Irkçı partinin yeni ‘yıldız’ı

Birkaç yıl önce “Erkeği yatakta aşırı uç isterim” diyordu, şimdi elinde Nazi bayrağına benzer bir bayrakla ‘Altın Şafak’ sloganları atıyor. Hristina’yı bilmem ama Altın Şafak alarm veriyor

Haberin Devamı

Buralardaki siyasi partilerin ne tadı var ne tuzu. Koalisyon hükümetini oluşturan üç parti, yani merkez-sağcı Yeni Demokrasi, sosyalist Pasok ve Demokratik Sol memleketi iflastan kurtarmak için AB ve IMF’nin acı reçetelerine (13.5 milyar euro) hep “Yes sir” demek zorunda kalıyorlar. Bunun bedelini de, anketlerin gösterdiği gibi ağır mı ağır ödüyorlar. Yeni Demokrasi düşüşte, Pasok ile Demokratik Sol adeta yerlerde sürünüyor.
Ana muhalefetteki Radikal Sol Koalisyon partisi pek de zahmet etmeden, yorulmadan anketlerde banko birinci. Komünist Partisi her zamanki gibi yüzde 5-6’lık gücünü koruyor. Milliyetçi Bağımsız Yunanlılar partisinde kan kaybı başladı. Anketlerde en fazla dikkat çeken ırkçı-faşist Altın Şafak partisinin sürekli yükselişi. Daha beş ay önceki seçimlerde yüzde 7 almışlardı, şimdi yüzde 15’lerdeler.
Sadece tepkinin adresi değiller, sadece öfkeden rant kazanmıyorlar. Sanki konu biraz daha derin.
Adamlar ne hikmetse her gün gündemde kalmayı başarıyorlar. Geçen hafta Radikal Sol Koalisyonu’nun lideri Aleksis Çipras, Altın Şafak’da değirmenin suyunun nereden geldiğini soracak oldu “Sinirlerine hakim olsun, külotlu çorabını yırtabilir” cevabı aldı.
Eski Başbakanlardan Kostas Miçotakis ile Yunanistan’ın hayattaki tek ‘milli kahramanı’ Manolis Glezos (2. Dünya Savaşı sırasındaki Nazi işgalinde Akropolis mabedindeki Nazi bayrağını indirdi) bu parti için tehlike çanlarını çalacak oldular, cevap gecikmedi: “Bu moruklar öldüklerinde maalesef devlet parasıyla gömülecek.”

NAZİ SELAMI

Haberin Devamı

Sadece Yunanlılar için kan bağışı kampanyaları, sadece Yunanlılara yapılan erzak yardımı, kaçak göçmenlerin üç-beş kuruş kazanmak için pazar yerlerinde kurdukları tezgahları kırıp dökmek, fanatik dindarlarla bir olup Hazreti İsa ve 12 havarisini eşcinsel tasvir eden oyunun sahnelendiği tiyatroyu basmak Altın Şafak’ın son ‘icraat’larından bazıları. Her operasyonda milletvekilleri ön planda. Polis, molis takmıyorlar.
Ha unutmadan, partinin lideri Nikos Mihaliolakos da birkaç gün önce bir toplantıda konuşurken hiç çekinmeden Nazi selamı verdi. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi’lerden onca acıyı yaşayan bir ülkede, o selam tüyler ürpertiyor.
Altın Şafak’ın bir başka ‘becerisi’ de hemen her hafta yeni bir ‘yıldız’ yaratmak-tanıtmak.
Partinin son yıldızı Hristina Sami.
Yanya Üniversitesi’nde edebiyat okumuş ama mankenlik ve DJ’likte karar kılmış. Göğsünü gere gere Altın Şafak’çıyım diyor. Partinin hiçbir toplantısını kaçırmıyor.
Üzerinde siyah pantalon, ‘Altın Şafak’ yazan tişört, aynı yazıyla şapka, elinde de gama haçlı Nazi bayrağından esinlenmiş parti bayrağı...
İnternette, son açıklamalarına göz attım. Hani “Ya ya ya, şa şa şa AltınŞafak çok yaşa” diyor. Birkaç yıl önce “Erkeği yatakta aşırı uç isterim. Seks yaparken öğretmen de olurum öğrenci de” diyordu.
Hristina’nın katıldığı parti toplantılarında etrafında neler oluyor, neler söyleniyor bilemem.
Bildiğim, Altın Şafak Yunanistan için tehlike..

Haberin Devamı

Ligin son sıradaki takımı

Türkiye Süper Ligi’nde sekizinci hafta. Lider takımın 14’üncü sıradaki takımla arasında yedi puan, 18’inci ve son sıradaki takımla da 11 puan fark var.
Yunan Süper Liga’sında yedinci haftada birinci takımla 14’üncü takım arasında 15 puan, 16’ıncı ve son sıradaki takımla arasında da 19 puan fark var.
Sanırım puanlar iki komşu ülkede liglerin ne kadar farklı geçtiğinin göstergesi.
Yunanistan Milli Takımı belki 2014 Dünya Kupası elemeleri için grubunda dört maçta 10 puanla ikinci sırada ve finallere katılma şansı yüksek ama ligdeki maçlar son derece zevksiz. Takımlar arasında büyük uçurum var.
Türkiye’de son sırada S. B. Elazığspor bulunuyor. Yunanistan’da ise AEK.
İstanbul’dan göç etmiş Rumların 1924’te kurdukları, tarihinde onca şampiyonluk yaşayan Yunanistan’ın üç büyüklerinden AEK, iki puanla ligin dibine çöktü.
Geçen yıl Yunanistan Kupası’nı kazanan AEK’da parasızlık yüzünden sezon sonunda tüm futbolcular satıldı. Gelirlere konan hacizler yüzünden, çoğu amatör takımlardan gelen yakın akrabaları hariç kimsenin tanımadığı futbolcular alınabildi. Rivayet öyle ki transfer sezonunda 5 bin euro çıkışmadığından gelecek vaat eden genç bir futbolcudan vazgeçildi.
Çocuklar sahaya çıkarken ayakları titriyor. Doğru dürüst bir pas veremiyorlar, gol atamıyorlar ve bol kepçeden gol yiyorlar. Bu şartlarda kümede kalmaları bile büyük başarı olur.
Atina’ya 1977’de geldiğimde başka ne olabilirdi ki? Tabii ki AEK’yı destekledim, sevdim. İlk kez hiçbir oyuncuyu tanımıyorum, ikide bir değişen teknik direktör kim, kulüp başkanı kim bilmiyorum.
Ve kahroluyorum.

Yazarın Tüm Yazıları