Aklın yolu bir değil mi?

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Görüştüğüm pekçok hukukçudan hep aynı yanıtı aldım.

Öcalan'la ilgili DGM kararının tartışma konusu yapılmaması gerekli. Bunun için mahkeme hayetinden askeri hakimin çıkarılmasını sağlayacak yasa değişikliğinin acilen yürürlüğe girmesi lazım.

Türkiye Barolar Birliği'nin önceki gün yapılan açıklaması bu yöndeydi.

Uzun yıllar Avrupa Konseyi'nde Türkiye'yi savunan Bakır Çağlar aynı yönde görüş bildirmiş.

Prof. Çetin Özek, dün Radikal'deki söyleşisinde, DGM'lerin yargılama usullerinin diğer mahkemelerden farklı olmasının sorun yaratacağını söylüyor.

Yıllardır DGM'lerde görülen davalarda avukatlar tarfından gündeme gelen çok önemli bir sorun bu.

Yani aklın yolu bir.

Rehavet içinde sorunları ertelerken üzerinde hiç düşünmediğimiz konular bir gün azmanlaşıp karşımıza çıkıveriyor.

Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ'ın dünkü Milliyet'te ‘Türkiye’yi harcamayalım' başlıklı yazısı çok ciddi bir uyarı niteleğindeydi.

Şöyle diyor Elekdağ:

‘Pişmanlık yasasının bir gün bile kaybedilmeden yürürlüğe konması çok önemli.

Ancak bunun kadar belki de bundan daha önemli ve acil bir konu daha var. Bu da Meclis önünde bekleyen Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) yeniden düzenlenmesine ve tamamen sivil yargıçlardan oluşmasına ilişkin tasarının yasallaşması.

Şu hususu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Eğer Öcalan açıklandığı gibi 2 no'lu Ankara DGM'si tarafından yargılanırsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, yargılamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiği ve dolayısıyla adil yargılama ilkesine ters düştüğü yolunda bir karar alması kaçınılmazdır. (...)

Öcalan davasına DGM'de bakılırsa bu mahkemenin Öcalan hakkında alacağı mahkumiyet kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından adil ve dürüst yargılama ilkesine uygun görülmeyecek ve Türkiye tazminata mahkum edilecektir.

Esasında bu, Türk mahkemesinin aldığı kararın tamamen geçersiz ve meşruiyetten yoksun olduğu anlamına gelir'.

* * *

Kamuoyunun çok önceden gündeminde olması gereken bu konu, reytingci medyanın pek ilgisini çekmemişti.

Trilyonluk boşanma davaları dışında, duruşmalar bizim ilgi alanımıza girmez. Hele hukuk devleti, hukukun üstünlüğü gibi kavramların tartışılması da görülmüş değildir.

Kuşkusuz ki partilerarası transfer için tetikte bekleyen pekçok milletvekilinin de zihnini DGM'ler kurcalamıyor.

Biz de büyük bir saflık içinde, hazretler tek bir gün seçim goygoyculuğunu bırakıp Meclis'i onurlandırsınlar diye bekliyoruz.

Seçim çalışması dedikleri iş de aslında ballı börekli, davullu zurnalı oy avcılığı ve ucuz kahramanlık.

Şimdi bu kahraman ve cesur zevat, ‘pişmanlık yasasını’ seçimlerden önce çıkartmış olmak istemiyor. DGM'lerin çağdaş hukuk standartlarına göre düzenlenmesi için oy kullanmaktan çekiniyor.

Çünkü kendince seçmeni kızdırmaktan korkuyor.

Seçmeni asıl kızdıran bu sorumsuzluk değil mi?



Yazarın Tüm Yazıları