Paylaş
Şöyle anlatıyor cinayeti ifadesinde:
“Olay günü eşimle gezmeye çıkmıştık.
Dönerken bana bağırmaya başladı.
Kendimi kaybettim. Kafasına takozla vurdum.
Kafasından kan akmaya başladı, arabadan inerek kaçtı. 10 metre sonra yakaladım.
Takozla ve yerde bulduğum taşlarla vurmaya başladım. Hareket etmediğini görünce bıraktım.
Daha sonra araçtaki benzini üzerine döktüm, yaktım.
Cinnet getirdim, pişmanım...”
* * *
Eşi bağırınca, cinnet geçiriyor ya da neredeyse o cinnet, koşup onu getiriyor...
On metre kovalıyor, geçmiyor cinnet... Hareketsiz kalana kadar takoz, taş vuruyor kafasına... Cinnete devam.
Cinnetlik halde, arabaya dönüyor, benzini alıp yakıyor cesedi...
Şimdi çıkacak mahkemeye, “Cinnet getirdim”...
Aklına gelse, belki “Hakim bey, cinnet bizim genlerimizde var, bana da dedemden geçti” diyecek.
Seden Gürel’in şarkısındaki gibi; “Bu cinnet benim olsun bırak”...
Ya da Attila İlhan’dan mülhem, “Cinnet Çarşısı”...
Seç, beğen, al...
* * *
Ben, Stanley Kubrick’in The Shining filminde Jack Nicholson’ın canlandırdığı “cinnet” süreci ve sahnesi dışında, pek itibar etmiyorum bizdeki “gündelik”, vakayı adliyeden cinnete...
Şiddetin, işkencenin yıllarca bu denli hakim olduğu topraklarda, öyle olur olmaz “cinnet”e inanmıyorum çünkü.
Cinnet geçirilmesine hiç gerek kalmadan, -pek ala- sistemli uygulanabiliyor şiddet.
Şiddete alışan da çok...
Onca şiddetten sonra barış sürecine diklenen açıklamalara bakın, mesela...
Sabır taşı hala çatlamamış ama, ar damarı çoktan çatlamış.
Sabır, tevekkül, tahammül sınırımız, şiddeti bile olağanlaştırma halimiz öyle kuvvetli ki, bu ülkede kolay kolay cinnet olabilemez.
Şiddeti keyfince, uzun uzun uygularsın.
“Adını cinnet koydum” olur, dizinin adı...
* * *
İçimizdeki canavarın dışarı çıktığı “an”sa cinnet.
Bence o canavar hep dışarıda.
Trafik canavarı gibi, -eli cinnete geçmek için viteste- dolanıyor ortalıkta...
Kadını öldürüp, “Bi hayvanlık ettim, hakim bey” de kurtarmıyor durumu.
Çünkü hayvan bile, cinnet geçirmiyor.
* * *
Günlük “hava” raporu gibi, medyaya yansıyan kadınlara yönelik şiddet haberlerine bakıyorum da...
Neredeyse hepsinde cinnet, kadınlara karşı getirilen/geçirilen bir şey.
“Cinnet kadının ayaklarının altında” herhalde.
Paylaş