Kuzuların Sessizliği “18+”, ama canlısı değil

BAZI alışkanlıklar zamanla “gelenek”e dönüşür. Kültüre, dine, tarihe dayalı bir gelenek değildir aslında ama, öyleymiş gibi sunulur. Bazısı da var olan bir geleneğe eklenir, yamanır. Bayramda güne yine “gelenek”i kendine uyduran, hatta deforme eden görüntülerle uyanacağız.

Haberin Devamı

Kurban kesme kurallarına, usullerine, yerlerine dair yasal mevzuatlar, para cezaları bile yine geleneği “babadan gördüğünce” uygulayanların önünü kesmeyecek.
Yine trafikte can havliyle koşturan danalar kovalanacak.
Yakalanınca tek ayağından asılacak, vinçlere...
Kimi bahçede, kimi ara sokakta kan-revan kesilecek, yüzülecek, doğranacak...
Sokakta, kesimhanelerde geleneği “kanlı-canlı” seyreden çocukların fincan gibi açılan gözleri, gazetelere göbek fotoğrafı olacak.
* * *
Elde bıçak dirseklerine kadar kan içinde dolaşan “amatör kasap”ların bir kısmı, daha bıçağı bileyleme safhasında kendini kesecek.
Ve hastanelerde kuyruk olan “kasap”lara dair bu yıl da istatistikleri okuyacağız gazetelerden:
“Bayramda 2 bin 883 kasap hastanelik...” (2013 yılı bayramın ilk günü resmi istatistikleri)
Bu sayıya, elini-kolunu doğrayıp da çaputla sararak “işine” devam edenler dahil olmayacak elbet.
Kuzuların Sessizliği “18+”, ama canlısı değil
Hani gazetelerde boy boy yayınlanan “kurban kesimini izleyen çocuk” fotoğraflarını afiş yapsak...
Üzerine “Kuzuların Sessizliği” yazsak, film değil her bayram yeni sezonu başlayan dizi olur.
* * *
Lakin...
Ekranda, çocukken dedesinin kestiği kuzular ve onların çığlıkları nedeniyle kendini yetişkinlikte de toparlayamayan, sürekli kabuslar gören FBI dedektifinin (Jodie Foster) filmini, “Kuzuların Sessizliği”ni oynatsanız...
Film RTÜK nedeniyle, mozaikten görünmez.
Ama gerçek hayatta, çocukların kuzuların, koyunların, danaların kesilmesini “kanlı-canlı” seyretmesi, çığlığını, melemesini dinlemesi “hayat (yahut gelenek) normalleri” arasında görülür.
* * *
“Masuscuktan”, “film icabı” sahneleri pedagoji gereği -olur olmaz- keser, karartırırız.
Girişine bir de “18+ Şiddet /Korku” etiketini yapıştırırız.
Kurbanda ise -3+ yürüsün yeter- çocuklara canlı yayın serbest...
O “18+”yı kesimhanelerin kapısına da koysanız misal, elinize mi yapışır?
* * *
Bu yıl da böylesi manzaralara bakıp, “Ne yapalım gelenek” diyeceksek...
İbrahim Peygamber’in oğlu İsmail’i Allah’a kurban etmek istemesi öyküsüyle aktarılan tarih de, gelenek de, inanış da bu değil.
Böyle, hiç değil.
Yok...Yine o kan-revanı seyredip, “Valla işte, biz bize benzeriz” diye hayıflanacaksak...
Peşinen söyleyemedim, yazımın sonunda diyeyim:
Ben böyle bir “biz”e benzemek istemiyorum.
Çünkü o “biz”, hiç bir şeye benzemiyor.

Yazarın Tüm Yazıları