Yenile(ne)bilir gıda zinciri: Karaçi’nin ileride sağlık sorunu yaratacağından korktuğum bir durumu var.
Bazen çok hızlı yiyince, beş dakika sonra yediklerinin hepsini çıkarıyor. Dün akşam yine oldu. “Ev de yeni temizlendi, hay Allah” diye yer bezini alırken baktım Muşka, Karaçi’nin artıklarının başına oturmuş. Hepsini afiyetle yedi, iz bırakmadı. Biraz iğrenç geliyor kulağa ama, kediler çıkardıklarını yerler. Alışmadığım, başka kedininkileri de yemeleri. Bunu da görecekmişiz demek.
Karaçi’yle barıştık. Birkaç gündür kucağımdan inmiyor. Özellikle de geceleri.
Efe ve Zeze badigard oldular. Geçen akşam çok fena yağmur yağıyordu. İstanbul’da bir yağarken, adada iki yağar malumunuz. O akşam annem aradı adadan. Fırtınayla birlikte İstanbul’da âdet olduğu üzere elektrikler kesilmiş. Yalnızmış, korkmuş. Efe’yi bir yanına Zeze’yi bir yanına almış, fenerle oturuyormuş koltukta. Body nerede, dedim; onu da bahçeye aldım, kapıda yatıyor, diye cevap verdi. Annemin güvenliği bizim buradan iyi valla!
Karaçi bir süredir çalışma masasını seviyor ya... Sevmekten öte bir durum var, ciddi ciddi sahiplenmiş masayı. Bugün evden çalışıyorum. Karaçi bilgisayarın yanında yatıyor. Sabahtan beri Muşka ne zaman masaya çıkmaya çalışsa, kafasına patiyi yiyip iniyor aşağı.
Şu an şok geçiriyor olabilir miyim? Kedilerimiz kum kabını adaplı kullanmayı öğrenemediği için balkona koymaya karar verdik. Ama önce balkon çıkışına bir kedi kapısı taktırmamız gerek. Malum kedi kapıları çeşit çeşit, boy boy, yanlış bir şey almamak için önce bizimkileri ölçeyim dedim. Aldım elime mezurayı, Muşka’yı ölçtüm. Vücudunun en kalın yerinin çapı 66 santim çıktı. Mezuranın tersine baktım desem, o da olamaz, tersinde 89 cm. yazıyor. Yahu benim belim bile bu kadar kalın değil! Olabilir mi böyle bir ölçü? Bu kedi yakında bizi de yiyecek!