Tartışmalardan uzak durun

BBeklentilerin yüksek olduğu bir gün. Hatta beklentiler yüzünden gerilim yaşanabilir ve olabileceklerden fazlası istenebilir.

Hayallerin zorladığı istekler ile yaratıcı fikirlerin açığa çıktığı bir dönem. Endişelerden uzaklaşmayı başarabilirseniz, sürpriz fırsatları yakalayabilir ve son derece ilginç bir gün yaşayabilirsiniz. Yabancılar, yabancı ortamlar, farklı felsefelerin açığa çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu tartışmalardan uzak durulması gerektiğini gösteriyor.

Sevgililer Günü’nü kutlamak

Yarın sevgililer gün. Kutlanan günlerin arasında adı en güzel olanı bence!

Şöyle hafif yüksek sesle "sevgili" sözcüğünü kendi kendinize fısıldayın. Kulağa ne hoş geliyor ve ruh halinizi değiştiriyor, değil mi? Bu kelimenin ne kadar güçlü bir anlam yüklü olduğunun farkındasınızdır, sanırım. Üstelik tınısı bile insanı rahatlatmaya yeterli.

Tanrının "Sevgili" kulu olmak için kulun "Sevgili yari" olmak gerek diyen ariflere bir kulak verin. Tanrıya ulaşmak için, sevmek gerek. Sevmeyi bilmek gerek. Sevgili olmak gerek, diyorlar.

Fakat, ne olmuşsa olmuş, zaman içinde ve de yakın tarihlere kadar "Sevgili" sözcüğü bile tabu (yasak) olmuş. Bu sırada birbirine kavuşamayan aşıkların aşkları kitap olmuş.

Sonra bu kitaplar alınıp masal gibi okunmuş okunmasına ama birileri çıkıp her seferinde aşıkların aşklarına ambargo koymaya devam etmiş.

Bir taraftan sevmek gerektiği öğretilirken, öte yandan sevmekten, sevilmekten korkulmuş. Taa ki, 14 Şubat günü "Sevgililer günü" ilan edilip de kabul görünceye kadar...

Böyle bir güne ihtiyaç var. Çünkü, sevgililerin korunmaya ihtiyacı var. Sevginin yaşamaya ihtiyacı var. Biliyorsunuz, koruma altına alınması gereken ne varsa, bunun için bir gün ilan ediliyor. Pek de iyi yapılıyor bence. Üstelik "Sevgi" bu günlerin arasında en fazla korunmaya, yaşamaya muhtaç olanı.

Yoksa, karanlık çağların karanlık fikirlerine, törelerine, geleneklerine kurban olup gideceğiz. Ne sevgimizi, ne de duygularımızı ifade edebileceğiz. Tabii bunun sonucunda da hasta olup yatak döşek yatacağız. Ya da delireceğiz. Neyse ki, "Sevgililer günü" ilan edildi de hasta olup yatmaktan ya da delirmekten kurtulmuş olduk. Böylece sevgililer de biraz rahat edebildi. Gizli-saklı, sevgilerini dile getirmekten, görülmekten ve de korkarak yaşamaktan kurtuldular.

Belki korkuyu çeşitli boyutlarda yaşamaya devam ediyoruz, fakat en azından dile getirebiliyor, ilan edebiliyoruz. Yeterince rahat olamasak bile, "Sevgililer Günü"nün kutlanıyor olmasından doğan bir rahatlığı içimizde hissedebiliyoruz. Sevgimizi açıkça ifade edebiliyoruz. Zaten "Sevgililer Günü" olmasının amacı da bu! "İfade etmek". Bizim en büyük sıkıntımız, kendimizi ifade etmek konusundaki acizliğimiz. Hem duygularımızı, hissettiklerimizi ifade etmek istiyoruz, hem de bunun sıkıntısını taa yüreğimizde duyuyoruz. Ama, iş ifade etmeye gelince apışıp kalıyoruz. Ne yapacağımızı, ne diyeceğimizi, nasıl davranacağımızı bilemiyoruz. İşte, "Sevgililer Günü" bu sıkıntımıza ilaç oluyor. Duygularımızı ulu orta ifade edemesek bile böyle bir günün sayesinde sevgimizi açıklamayı başarıyoruz. Bir tek gül bile aşkımızı yansıtabiliyor. İçimizden taşan sevgi enerjimizle kendimizi daha özgür hissedebiliyoruz.

Özgürlük deyince de akla hemen "Kova Burcu" geliyor. Ve 14 Şubat, Güneş’in Kova Burcu’nda parladığı bir gün. Yani yarın.
Yazarın Tüm Yazıları