Aslında sevmem lafı da tam yerine oturmuyor... Çünkü, “Sevmem” deyince işin içine öfke, nefret gibi ilkel kavramlar da karışıyor ki asla böyle tavrım yok. Belki, “Fuat Yaman’dan pek haz etmem” sözü daha doğru olabilir. Muhtemelen bunda, Dardanelspor’u çalıştırdığı dönemde aramızda geçen tatsız bir olayın yanı sıra, iyi bir teknik adam olmadığı yolundaki (ön) yargımın etkisi vardır. Haaa, benim sevip sevmemem Yaman’ın çok mu umrunda? Hiç sanmıyorum. Ayrıca olmamalı da. O işini yapar, ben işimi yaparım; aynı geminin farklı güvertelerinde ekmeğimizi kazanar gideriz. Bugüne dek olduğu gibi... Altay son haftalarda tepetakla gidiyor ya. Bu girizgahın ardından, her kelimesinden kan damlayan bir “idam yaftası” okumayı bekleyenler avuçlarını yalasınlar. Eğer gelinen noktada ille bir yazısı yazılacaksa, bu bir “Fuat Yaman güzellemesi” olmalı. Evet, koskoca Altay kulübü meteliğe kurşun atarken, bir gün olsun ağzından para lafı çıkmayan... Takımdan gönderdiği futbolcular yüzünden recme uğrarken, onları korumak adına ağzına kilit vuran... “Ben buraya geldiğimde Altaylı değildim ama şimdi benim diyen Altaylı ile sevgi kriterine göre tartışırım” diyebilen... Elbette en önemlisi, 16 yaşındaki Okay’a, 18 yaşındaki Oğulcan’a, Metin’e, Atakan’a, 19 yaşındaki Abdülkadir’e formayı gözü kapalı teslim etme cesaretini gösteren bir adama ancak güzelleme yazılır.. Sakın kimse kalkıp, “Sakat çoktu, adam kalmamıştı, ondan gençlere sarıldı” demesin. Sezon başında kadro planlaması yapılırken yönetim ve teknik heyet, 18’lik, 19’luk, 20’lik bu çocuklara güvenerek yola çıktı. Ve bu cesur hamleler neticesinde 20 yaşındaki Musa Çağıranlara Mehmet Saklara, 21 yaşındaki Buraklara, İsalara, 23 yaşındaki Alplere, Cenk Ahmetlere, Musa Sinanlara bile, “yaşlı oyuncu” gözüyle bakar olduk. Kendi çocukları kuru ekmeğe talim ederken, Beşiktaş’ın Mehmet Sedef’ine, Can Erdem’ine trilyonlar döken, bu hatasının bedelini “transfer yasaklısı” damgasını yiyerek ödeyen Altay, yetiştirici kulüp olduğunu yeniden hatırladı. İşte bu yüzden, 2 puan kaçtı diye tribünde sahaya sırtını dönenler mi, yoksa 16 yaşındaki çocukları sırtında taşıyan Fuat Yaman mı daha Altaylı derseniz, ben Fuat Yaman derim... Ve ne ilginçitir, yine bu yüzden sevmeye başladım Yaman’ı...