Paylaş
“Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği konusundan hangi vesileyle söz edilirse edilsin, akla hemen bu cumhuriyetin kurulduğu günlerde karşılaştığı bâdireler gelmektedir.”
“Egemenliğimizin daha ilk günlerden beri karşılaştığı temel tehlikeler bugün de aynıdır ve daima şu iki başlık altında belirginleşmiştir:
1. İrticaî tehdit,
2. Bölücü tehdit.
“Dikkatlerden kaçmayan bir başka nokta da bu iki tehdidin her zaman ve tartışmasız bir biçimde dışarıdan kotarıldığı ve içimizden kendisine destek ve yandaş bulduğudur.”
“11 Eylül terör olayının ardından siyasetlerini İslam ekseninde yoğunlaştıran Batı, özellikle ABD, Türkiye’de laik devletin egemenliğini sarsmak ve ülkemizi ‘BOP Projesi’ için bir atlama taşı ve ikmal alanı’ haline getirmek maksadıyla beklentisini daha çok irtica odaklı tahribe yönlendirmiş bulunuyor.”
“Aziz arkadaşlarım!”
“İrtica denince ne anlamaktayız, ne anlamalıyız?”
“Cumhuriyetin bânisi Atatürk irtica denince ne anlıyordu?”
“İrtica, dinin ihanet aracı yapılması halinde vücut bulan kötülüğün adıdır.”
“Hıyanetle daima birlikte yürüyen irtica, tarihte hep Hıristiyan Batı çıkarları uğruna kullanılmış ve işletilmiştir.”
“Günümüzde daha çok siyasal İslam unvanıyla sahneye çıkarılan irtica, tarihi boyunca desteği, itibarı, alkışı Müslümanlardan almış, hizmeti hiç aralıksız emperyalist güçlerin çıkarı uğrunda sergilemiştir. Bilerek veya bilmeyerek.”
“Ne ilginçtir ki, Kur’an da, irticayı ‘Ehlikitap (haçlı-siyon) hesabına işleyen fitne’ olarak göstermektedir.” (Âli İmran Suresi, 72)
“Bizim Kurtuluş Savaşı destanımız, temelde iki düşmana karşı verildi:
1.Vatansızlar,
2. imansızlar.
“Atatürk şöyle diyor:
“Birtakım vatansızların ve dinsizlerin propagandaları bizim için hareket düstûru olamaz.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 6/118)
“Kurtuluş Savaşı’nın serüvenini basîretle inceleyenler görürler ki ‘vatansızlar’ içinde önemli miktarda mürteci vardır. Yani din perdesi altında hıyanet sergileyenler.”
“Eğer ortada bir ihanet yoksa din omurgalı yanlışlar irtica diye anılamaz.”
“Dindardaki yanlışlar, hurafe olur, cehalet olur, geleneksel tutuculuk olur. Bunların tümü bilgisizlik, bilinçsizlik olayıdır.”
Paylaş