselilerin kurulması talimatı geldi. MSP’nin bu toprakların ruhuna, iklimine, manevi dinamiklerine uygun bir siyasal tasavvuru vardı. 1983 yılında Refah Partisi kuruldu.” Bu ‘tasavvur’u benimsemesi nasıl olmuş? Göksu, “Babamın anlattığı hikâyeler bizi etkiledi” diyor: “Karşılaştıkları zorluklar sebebiyle kendi değerlerine ve özlemlerine daha fazla bağlı kalmayı ve bunun için önce kendi evlatlarını yetiştirmeyi önemsemişler. O bunları anlattıkça biz de muhakeme ettik. Fıtratınız neye meyilliyse, o akışkanlık içinde devam ediyor.”

BİR SEÇİM ANISI....

Unutamadığı seçimlerden biri: “Sene 1987. Üniversite yurdunda talebe başkanıyım. Seçimlere gece gündüz çalıştık. Sonuçları seyredebilmek için bir ağabeyimizden televizyon ödünç aldık. Sırtlayıp yurda getirdim. ‘Çok çalıştık, kesin barajı geçeceğiz’ diyorduk. Sonuçlar açıklandı; yüzde 7’lerde kaldık. Hepimizin morali bozuldu. TRT’de program yapan sunucu küçümseyerek Erbakan Hoca’yı yayına bağladı. Onun siyaseti bırakmasını ümit ediyordu ama Hoca, ‘Hayııır, daha çok çalışacağız!’ dedi. Bizi motive eden şey makamlar değil inançlarımız ve ideallerimizdi. Siyasi mücadelemizin kökünde emek ve inanç vardır.”

SENE 1990’lar - ‘Siyasi kişiliğmizi Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a, fikri altyapımızı Erbakan Hocamıza borçluyum.’

‘İKİ YILDIZ’DAN ÖĞRENDİKLERİM

“Allah bana müthiş bir güzellik nasip etti, dünyanın iki yıldızıyla çalıştım; Erbakan Hoca ve Tayyip Erdoğan. Milli Görüş Hareketi’nin içine doğdum, o iklimin içinde yetiştik. Erbakan Hoca’dan inadı ve hiçbir şeyden vazgeçmemeyi, Cumhurbaşkanımızdan gayret ve vefayı öğrendim. Hiçbir zaman kaderimi planlamadım. Bundan sonra da planlamayı düşünmüyorum. Suyun akışına bıraktım ne yöne giderse… Yalnız, Cumhurbaşkanımız üzerine bir kitap yazmak istiyorum çünkü onun hikâyesini yeni nesillere aktarmamız gerekiyor.”

3- İYİ HİTABETİN SIRRI: YAZ TATİLLERİNDE ‘FAHRİ İMAMLIK’

Göksu, “Biz hep mücadeleyle geldik. Emek ve gayret ortaya koyduk” diye devam ediyor: “Lisede bir yandan kurslara gittim, bir yandan sokakta afiş astık, bir yandan sınavlara çalıştık. Son iki yıl yaz tatillerinde fahri imamlık yaptım. Çok iyi vaaz ederdim.” Hitabetin siyasetteki etkisini biliyoruz. Bunun sırrı nedir? Yanıtı: “Hitabet biraz fıtrat ve yetenekle alakalıdır. Kurallardan birisi kendinizden emin konuşmaktır. Konuşurken el hareketlerimiz bile Cumhurbaşkanımıza benzer. Yıllarca beraber olmuşsunuz; hal hareketleri, tavırları doğal olarak bizi etkilemiştir. Onun içindir ki bizim siyasi kişiliğimizin gelişmesinin temel ustası Cumhurbaşkanımızdır. Fikri altyapı ise Erbakan Hoca’dır.Onlara çok takdim yaptım.”

SENE 2024 - “Esenler, 2009’da İstanbul’da suç oranı en yüksek ilçelerden biriydi. Bugün en düşüklerden. İnsanları evin dışına çıkardık, kütür merkezlerine taşıdık, parklar yaptık, sanat evleri açtık.”

4- DAVAMIZI TAKSİCİLERE ANLATTIK

Eğitimine Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Harita Mühendisliği Bölümü’nde devam ediyor. Bu eğitim ona ‘dengeleme’yi ve ‘hayatın en kestirme uçuş yolları’nı öğretmiş. Siyasi kariyerineyse Milli Gençlik Vakfı ve Refah Partisi’nin (RP) öğrenci örgütlenmesinde devam ediyor. Sokaklarda nelerle karşılaşırdı? Yanıtı: “İstanbul’da ayağımın değmediği sokak çok azdır. Zaman zaman ötekileştiriliyorduk ama Cumhurbaşkanımız ve Erbakan Hoca’dan öğrendiğimiz çok önemli bir şey var; iddianız ve inancınızla gurur duyun. Biz iddiamız ve inancımızla hep gurur duyduk. Zor şartlarda okuyorduk ama partiyi anlatmak için taksiye binerdik, çünkü taksi şoförü her gün onlarca insanla muhatap oluyor. Taksiye biner, sözü siyasete getirir, RP’yi anlatırdık ki o da başkalarına anlatsın. Cumhurbaşkanımız bu dönemde il başkanımızdı.”

‘ESENLER’İ YÖNETECEK KİŞİYE ALLAH YARDIM ETSİN’ DERDİM, KENDİM BAŞKAN OLDUM

Esenler’deki hikâyesi 2009’da başlamış: “İktisat yüksek lisansından sonra ticarete atıldım. Sosyoloji doktoram devam ediyor. İş yolunda, O3 Otobanı’ndan geçerken ‘Esenler’e belediye başkanı olacak kişiye Allah yardım etsin’ derdim. Bir gün ‘Esenler adayısın’ diye telefon geldi! Aday yapılacağımı biliyordum ama Esenler’i aklımın ucundan geçirmemiştim. Cumhurbaşkanımız ‘Esenler’e vefa borcumuz var, sorunlarını bitireceğiz’ dedi. Analizlerle sosyal, kültürel bir dönüşüm yaptık.”

SENE 2024 - Seçim çalışmasında... 

5- YÜZDE 2’LERDEN BUGÜNLERE

İşleri hep kolay olmamış: “Biz o günkü şartlarda dindarlığımız ve düşünce iklimimizden dolayı ötekileştirilen bir kesimdik ama toplumun büyük bir bölümünde de iç saygınlık görüyorduk. Bizi ‘temiz, dürüst, ahlaklı, dindar insanlar’ olarak görüp saygı duyuyorlardı. Bu bizi çok motive ederdi. Gece gündüz çalışırdık. Ya teslim olacak ya mücadele edecektik; mücadeleyi tercih ettik. Yüzde 2 ile başladık, yüzde 4, yüzde 7 yüzde 11 derken elhamdülillah bugün bu noktalara geldik.”

“SİYASETTE SAMİMİYET ÖNEMLİDİR”

“Aynı dili değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır. Sokaktaki insan ‘Bunlar bizim gibi’ dedi. Biz, toplumu siyasetin öznesi yaptık. RP’nin inşa ettiği sosyoloji, Özal’ın ortaya koyduğu ortak uzlaşıyla AK Parti üzerinde toplumsal ittifaka dönüştü. Yeni okumaları doğru yaptığımız için büyüyerek devam ettik. CHP hep yerinde sayıyor çünkü yeni okuma yapamıyor. Siyasette samimiyet çok kıymetlidir. Lokantalarda yazar, ‘mide yanılmaz.’ Asıl yanılmayan gönüldür! Gönülden geçenle ağızdan çıkan arasında fark olursa bu hemen anlaşılır.”

SENE 1998 - Fazilet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı Tevfik Göksu, Genel Başkan Yardımcısı Bahri Zengin ile bir açıklamada

6- HAYALDİ GERÇEK OLDU

Bugünü nasıl değerlendiriyor? Yanıtı: “Hayallerimiz Erbakan’ın başbakan olması, Cumhurbaşkanımızın devletin başında olması, Taksim’e cami yapılması, Ayasofya’nın cami olması, kızlarımızın üniversiteye istedikleri gibi gitmesiydi. Ben iki kızıma Tarlabaşı’nda peruk aramıştım… Bu millete hizmet edenler bu milletin inancına saygı duysunlar, hizmet etsinler ve milletin inancından olsunlar diye istedik. Hepsi oldu.” Peki bundan sonra? Göksu, “Hayat bitmez! Her gün yeni değişimlerle kapınızı çalar” diyor: “Bizim siyasi mücadelemizde iyiliği inşa etmekle beraber kötülüğün karşısında durmak da vardır. Türkiye’nin gücü ve direnci bugün bunu yapıyor. Medeniyet kurmuş bir milletin çocuklarıyız; ‘Bugün işi bitirdik yan gelip yatalım’ bize uymaz.”