Olaylara serinkanlı yaklaşın

İkizler burcundaki Merkür, Yay burcundaki Pluto’nu tetikliyor.

Değiştirici fikirlerin açığa çıkacağını işaret ediyor. Yazılı ve sözlü anlaşmalar, evraklar, faturalar ve benzeri iletişim araçlarıyla ilgili sorunlar olabilir. Düşünceleri derinden etkileyecek ve değiştirecek kişiler ve durumlara karşı tedbirli olmak gereken bu birkaç günlük dönemde tartışmalara girmekten kaçınmakta fayda var. Bugün Ay, yöneticisi olduğu Yengeç burcunda dolaşmaya başlayacak. Ev ve aile içi konulara dikkatin yöneltilmesi ve olayların serinkanlılıkla karşılanması mümkün.

Düş görenler gezegeni

Parapsikoloji konferansının ardından 1997 yılında yazdığım yazıyı hatırladım ve arşivden tarayıp sizlerle paylaşmak istedim. Kararı siz verin!

‘Düş görür müsünüz?

Kiminiz ‘Çoook’ derken, kiminiz de ‘Hiç görmem’ diyecek. Bazıları ise, bir şeyler görüyorum ama, ne olduğunu hatırlamıyorum, deyip geçecek.

Düş, denildiği zaman, ilk akla gelen, uyku esnasında görülen düşler. Peki, uyanık olduğunuz, gülüp eğlendiğiniz, çalıştığınız ya da üzüldüğünüz sırada bir şeyler düşlemez misiniz?

Tabii ki, düşlersiniz fakat, genellikle kendinizi içinde bulunduğunuz duruma öylesine kaptırırsınız ki, farkına bile olmazsınız. Olsanız bile, sonra hatırlamazsınız. Üstelik bu düşler, beklentilerin, isteklerin dışında bambaşka görüntü ve düşüncelerdir.

Fakat, ne olursa olsun bunlar düpedüz, uykuda gördüğümüz düşler gibidir. Ve, uyku esnasında olduğu gibi hızla geçip gider. Ancak, farkında olanlar ve bundan keyif alanlar, düşlerini uzun tutabilir. Uyuyup uyanıp aynı düşün devamını görenler gibi.

Ve, hiç düş görmediğini söyleyenlerin düş gördükleri halde hatırlamamaları gibi, gündüz düşleri de çoğu insan tarafından hatırlanmaz.

Şimdi diyeceksiniz ki, düşleri anladık da bu gündüz düşleri de neyin nesi? Bunların hepsi düpedüz gerçek ve biz gerçekleri yaşıyoruz. Tamam, arada sırada hayal kuruyoruz, belki. Fakat, uyumuyoruz. Bunlara senin dediğin gibi düpedüz ‘Düş’ denilemez.

Kimbilir belki de siz haklısınız. Ve, bütün bunlar belki de benim aklımın bir oyunudur. Fakat, ister oyun olsun, ister düpedüz gerçek.

Ben sadece ve sadece kendi deneyimlerimi ve çevremdeki insanların tecrübelerini birleştirip ortaya bir sonuç çıkartıyorum. Ve, diyorum ki, hepimiz yaşarken düş görüyoruz. Üstelik bununla kalmıyor, gördüğümüz düşleri tekrar yaşıyoruz.

Küçücük bir çocukken sık sık gördüğüm düşleri hatırlarım.

Oynarken, gezerken, çalışırken birdenbire düş kurmaya başlardım. Hem oynayıp hem de nasıl düş gördüğümü bilemiyorum.

Bazen, elime defter ve kalemi alıp yazmaya başladığım zamanlarda ortaya çıkardı. Böyle zamanlarda kendimi bir odada masanın başına geçmiş yazarken görürdüm ve müthiş keyif aldığımı hissederdim.

Ve, daha ilk okul sıralarında başlayan bu rüya ile ileriki yıllarda karşılaştığım zaman önce farkına varmamıştım.

Fakat, sonra bir gün, aniden büyük bir heyecanla hatırladım. Ve bu hatırlamayla birlikte diğer düşlerimle karşılaştığımı da hatırladım. Öylesine heyecanlanmıştım ki, çevremde kim var kim yok, tanıdık tanımadık herkesle konuşmaya başladım ve onlar da kendi hatırladıkları düşleri anlatmaya başladılar.

Ve ortaya şöyle bir sonuç çıktı:

İnsanlar, düşledikleriyle karşılaşıyorlar. Düşledikleri hayatı bilmeden yaşıyorlar. Yani dünyamız, düş görenler gezegeni.’
Yazarın Tüm Yazıları