Yasemin Boran

Dinleyin, izleyin ve öğrenin

12 Haziran 2006
Öğrenmek bir süreçtir. Sonsuz bir süreç... Bu süreç içinde siz, dışardan gelen uyarılarla her geçen gün yeni bir şey öğrenirsiniz ve bunun sonucunda giderek değişirsiniz. Doğduğunuz anda sahip olduğunuz kodlara, doğuştan anne ve babanızdan getirdiğiniz genetik modellere, zaman içinde dış uyaranların sizi etkilemesi sonucunda yenileri ilave olur. Böylece yeni ve farklı bilgilerin içinizde uyandığını hissedersiniz. Ve, artık önceki bilgilerle algıladığınız dünya değişmeye başlar. Çünkü, bu sürecin sonucunda yeni bilgilerle dünyaya bakmaya ve algılamaya başlarsınız. Öğrendiklerinizin değişiyor olması, bildiğiniz ve öğrendiğiniz dünyanın da değişmesine neden olur.

Öğrenim hızınız, öğrendiklerinizin çeşitliliği ve derinliği, kişiliğinizi önemli derecede etkiler. Hem çevrenizi, hem de kendinizi farklı algılamanıza, yani değişmenize neden olur.

Dış dünyayı tanırken kendinizi de tanımaya ve o güne kadar bilmediğiniz yönlerinizi anlamaya başlarsınız.

Kendinizi tanıdıkça, kendinizi ifade edişiniz, davranışlarınız da farklılaşır. Ve sizi eskiden beri tanıyanlar sizin değişiyor olduğunuzu tespit ederler.

Bu doğal bir süreç olduğu için bazen kendi değişiminizin farkında olmazsınız ve çevrenizdeki kişiler sizi uyarırlar. Fakat, bazı kişiler kendilerine karşı duyarlı ve güçlü iletişim içinde bulunduklarından, kendi değişimlerini de izleyebilirler.

Kendi değişiminin farkında olan ve kendini ifade etmeyi başaran kişinin içsel enerjisi harekete geçer. İçinizdeki enerji dalgalanmaya ve içinizden dışınıza yayılmaya başladığı zaman, ışıl ışıl bir görünüm sergilersiniz.

Hayat enerjinizin içinizden yükselip dışınıza taşmaya başladığını hissedersiniz. Böylece öğrenme süreciniz hızlanır. Çünkü, içinizden yükselen enerji sizi çevrenize karşı çok daha duyarlı ve dikkatli yapar. Bunun sonucunda çok daha kendinizi vererek, anlamaya çalışarak, izlemeye ve dinlemeye başlarsınız. İzledikleriniz ve dinledikleriniz içinizdeki coşkuyu daha bir canlandırır.

İşte şimdi, yaşamaya başladınız. Öğrendiklerinizi ayırt etmeye ve bir türlü değiştiremediğiniz alışkanlıklarınızı, öğrendiğiniz bilgileri ilave ederek yeni modeller oluşturmaya başlarsınız, ki alışkanlıklarınız değişmiş olur. Artık yeni biri olma yolunda hızla ilerlersiniz.

Dinlemek, izlemek, dış dünyanın tüm uyaranlarına karşı açık olmak ve bunları büyük bir dikkatle algılamak, enerjinizle birlikte kendinizi yenilemek sizin elinizde. Dinleyin, izleyin, öğrenin ve kendinizi değiştirin.

Ekip çalışmaları verimli geçecek

Sabahın erken saatlerinde bilinçaltını derinden etkileyecek olayların açığa çıkacağını işaret ediyor. Ancak günün ilerleyen saatlerinde ilginç çözümler ortaya çıkacak ve başarılı organizasyonlar yapılacak. Olumlu ve iyimser yaklaşımların dikkat çekici olacağını işaret eden gökyüzünün konumu, ekip çalışmaları, ev veya mülkle ilgili yapılacak çalışmaların verimli geçeceğine işaret ediyor.
Yazının Devamını Oku

Hekate Tapınağı

9 Haziran 2006
"1992 yılında Lagina Hekate kutsal alanındaki altarda yapılan kaçak kazıda açığa çıkarılan ve üzerinde çift yönlü boğa protonu bulunan mermer bir mimari parçanın kaçakçılar tarafından koparılıp götürülmesi, bizim Laguna Hekate kutsal alanında arkeolojik çalışmalara başlamamıza neden olmuştur." Bu sözlerle başlayan "Lagina" adlı kitapta, Prof. Dr. Ahmet A. Tırpan ve Yrd. Doç. Dr. Bilal Söğüt, Hekate Tapınağı’nın ortaya çıkarılması sırasında yaşadıklarını ve gözlemlerini ilginç fotoğraflarla süslemişler.

Anlatımlarında arkeoloji dilini kullanmakla birlikte herkesin anlayacağı ve bilgileneceği bir üslup kullandıkları için keyifle okunuyor. Fakat ne yazık ki, bu kitabı kitapçılarda bulabilmeniz mümkün değil. Ancak yolunuz Muğla’ya düşerse Yatağan’dan Bodrum’a giden yol üzerinde "Lagina" adlı sarı tabeladan içeri girip Hekate Tapınağı’na gitmeniz ve kitabı oradan almanız gerekecek. Aslında bu tapınak özel olarak gidilip görülecek yerlerden biri. Çünkü şimdiye kadar ortaya çıkarılmış Hekate tapınaklarının en büyük olanı. Üstelik bir Anadolu Tanrıçası olan Hekate’nin pek bilinmeyen özellikleri karşısında hem heyecan duyacak, hem de geçmişin karanlıklarından toprak üstüne çıkarılmış ve ayağa kaldırılmış sütunlar arasında gezerken zihinsel olarak geçmişe yolculuk yapabilme fırsatını yakalayacaksınız.

Geçen yıl büyük bir törenle ziyarete açılan Hekate Tapınağı’na çok arzu ettiğim halde gidememiştim. Fakat geçenlerde tapınağı görme fırsatım oldu ve müthiş etkilendim. Karanlık Ay’ın Tanrıçası Hekate, üç farklı yüzle betimleniyor. Çünkü Ay’ın gözükmediği zaman Eski Ay’ın bitimi ve Yeni Ay’ın çıkmak üzere olduğu zamandır. Yani ölüm ve doğum aynı anda mevcuttur. Doğumdan sonra Dolunay gelir ve en parlak, en verimli ve kendini tam olarak gösterdiği zamandır.

Hekate için yapılan törenler dolunayda gerçekleşiyor. Özellikle kış mevsiminin başlangıcı olan zamanın Dolunay günü. Kış mevsiminin başlaması ölümü sembolize ederken Dolunay ise büyümenin doruk noktasını işaret ediyor. Ve en eski zamanlarda böyle bir günde Hekate’nin doğum günü adına törenler düzenleniyor. Ben de bu eylül sonunda öğrencilerimle birlikte Hekate Tapınağı’nda olmayı planlıyorum. Üstelik bu yıl mevsim geçişinden hemen iki gün sonra Ay Tutulması olacağı için özellikle burada olmak istiyorum.

Sürpriz aşklar

Sorumlulukların arttığı bir dönem. İsteklerin ortaya konulmasını zorlaştıran olayların baskısı şiddet ve öfkeli davranışların açığa çıkmasına neden olabilir. Ancak baskı duygusunun yaratacağı ilginç çözümler son derece dikkat çekici ve etkileyici olacak. Kaygılar ve endişelerle birlikte sürpriz aşkların ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu isteklerin değişeceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku

Sarı rengin anlattıkları

8 Haziran 2006
Gelen mektuplardan biri ilginç bir saptamada bulunmuş ve sarı rengin hayatındaki önemini saptadıktan sonra çevresini izlemeye başlamış. Anlattıkları çok ilgimi çekti ve daha da önemlisi sarı renkle ilgili bilginin pek çok kişinin de ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Hayatın, canlılığın, aktivitenin ve iletişimin rengi olan sarı, ışığı getiren renktir.

Bu rengi seviyorsanız insan ilişkilerini, kalabalıkları, hareketi, haberleşmeleri seviyorsunuz demektir. Sarının yaydığı enerji entelektüel faaliyeti ve zihinsel potansiyeli harekete geçirir. Öğrenme arzunuz yükselirken öğrendiklerinizi aktaracak alanlar aramanıza neden olur.

Sarı renk, grup faaliyetleri, halkla ilişkiler ve kültürel aktiviteleri harekete geçirir.

Sarı rengin fazla olduğu tipler son derece hızlı düşünür, akıcı konuşur ve oradan oraya hızla hareket ederler. Tabii bulundukları ortam içinde de pırıl pırıl parlarlar. Bu tipler, hayatın, öğrenilmesi gereken kocaman bir laboratuvar olduğunu düşünür ve tüm deneyleri kendileri yapmak isterler.

Gözlemci, pratik, dikkatli, daima hareket halinde ve yeni istekler peşinden koşan bu tipler farklı kültürleri tanımak, ilginç grupların içine girmek, görülecek ne varsa her şeyi görmek isterler. Tabii bütün bu gördüklerini anlatacakları insanlara da ihtiyaç duyarlar. Kısacası, yalnızlıktan hiçbir şekilde hoşlanmazlar.

Sarı rengin, doğal enerjisini başarılı bir şekilde kullananlar ise yalnızlıkla ilgili bir sıkıntı duymazlar. Son derece sempatik, esprili ve dostça yaklaşımlarıyla bütün davetlerin aranılan popüler tipleri haline gelirler.

Sarı rengin fazla olduğu tipler ise kinci ve yıkıcı bir tavır gösterirler. Açık ve neşeli düşünceler yerine olumsuz ve karanlık düşünceler içine girip depresif bir tablo çizerler. Böyle bir durumda mor renk kullanarak sarı rengin enerjisini dengelemek gerekir. Yani mor renkli yiyecekler(patlıcan, kara lahana, erik, vb.) yemeli ve üzerinizde ve çevrenizde mor renk bulundurmalısınız.

Sarı rengin eksik olduğu hallerde ise düşünce akışı zayıflar, iletişimler kopuk ve yeniliklere duyulan heyecan hemen hemen kaybolur. Bu tip durumlarda, hem çevrenizde (eviniz, işyeriniz), hem de üzerinizde sarı renkli aksesuvar ya da eşyalar bulundurmalı, sarı renk içeren sebze ve meyvelerle beslenmelisiniz.

İstekler artıyor

Gerilimli bir gün. Bugün meydana gelen olaylar son derece dikkat çekici ve etkileyici olacak. Özellikle duygusal baskı sonucu şiddet ve öfkenin açığa çıkması mümkün. Fakat derinlerden yükselen korku, farklı tedbirlerin alınması için harekete geçirici olabilir. İsteklerin artmasıyla birlikte ortaya çıkan engellerin uyandırdığı baskı öfke yaratabilir. Finans konuları, emlak ve toprakla ilgili yeni kararlar alınacağını işaret eden gökyüzünün konumu bilinçaltını derinden etkileyici olayların açığa çıkabileceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku

Ay’ın çocukları

7 Haziran 2006
Okurların talepleri üzerine Yengeçler hakkında özellikle Ay ile bağlantılarını anlatmaya karar verdim. 10 yıldır bu köşede burçların özelliklerini tüm ayrıntılarıyla anlatmış olduğum için bu sene burçların incelemelerini yapmaktan vazgeçmiştim. Fakat taleplerin artması sonucu burçların tariflerini yapmaya devam edeceğim.

Şimdi Yengeç Burcunu anlatıyor olduğuma bakarak Yengeçler’e bir ayrıcalık yapmış olduğumu düşünmeyin. Ancak geçen ay son derece gerilimli bir dönem geçirmiş oldukları için büyük bir merakla bundan sonrasını öğrenmek istiyorlar. Aslında Ay’ın Çocukları Değişen Ay ile birlikte değişir. Karamsarlığın derinliklerinden bir anda neşeyle çıkabilir. Ve şimdi Yengeçler için neşelenme zamanı.

Yengeçler tıpkı yöneticileri olan Ay gibidir. Nasıl ki, Ay’ın büyüyüp küçülen devreleri var ise, Yengeç tiplerinin duyguları da Ay’ın evreleri gibi hareket eder.

Ay’ın karanlık zamanları gibi Yengeçler’in duyguları da bazen hiç görünmez. Bazen de tıpkı dolunay gibi parlar.

Ay’ın çocukları Yengeçler’in kendilerini güvende hissetmeleri çok önemlidir. Ama yeterince birikmiş paraları olsa bile içten içe korkuları devam eder. Evet, Yengeçler kaybetmekten çok korkarlar. Üstelik sadece paralarını değil aşklarını da kaybetmekten korkarlar. Hem de çok sevildiklerini bilseler bile... Ve sırf bu nedenle bitmiş ilişkilerini bile sürdürmeye devam ederler. Ve öylesine kuvvetli bir duyguyla sizi sımsıkı tutarlar ki, o bırakmadan siz asla bir yerlere gidemezsiniz.

İki buçuk günde burç değiştiren Ay’ın gökyüzündeki dönemleri gibi Yengeçler’in de duygusal dönemleri, gelip geçici huyları sanki Ay’ın büyüyüp küçülen görünümüyle bağlantılı gibidir. Tıpkı denizlerdeki suyun Ay’a bağlı alçalıp yükselmesi gibi, Yengeç tiplerinin duyguları da alçalıp yükselir. Ve Ay’ın Çocukları Ay’ın hareketlerinden çok etkilenir. Duyguları alçalıp yükselir. Fakat, bütün dalgalanmalara rağmen hep aynı kişidir. Duyguları yoğunlaşır, kabarır veya azalır ama değişmez.

Bir Yengeç’e nasıl davranacağınızı çok kolay anlayabilirsiniz. Şayet Ay’ın hareketlerini inceler gibi, onun dönemlerini de tespit edebilirseniz...

Yengeçler’’in duygularını etkileyen çok önemli üç konu vardır. Hatta onlar için bu üç şeyi birbirinden ayırmak neredeyse imkansızdır. Birincisi çocuklar, ikincisi yiyecek, üçüncüsü para. Ve şimdi Yengeçler için fırsatlar zamanı. Şansını iyi kullanan Yengeçler büyük atılımlar yapacaklar.

İlginç fikirler

Finans konularına yönelik baskı yaratan durumların ortaya çıktığı bir dönem. Bugün yeni tedbirler geliştirmek için araştırmalar yapılabilir. Özellikle hayal gücünü harekete geçiren durumlar karşısında çok ilginç fikirler ortaya çıkabilir. Sanatsal faaliyetler ve gösteri dünyasına yönelik meydana gelen bazı olaylar son derece dikkat çekici ve etkileyici olacak. Bazı olaylar tedirginlik yaratabilir, ancak duyguların derinleşmesiyle birlikte bugün isteklerin ortaya konulması biraz zor olabilir.
Yazının Devamını Oku

Kaderi anlatan gizemli kütüphane (2)

6 Haziran 2006
Her ziyaretçiye ait iki palmiye yaprağı vardır. İlkinde adı, mesleği, o zamana kadarki yaşamı ve daha önceki reeankarnasyonları yer almaktadır. Eğer burada belirtilen bilgiler gerçeğe uygunsa, palmiye yaprağı okuyucusu arşivden o yaprağın devamı olan ikinci yaprağı getirir. Bu yapraktan da ziyaretçi, gelecekte olanları öğrenir. Ölümüne dek tüm yaşayacakları iki veya beş yıllık bölümler halinde özetlenmiştir.

Bu kehanet türü Hindistan’da Brighu Santa adı altında tanınmakta ve kökü Brighu adlı bir bilgeye dayanmaktadır. Öğrencilerinin kaderlerinden endişe duyan kahinin uzun yıllar süren meditasyon sonucunda bu yolu geliştirdiği ileri sürülmektedir.

SAYILARIN ESRARI

Bugün 6 Haziran 2006, kısaca 06.06.06 şeklinde yazıldığı zaman özel bir günü işaret ettiğine hükmedilebilir. Saat, dakika, saniye, gün, ay, yıl olarak özel zamanı belirtecek olursak tam altı tane altı yan yana dizilmiş olacak ve o an ile ilgili özel bir an olarak kayıtlara geçecektir. Ancak sayıların neden hayatımızı etkileyen bir işaret olarak yorumlandığını pek çok kişi bilemeyecektir. Bilgi olmadığı zaman da önemsenmeyecek ve sadece ilginç bulunarak tebessümle karşılanacaktır.

Halbuki sayılar maddeden yayılan dalga boyunu ölçmek için kullanılan bir sistemdir. Renkler, kokular, ses ve biçimler titreşerek kendilerini gösterirler. Titreşimlerin ölçümü frekans olarak tanımlanan, sayılara denk gelir ve bu çok eski bilgidir; "Kelimeler harflerdir, harfler sayılardır ve sayılar tanrılardır" diyen filozofun ne demek istediği ancak şimdi, sayıların anlaşılmasıyla mümkün olabileceğini düşünüyorum.

Bir kelime söylediğiniz zaman, her bir harfin titreşiminden oluşan bir melodi ortaya çıkıyor. Melodiyi oluşturan ise harfler ve tıpkı notalar gibi her biri farklı titreşiyor. Ve her biri bir sayıya denk geliyor. Her biri bir gücü sembolize ediyor. Hatta her biri bir güç. Ve güç sayılarla tanımlanıyor. Güç dediğimiz zaman ise aklımıza tanrı geliyor. İnsanlık tarihi kadar eski zamanlara ait bir tanım olduğunu düşünecek olursak, sayıların tanrılarla tarif edilmesini anlayabiliriz diye düşünüyorum ve altı rakamının neyi ifade ettiğini anlamak için kutsal metinlerin yaratılış bölümünden bir alıntı yaparak sizleri düşünmeye davet ediyorum. "Tanrı altı gün düşündü ve yedinci gün ol dedi ve oldu."

Yoğun duygular

Hayal gücünü harekete geçiren olayların meydana geleceği bir gün. Sanatsal faaliyetlerin artacağını işaret eden gökyüzünün konumu, aynı zamanda güvenli ortam ve korunma ihtiyacının da yükseleceğini işaret ediyor. Duyguların yoğun olacağını ve isteklerin güzel ifade edileceğini işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda baskı yaratan durumların da açığa çıkacağını gösteriyor. Güç ve iktidar arzusunun yaratacağı baskı şiddetli ve tahammülsüz duyguların açığa çıkmasına neden olabilir.
Yazının Devamını Oku

Kaderi anlatan gizemli kütüphane

5 Haziran 2006
"Hindistan’da bulundum ve onu kendi gözlerimle gördüm. Ona dokundum ve ona çok eski palmiye yapraklarından kaderimi okuttum." Bu sözler 43 yaşındaki Münihli Bartholomaus Schmidt’e ait. Gerçekçi bir insan; mali danışman ve satış uzmanı olarak çalışıyor. Ama akılalmaza inanmış olarak, Hindistan’daki gizemli palmiye yaprakları koleksiyonu ile ilgili anılarını, sözcükleri art arda, noktalara ve virgüllere aldırmadan sıralayarak, büyük bir coşkuyla anlatıyor.

Bunlar yeryüzündeki en gizemli kütüphaneler. Daha binlerce yıl önce Hintli bilgeler, 6 santim enindeki ve 48 santim boyundaki palmiye yapraklarına, bugün yaşayan insanların -buna Hindistan’da hiç bulunmamış Avrupalılar da dahil- yaşam akışlarını ve kaderlerini yazıyorlardı. Ancak bu yapraklarda yeryüzündeki tüm insanların değil, yalnızca bir gün gerçekten bu kütüphanelerden birine gelecek olanların yaşam akışları vardı.

Buna göre yüzlerce yılın içerdiği milyarlarca yaşam öyküsünden yalnızca bir bölümü bu yapraklarda yer almaktadır, ama bunların kaç tane olduğu da tam olarak kimse tarafından bilinmemektedir.

Ziyaretçilerin geçmiş ve gelecekleri, bu çok eski, neredeyse zar inceliğindeki palmiye yapraklarına eski Tamil dilinin nazım biçiminde, sıkışık satırlar halinde yazılmıştır. Bu binlerce yıllık Güney Hindistan dilinde yazılmış, yaklaşık bir milimetre yüksekliğindeki yazılar, deneyi olmayanlar tarafından, çıplak gözle nerdeyse algılanmazlar bile.

Ziyaretçi büyük bir şaşkınlık içinde, kendi yaşamı, anne-babasının, kardeşlerinin, karısının ve çocuklarının yaşamları ile ilgili tüm ayrıntıları öğrenir. Mesleğinin yanı sıra, bedenindeki bazı özellikler ya da kusurlar belirtilir. Burada sözcük ve kavramların yerini zaman ve betimleyici açıklamalar alır. Örneğin bir makinistin mesleği şöyle açıklanmıştır: Su buharı ve başka enerjilerin yardımıyla, birçok insanı uzak mesafeler arasında taşıyabilen bir aracın yöneticisi.

Ziyaretçinin palmiye yaprağı üzerine yazılmış olan adının her zaman doğru çıkması, ziyaret gününde yaşayan tüm akrabalarının kayıtlı olması, bizim için gerçekten de akılalmaz bir şeydir. Bunun ötesinde ziyaretçinin yaşam öyküsü, sanki kendisi de o yaşamın bir parçasıymış gibi betimleyici yazılmıştır. Çoğu zaman ziyaretçinin palmiye yaprakları kütüphanesine geleceği tarih ve oraya kimin getireceği de belirtilmiştir. (Devam edecek)

Tedbirli olun

Duygusal karmaşa yaratan olayların açığa çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu, özellikle dikkat gerektiren konularla ilgili çalışmalar yaparken tedbirli olmak gerektiğini gösteriyor. Tartışma ortamlarından ve gereksiz iddialaşmalardan uzak durulmalı. Parasal konulara yönelik ortaya çıkabilecek bazı karışıklıklar, hırslı ve tutkulu istekler, zorlayıcı olayların açığa çıkmasına neden olabilir. Güç gösterilerinden ve ihtiraslı davranışlardan kaçınılması gereken bir gün.
Yazının Devamını Oku

Dünya ve insan (2)

2 Haziran 2006
Enerjiniz azaldığı zaman renginiz soluyor, biçiminiz silikleşiyor. Enerjiniz yükseldiği zaman parlamaya ve belirginleşmeye başlıyorsunuz. Işıldadığınız zaman kendinizi iyi hissediyorsunuz. Fakat bunun nasıl olup da değiştiğini anlayamıyorsunuz. Çünkü kendinizi her şeyin dışında hissederken, diğer her şeyden etkilendiğinizi bilemiyorsunuz.

Bu durum tıpkı bir rengin yanına başka bir renk koyduğunuz zaman kendini göstermesi veya kaybolmasına benziyor. Baskın bir rengin yanında zayıf bir renk kaybolurken, birbirine yakın renkler ise tek bir renkmiş gibi algılanır. Zıt renklerin ise her ikisi birden görünür, dikkat çekici olur.

Her bir kişiyi, olayı veya objeyi birer renk olarak düşünecek olursanız, bunların birlikteliği sonucunda ortaya çıkan, hangisi baskınsa o olacaktır.

Bu duruma örnek olarak, ilişkileri verebilirim. Mesela kendinizi düşünün. Biriyle birlikte olduğunuz zaman kendinizi yorgun, halsiz ve isteksiz hissettiğiniz halde biraz sonra karşılaştığınız başka biri canlanmanıza neden olmuştur. Hatta bu durumu tarif etmek için, "Sen bana iyi geliyorsun" şeklinde duygunuzu dile getirmişsinizdir. Üstelik bu durum sadece ilişkileriniz değil aynı zamanda mekanlarla da ortaya çıkar.

İlk girdiğiniz bir mekanda kendinizi çok iyi hissettiğiniz veya hemen kalkıp gitme isteği duyduğunuz zamanları hatırlayın.

Bütün bunlar farkında olmadan meydana gelmekle birlikte aynı zamanda içsel olarak kendinize en uygun olanı duygularınız aracılığı ile seçmenize de yardımcı oluyor. Önemli olan duygularınızı yakalamayı ve bunlara önem vermeyi öğrenmek.

Kendiniz için en iyi ve doğru olanı, akıl yürüterek belirleyip yaşamak yerine duygularınıza önem vermeyi öğrenmek ve aklınızı duygularınızı değerlendirmek için kullanacak olursanız, yaşam enerjinizin yükseldiğini hissedeceksiniz. Çünkü kendi renginize en uygun olanı, sizi gösterecek ve ışığınızın çevrenize yansımasına yardımcı olacak renkleri seçmenizi sağlayan, içinizden yükselen duygudur.

İçinizden yükselen duygu yerine seçimlerinizi akıl yürüterek yaptığınız zaman sağlık sorunları yaşamaya başlayabilirsiniz. Halbuki aklınızı duygunuz ile birleştirmeyi başardığınız zaman son derece sağlıklı ve başarılı olabilir, bütünün bir parçası olduğunuzu anlayabilirsiniz.

Düşünceler değişiyor

İletişim açısından gerilimli bir gün. Sistemle ilgili değişiklik ihtiyacını yaratan olaylar açığa çıkabilir ve önceden alınmış kararların veya düşüncelerin tamamen değişmesine neden olabilir. Bilinçaltının derinlerinde gizli kalmış arzuların ortaya çıkması ve kendini göstermesi, bazı karışıklıklara neden olacak. Gökyüzünün konumu bugün hem ilişkiler, hem de finans açısından zorlayıcı olayların açığa çıkacağını işaret ediyor.
Yazının Devamını Oku

Dünya ve insan

31 Mayıs 2006
İnsan kendisini içine doğduğu dünyadan farklıymış, tek ve özelmiş gibi algılıyor. Elbette insan özel ve tek. Fakat bu gerçek aynı zamanda bütünün bir parçası olduğumuz gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Hem özel, tek ve farklıyız; hem de hepimiz aynı bütünün bir parçasıyız. Yani aynıyız. Hem aynı, hem de farklı olmak tıpkı bir tablonun farklı renkleri olmak, hem de tek bir tabloyu meydana getiren bütünlük içinde olmak gibi bir şey.

Bütünlüğün anlamı içinde bir fonksiyonumuz olduğu gibi aynı zamanda tek başına özel bir anlam içeriyoruz. Ancak bu anlam, tabloyu oluşturan diğer renkler ve biçimlerle birlikte var olduğumuz bilinci uyandığı zaman ortaya çıkıyor. Yoksa bilmeden, anlamadan yaşıyoruz.

Bilsek de bilmesek de biz hem etrafımızda bulunan her şeye dokunuyoruz, aynı zamanda her şey de bize dokunuyor. Yani sürekli etrafımızdaki her şeyle temas halindeyiz.

Hem doğrudan ilişkide bulunduklarımızla, hem de hiçbir ilişkimizin bulunmadığını düşündüğümüz şeylerle sürekli etkileşim içindeyiz. Üstelik bu etkileşim tekdüze ve belirgin olmayıp sürekli değişiyor. Çünkü yaşayan, değişen ve değiştiren bir bütünlüğün parçasıyız.

Bu durum, bilgi ve enerji transferine neden oluyor. Bazen yükseliyoruz. Hem duygu ve düşüncelerimiz yükseliyor, hem de kendimizi çok daha dinç ve zinde hissediyoruz. Bazen de enerjimiz tükeniyor, düşünemeyecek, kıpırdayamayacak hale geliyoruz.

Bizi sarıp sarmalayan bütün her şey enerjinizi hem azaltabiliyor, hem de yükseltebiliyor. Bunu ayırt etmeye, farkına varmaya başladığınız andan itibaren kendinizi yakalayabiliyorsunuz. Fakat neler olup bittiğini anlamak pek kolay olmuyor.

Tablodaki renkler bazen soluyor, bazen son derece parlak ve güçlü oluyor. Ve sürekli değişiyor. Biçimler değişiyor, anlam değişiyor fakat tablonun bütünlüğü anlamını sürdürüyor. Fakat ne yazık ki tabloyu oluşturan formlar ve renkler bu anlamın bütünlüğünü oluşturduğunu anlamıyor.

Enerjiniz azaldığı zaman renginiz soluyor, biçiminiz silikleşiyor. Enerjiniz yükseldiği zaman parlamaya ve belirginleşmeye başlıyorsunuz. Işıldadığınız zaman kendinizi iyi hissediyorsunuz. Fakat bunun nasıl olup da değiştiğini anlayamıyorsunuz. Çünkü kendinizi her şeyin dışında hissederken, diğer her şeyden etkilendiğinizi bilemiyorsunuz.

(Devam edecek)

Gizli duygular

Son derece hareketli bir gün. Sabah saatlerinde yapılan yolculuklarda tahammülsüzlük ve gerilim sonucu bazı karışıklıklar olabilir. Öğle saatlerinde ise göstermek istediğiniz arzularınızın yarattığı karamsar duygular bilinçaltınızı tetikleyebilir ve isteklerinizi ortaya koyabilirsiniz. Gizli duyguları ortaya koymak için güçlü arzuların ortaya çıkacağı bir gün. Finans konularında bazı karışıklıkların ortaya çıkması düşünce biçimini ve uygulanmakta olan sistemi değiştirecek.
Yazının Devamını Oku