Paylaş
Sizlere iki konuda bilgi vermek istiyorum:
1- Dalaman-Göcek arasındaki tünel 2007’de yap-işlet-devret olarak yaptırıldı ve hizmete alındı. Ben elektrik mühendisiyim, 40 sene memleketimin her yerinde tesis yaparak kendimi
emekli ettim.
Bu tünelin boyu 900 metredir. Tünelde havalandırmanın çalıştığına hiç şahit olmadım. Bilhassa tünelin Göcek çıkışında hiç aydınlatma olmadığından kazalar oluyor.
Tünelden gidiş-dönüş için ayrı ayrı 3.50 TL ödenirken bu sene 4.50 TL’ye çıktı. Devlet tüneli bizim ödediğimiz vergilerle yaptı, ama nedendir açılmıyor.
ELEKTRİK ZAMMI
Tünel Türkiye’nin en pahalı tüneli. Boğaz Köprüsü 1490 metre ve tek yönde ödediğiniz para 4.50 TL yeni oldu. Bu konuda kime sorsak bir bilgi alamıyoruz. Sadece dağ yolundan geçip tüneli kullanmıyoruz.
EPDK, elektriğe % 6.7 oranında zam yaptık diyor. Benim evime gelen faturada 167 TL elektrik sarfım var. Ama Aydem için istenen para 93 TL çünkü geçen sene Aydem için sarfiyata verilen bedel 0.05 TL iken bu sene 0.1156 olmuş yani % 100’ün üzerinde zam yapılmıştır.
İtiraz ettik ama Aydem’den yetkililer bir şey çıkmaz diyor.
Eskiden devletin bir kontrol mekanizması vardı ama artık yok.
Olan halka oluyor. Allah yardımcımız olsun. Selçuk GÜVEN
Cizre’ye gidelim ama gerçeği de görelim
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, diğer üç partiye çağrı yapıyor: “Hep beraber Cizre’ye gidelim, ne olup bittiğine hep beraber karar verelim.”
Sayın Meclis üyeleri yorulmasın, biz orada neler olduğunu özetle anlatalım.
Efendim, Kandil geçen yıl bazı ilçelerde özerklik ilan edilmesi emrini verdi... Bu ilçelerde PKK’ya bağlı HPG gerillaları sokaklara hendek kazmaya, barikat kurmaya koyuldular. Ellerinde roketatar ve hafif silahlarla barikatların arkasına geçerek mahallelere el koydular. Devlet olaya epey seyirci kaldıktan sonra barikatları temizlemek için harekete geçti. O zaman enteller ve HDP’liler devlet zulmünden söz etmeye, barış diye bağırmaya başladılar.
Devlet ülkenin bütün ilçelerinde mi zulüm yapıyor? Hayır, sadece PKK’nın işgalindeki ilçelerde... O zaman? PKK o barikatları boşaltıp geri çekilirse kan akması da aynı anda duracak. Barış sağlanacak...
Ancak kimse barışın bu şeklini ağzına almıyor. Hepsi PKK ağzıyla konuşuyor ve barış şartı olarak Dolmabahçe zeminine dönülmesi ve Apo’ya görüşme kolaylığı sağlanması şartını koşuyorlar. Dinçer ÖNAL
Rusya’ya karşı kışkırtılıyoruz
RUSYA’ya ait bir savaş uçağı geçen yıl ekim ayında Türk hava sahasını ihlal etmiş, Ankara tepki göstermiş, Rusya hatayı kabul ederek özür dilemişti. 24 Kasım’da ise bir Rus uçağı hava sahamızı 17 saniye ihlal ettiği gerekçesiyle düşürüldü. Rusya ile dostluk aniden düşmanlığa dönüştü. Şimdi bir üçüncü uçak olayı var. Hava sahamızın bir Rus uçağı tarafından ihlal edildiğini NATO haber vermiş. Önce Erdoğan, ardından Başbakan ve Dışişleri Bakanı sert demeçler verdiler.
CHP Genel Başkanı da koroya “Arkanızdayım” diyerek katıldı.
ABD’nin bizi Rusya’ya karşı kışkırttığını görmemek için aptal olmak lazım. Ancak ABD’nin anaforuna yakalanmış Ankara kendini sakinleştiremiyor. Muhalefet de yangına körükle gidiyor. Yeni bela kapıda!
'Laiklik en çok biz kadınlara lazımdır'
79 yıl önce, 5 Şubat 1937 tarihinde, 1924 Anayasası’nda yapılan değişiklikle kabul edilen laiklik ilkesi, 1961 ve 1982 anayasalarında da devletin değiştirilemez temel nitelikleri arasında yer almıştır.
Atatürk devrimleriyle başta Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim birliği ve Medeni Kanun’un kabulü ile hukuk birliği olmak üzere laik hukuk sisteminin esasları belirlendi.
İKKB Koordinatörü Nazan Moroğlu: “Hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi, kadının, insan haklarının da güvencesidir” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Yüzyıllar boyunca değil yurttaş olmak, insan olarak bile yok sayılan, ancak laik hukuk devrimi ile ailede, eğitimde, istihdamda, kamuda ve siyasette erkeklerle eşit birey kabul edilen kadınların bir bölümünün bu özgürlüğü ve eşitliği tersine çevirmek gayretini hayretle izlemekteyiz.
‘Laiklik İlkesinin Anayasa’da Yer Almasının 79. Yıldönümü’nde, unutmayalım ki laiklik ve onun sağladığı eşitlik, özgürlük ve adalet en çok biz kadınlara lazımdır. Ve yarın çok geç olabilir.”
Paylaş