Paylaş
Ben bildim bileli bu kavram hep karıştırılıyor. Bizde Naif Sanatın ortaya çıkması 1970’li yıllara rastlar. O zamanlar Devlet Resim ve Heykel sergileri çok görkemli olurdu. Ülkenin bütün ünlü ressamları bu sergiye katılırdı. Jüri üyeleri çok titizlikle seçilir ve bunlar devlet sergisine tablo seçerken ince eleyip sık dokurlardı. Öyle her resmi almazlardı. Yine bu yarışmaların birinde jürinin önüne bir tablo gelir. Resmin konusu Kütahya’dan bir peyzajdır. Ancak eser, diğer eserlere benzemez. Acaba kim yapmış diye imzaya bakarlar. Bildikleri, tanıdıkları biri değildir. Resmi sergiye alıp, almama ile ilgili epey tartışırlar ve tablo oy çokluğu ile Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne kabul ederler ve bir de ödül verirler. İşte bu tablo Kütahya’nın Güveçci Köyü’nde yaşayan çoban Hüseyin Yüce’nin bir eseridir. O zamana kadar Devlet Resim ve Heykel Sergileri’ne bu işin mektebinde okumuş, sergiler açmış sanatçılar alınırdı ve ödüller daha çok onlara verilirdi.
ÇOBANLIK YAPAN RESSAMA ÖDÜL
Böylece ülkemizde ilk kez çobanlık yapan bir sanatçının eseri ödül almış oluyordu ve arkasından “Naif Resim” ortaya çıkıyordu. Naif Resim kavramı sanatçı ve kritikçiler tarafından çok tartışıldı. Ancak bizim sanat tarihimize de “Naif Resim, Naif Ressam” ismiyle girmiş oldu. Ben o tarihlerde Türk Sanat dünyasına girmeye çalışan 25-30 yaşlarında genç bir sanatçı adayı idim. Yaptığım resimler Devler Resim ve Heykel sergisinde kabul görüyordu ve çok değişik bulunuyordu. İnce bir işçilikle yapılan tablolarda perspektif pek azdı, hatta yoktu. Bu yüzden tablolarımı Naif Resme benzettiler ve o günden beri bana Naif Ressam derler.
ÜLKEMİZDE PEK KABUL GÖRMÜYOR
Şimdi ben, bu işin aslını kısaca sizlere anlatmak istiyorum. Bir kere “Naive” kelimesi Fransızcadır ve kelime anlamı; çocuksu, saf, temiz demektir. Bizdeki Naif kelimesinin anlamı da aşağı yukarı aynıdır. Ancak daha çok “zayıf, kırılgan, biraz da saf” bir anlamda kullanılır. Yani uyanığın tersidir ve bizde iltifat kelimelerinin arasında yoktur. Yani bir kimseye iltifat ederken, “Harika Naifsin” pek denmez. Ülkemizde belki de bu yüzden Naif Resim ya da Naif Ressam pek kabul görmez. Oysa bana göre tam tersi olmalıydı. Nasıl bir Yugoslav Naifleri, Alman Naifleri, Polonya Naifleri gibi ülke adının geçtiği bir kavram varsa, bu “Türk Naifleri” diye de dünyaca bilinen bir olay olabilirdi ancak olmadı. Neyse tekrar Naif Resme gelirsek, bu sanat kolu ile ilgili bilinmesi gereken birkaç maddeyi açıklamak istiyorum.
- Bunlar sanat eğitimi ve öğretimi almamışlardır. Hatta kurs bile görmemişlerdir.
- Cumartesi, Pazar günleri resim çalışırlar. Hatta Cumartesi, Pazar Ressamları diye anıldıkları da olmuştur.
- Resimlerinde perspektive yoktur.
- Çocuksu bir teknikleri vardır.
- Eserlerindeki unsurlar, figürler çok titizlilikle yapılır.
- Ayrıntılara çok dikkat eder, özen gösterirler.
- Ve en önemli ve ilginç özelliklerinden biri de, karşısındaki nesneleri gördükleri gibi değil, düşündükleri gibi yaparlar.
NAİF RESİM YAPAN SANATÇI AZ
Şimdi yukarda saydığım özellikleri yan yana getirip düşünürsek, Naif resim oldukça değişik bir tarz olarak karşımıza çıkar. Ancak bu maddeler kesin değildir. Daha çok birçok özelliklerde ekleyebiliriz. Ben daha çok özet olarak sanatseverlerin bilgisine sunmak istedim. Resim yapan bir sanatçının nasıl resim yaptığını bu şekilde görebiliriz. Aslında bizde naif resim yapan sanatçı çok azdır. Hele kursları düşünürsek naif resmin uzağında olduğumu görürüz. Bizde kursa giden herkes profesyonel ressam olmak istiyor. Keşke naif ressam olabilseler. Hiç olmazsa kendi resimlerini yapmış olurlar.
Paylaş