Paylaş
“Böyle bir şey bekliyor musunuz?”
“Özellikle Öcalan’ın bu çağrısından sonra hiç öyle bir şey olmayacak. Türkiye Anayasası’ndaki vatandaşlık tarifi kesinlikle değişmeyecek. Neye dayanarak söylüyorum? Vatandaşlık tanımını kâğıtla, kalemle, oyla değiştiremezsiniz. Yani Meclis’te birtakım adamlar el kaldıracak vatandaşlık tanımı değişecek... Vatandaşlık tanımı gibi tanımlar, böyle Meclis kararıyla, yok Özgür Özel’in dediği bu Meclis’le çözülür vs... Türk Silahlı Kuvvetleri süngüyle çözdü! Ne kadar zamandır niye PKK’yı bitiremiyor o Meclis? Çünkü bazı sorunlar vardır ki ancak silahla çözülür. Örneğin diyelim İstiklal Savaşı, Türkiye’nin veyahut 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’e karşı mücadele. Yani tarihsel süreçlerde bir şey düğümlendiği zaman silahlı çözümler gündeme gelir. O çözümler gündeme geldiği zaman; efendim Sayın Binali Yıldırım Bey, ki benim hemşerimdir. Meclis’te parmaklar kalkarak vatandaşlık tanımı falan, imkânsız bu.
TÜRK NEDİR
Vatandaşlık tanımı basit bir anayasa maddesi değil. Anayasa’nın bir sürü teferruat maddeleri var. Onlar değişir. Ama vatandaşlık tanımı, yani ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar Türk’tür’ diye özetlenen tanımı silah dışında hiçbir güç değiştiremez. Amerika, İsrail gelir Ankara’yı alır o zaman tanımı değiştirirler. Ona da kimse izin vermez. Bu milletin ordusu var. Gücü var. Efendim Türk tanımını Anayasa’dan çıkartacak olan güç yok. Güç varsa ben onlara meydan okuyorum. Gelsin bakalım. Silahları herkes tokuştursun. Sonunda onlar bu toprağa gömülür.”
KÜRT SORUNU ARTIK ABD-İSRAİL SORUNUDUR
Doğu Perinçek, dünkü basın toplantısında da çarpıcı değerlendirmeler yaptı: “Öcalan’ın bu açıklamasıyla süreç sonuçlanmış değildir. Kürt sorunu, artık ABD ve İsrail sorununa dönüşmüştür. ABD ve İsrail’in Suriye’yi parçalama yönünde mevzi kazanması, önümüzdeki zorlukların boyutunu tanımlıyor. PKK’nın terör unsurlarının Abdullah Öcalan’ın açıklaması üzerine direncinin kırılması, ABD-İsrail planına darbe indirmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri için elverişli koşullar getirmiştir. Artık sorunun çözümü, öncelikle Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindedir.”
DEVRİM YASALARI
MİLLİ MÜCADELE HEDEFE ULAŞTI
Lozan’da Kuvayi Milliyeciler, süper güçleri geriletti ve büyük dönüşüm başladı. 3 Mart 1924 Türk toplumunda gerçek dönüşümün tarihidir. En önemli 3 Devrim Yasası’nın TBMM tarafından kabul edildiği gündür. Bir dönüşüm sağlanıyor, teokratik din devletinin temel yapısı yıkılıyor. Cumhuriyet rejiminin laik temelde kuruluşu için ilk adımlar atılıyordu.
GÜNEŞ MOTEL OLAYINI HATIRLAR MISINIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir sözü vardır; “Bir partiden bir partiye transfer olanın parlamentodan ayrılması gerekir” demişti. Bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Bununla birlikte Ecevit döneminde 11’ler olayını hatırladık, yani Güneş Motel olayını...
11’ler kimdir? 22 Aralık 1977’de Bülent Ecevit, İstanbul Florya semtinde bulunan Güneş Moteli’nde daha sonra 11’ler olarak anılacak Adalet Partisi’nden ayrılan bağımsız milletvekillerinden Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu, Mustafa Kılıç, Mete Tan, Tuncay Mataracı, Güneş Öngüt, Orhan Alp, Ahmet Karaaslan, Hilmi İşgüzar, Oğuz Atalay ve Şerafettin Elçi. 1977 Türkiye genel seçimlerinde AP’den milletvekili seçilenlerin CHP’ye transfer olmaları. Yani CHP hükümetine destek verilmesini ifade eden olay. Bu transfer olayının CHP’ye büyük zarar verdiği ortaya çıkmıştı. Bugün bunların âlâsı gerçekleşiyor. Kimsenin de istifa ettiği yok. Ancak henüz bu transferlere bir isim koyulmadı demek gerekmiyor mu?
ECEVİT KÜRT
Bülent Ecevit, Cumhuriyet tarihine damgasını vuran liderlerden biri oldu. Ecevit, dedesinin Kürt olduğunu seneler sonra mezar taşından öğrendi... Ancak hiçbir zaman siyasi olarak bunu olay yapmadı.
‘HALKIN MELODİSİ’ EDİP AKBAYRAM
USTA sanatçı Edip Akbayram (75) uzun süredir tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliğinden yaşamını yitirdi. Akbayram, dik duruşu, umut aşılayan eserleri ve güçlü sesiyle milyonlara ulaştı. Yeri doldurulmaz. Mütevazı, erdemli, onurlu bir müzik insanı. Boyun eğmeyen bir yurtsever aydın. Satın alınamayan bir politik duruşun temsilcisi. Eşsiz güzellikteki bir sesin sahibi.
Güneşli günlerin geleceğine dair umutları büyüten, laik Cumhuriyet Türkiye’sinin gülen yüzlü, aydınlık savaşçısı.
Bu güzel ülkede, aydınlık yarınlara erişme umudunu hep canlı tutan kıymetli sanatçının Türkiye’de yeri doldurulamaz.
‘Aldırma Gönül’ ,‘Aşk Olsun Sana Çocuk’, ‘Hasretinle Yandı Gönlüm’...
Tarık Akan, Semiha Berksoy, Erol Günaydın, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Göksel Kortay, Mücap Ofluoğlu, Kemal Sunal, Ferhan Şensoy ve Macide Tanır ile birlikte Fethullah Gülen’in ödülünü reddeden 11 sanatçıdan biriydi.
Edip Akbayram’ın Serkan Koç’a verdiği röportajından; “Sanat doğruluktur, güzelliktir, umuttur. Bütün şarkılarımda ezilen insanların yanında oldum. Emek en yüce değerdir, emekçi eli öpülesi insandır. Ben halkın melodisiyim.”
DEĞİŞİM ZAMANI
APO’nun 25 Şubat 2025 tarihli açıklaması, 27 Şubat tarihinde açıklandı. Birçok olumlu-olumsuz tepkiler gündemde olurken, bunun paralelinde PKK ise Apo’nun çağrısını destekleyeceğini açıkladı.
2024 Ekim ayından bugüne kadar yapmış olduğum basın açıklamalarım doğrultusunda süreç gelişti. İlk olarak Apo’nun açıklamasını, PKK’nın da silah ve terörü bitirdiğini Türkiye halkına inandırıcı olarak ortaya koymalıdır, dedim. 15 gün sonra Sayın Bahçeli’nin açıklaması gündeme geldi. Süreç zorunlu olarak önüne geleceği bir anayasa değişikliğinin şartı koşmaktadır. Demokratik gelişimin önü açılmalıdır. Unutulmamalıdır ki halen 12 Eylül darbesinin yapmış olduğu anayasayla yaşamaktayız. Toplum bütün kesimleriyle demokratik bağlamda uzlaşırsa ki öyle görünmekte, bütünlük oluşturulmalıdır. Ne etnik ne dinsel ne de başka kimlikler üzerinden tekçi yaklaşımda bulunulmamalıdır. Geniş bir yelpazede daha geniş demokrasi olanakları oluşturulmalıdır. Bunu Türkiye’nin şu anki dünya konjonktüründe içteki uzlaşmayı sağlayacak, Türkiye’yi daha güçlü hale getirecek bir olgu olduğuna hepimiz inanmalıyız. Topluma dair alanlarda olumsuz yöne doğru süreci çekenlere, kirli bilgiye, kirli hesaplara, kirli hesaplar yapanlara milyonlarca vatandaşımızın mutabakatı yanıt olacaktır. Türkiye’de artık değişim zamanı. Türkiye, Türk’üyle, Kürt’üyle çok güçlü bir birlikteliği var etmektedir.
Bunun koşulları başlamıştır. Kullanılan dil, söylem, eleştiri kesinlikle yapıcı olmalıdır. Herkese çok görev düşmektedir. Dünya, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana gerilimli yeni bir dönemi yaşamaktadır. 3. Dünya Savaşı’nı çokça dile getirmektedir.
Türkiye’nin hızla kendisini içe dönük şekilde belirsiz süreçlere hazırlaması gerekmektedir. Böyleyken birilerinin daha kırmızı, daha milliyetçi, daha cumhuriyetçi, daha laik, sekülerliği çıkar amaçlı kullanması dünya gerçekliğine bugünkü haliyle uymamaktadır. Gerek politik dar grupların gerekse bireylerin daha fazla böyleyim şöyleyeyim mesajları toplumumuza zarar vermekten öteye gitmeyecektir. Herkes bir gün olarak daha makul, daha pozitif bir dille Türkiye’nin bütünlüğünü sağlamalıdır. Türkiye, Kürt’üyle, Türk’üyle...
Her etnik kökeniyle, mezhebiyle birlikte zenginiz. Bu ülkeyi koruyalım. 783 bin metrekare ve 85 milyon birlikte kardeşçe ve özgürce hep birlikte yaşayalım.
Av. Mesut DEĞER-22. Dönem Diyarbakır Milletvekili; Araştırmacı-Yazar
Paylaş