İnönüler Pembe Köşk’e 1924 yılında yerleşmişler. Bu iki katlı köşkün alınmasına Atatürk vesile olmuş, zaman içinde bazı onarımlar ve eklemeler yapılmış. Üç yıldan beri kimse oturmuyor ahşap binada. Tamamen müze olmuş sayılır. İnönü Vakfı’nın merkezi olarak kullanılıyor. 23 Nisan ve 29 Ekim bayramlarında halka ziyaret için açılıyor. Annesinden sonra ev sahibeliğini Özden Toker yürütüyor. İsmet İnönü’nün taşındığı dönemi kapsayan zaman dilimini tarihi araştırmalarla belgeselleştirip genç kuşağa aktarmayı hedef alan vakıf birçok etkinlikle sesini duyuruyor.
Mevhibe İnönü’nün hayatı boyunca büyük bir özenle sakladığı özel eşyaları, gelinliği, giysileri, tuvaletleri, ayakkabıları, şapkaları, eldivenleri ve daha pek çok anısı belirli dönemlerde Pembe Köşk salonlarında ziyarete açılıyor. Biz de gezimiz sırasında Bayan İnönü’nün yeniymiş gibi duran, bazıları asırlık kıyafetlerinin nasıl böylesine iyi korunabildiğine şaşırdık.
Mevhibe Hanım, 1925 yılında yerleştiği Pembe Köşk’te hayatının sonuna dek, mükemmel bir eş, şefkatli bir anne, sevimli bir büyükanne ve unutulmaz bir ‘Hanımefendi’ olarak yaşadı.
Mevhibe Hanım 1916 yılında İnönü ile evlendi, 7 Şubat 1992 günü vefat etti. Ardından kızı Özden Toker, 20 yılı aşkın bir süredir annesinin anıları üzerinde çalışıyor, notlar alıyor, görüşmeler yapıyor ve belgeler buluyor. Yani İnönü Vakfı’nın daha yapacağı çok iş var gibi geliyor bize.
Özden Toker’le sohbetimize devam edeceğiz.
AİLE KURALI
MEVHİBE
Su yönetiminin işi suyun çeşmeye getirilmesi ile de bitmiyor. Atıksuyun arıtılıp tekrar kullanılması veya doğaya temiz bırakılması lazım. Tüm bunların su yönetimine bir maliyeti var. Belediyeler çoğu zaman bu maliyetin tümünü tüketiciye yansıtmıyor.
Ancak son dönemde içme ve kullanma suyu bedeli, gerek seçim öncesi verilen indirim vaatlerinde gerekse daha sonra su bedelinin arttırılması ihtiyacı ortaya çıktığında popülist politikaların konusu haline geldi.
Bize göre su bir insan hakkı hatta canlı hakkıdır. Öncelikle her insanın temiz, yeterli, sağlıklı suya, ödenebilir bir bedelle sürekli olarak ulaşmasının sağlanması şarttır. Hatta sosyal yardıma muhtaç ailelere belirli bir miktar su bedelsiz sağlanmalıdır. Ancak burada süreklilik önemli. Çünkü suyun geleceği belirsizleşiyor. Suyu en uygun şartlarla sürekli olarak sağlamak gittikçe zorlaşıyor. Su yönetimi bunu dikkate alarak yeni plan ve programlar yapmalı.
Ancak son dönemde su bedellerinde önce indirim sonra bindirimler yapılıyor. Su temini ve atıksu arıtma hizmetlerinin girdi maliyetleri hızla artınca su yönetimleri çaresiz kalıyor. Su bedelleri de gündelik siyasi polemik konusu oluyor.
İçme ve kullanma suyu bedeli üzerinden popülizm yapılırsa, suyun kamu hizmeti olarak temini politikaları çok zorlanır. Bunun zararını tüm toplum ve yaşadığımız doğal çevre görür.
Suyu topluma kamu hizmeti anlayışı ile temin etmeye ve doğal çevremizi korumaya devam etmeliyiz. Bunun için yenilikçi, toplumcu-gerçekçi, şeffaf, katılımcı politikalara ve teknoloji destekli dinamik kurumsal yapılara ihtiyacımız var. Su üzerinde artan birçok baskı var. Buna bir de popülist politikaları eklemeyelim. Toplumsal ve sosyal bedeli ağır olur.
GÜNÜN SÖZÜ
“Cumhuriyet’in olağanüstü devrimleri, hukuk düzenlemeleri ve kurumları ile çok büyük zorlukları başardığını, ancak Cumhuriyet’in ilerlemelerine rağmen, yargının Türkiye’nin halen çözülememiş en önemli sorunu olduğunu belirtmek isterim. Çözüm mü? Cumhuriyetimizi kaliteli hizmet üreten, şeffaf, hesap verir ve tam bağımsız olan, daha iyi bir yargı ile taçlandırmalıyız.”
25 Haziran 2018’de kuruldu. CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, 1965 Antalya Akseki’de doğdu. 1988’de ODTÜ’den Makine Mühendisi olarak mezun oldu. Aselsan’da çalışmaya başladı. Daha sonra Bursa’da Bosch firmasında çalıştı. Ardından Almanya’da önemli görevler üstlendi, daha sonra Bosch Türkiye Genel Müdürü oldu. Sonrasında yine Almanya’da genel müdür görevine getirildi ve TOGG’a transfer edildi. TOGG’un başına getirileceğini ilk kez bu köşede yazmıştık.
Mehmet Gürcan Karakaş’ın, kendi isminin köşemizde yer almasından ötürü çok şaşırdığını biliyoruz. Cumartesi günü TOGG ile ilgili açıklamalar yaparken kendisini ekrandan ilgi ile izledik ama yanına ulaşmak mümkün olmadı çünkü TV’lerde canlı yayınlara çıkıyordu. Daha sonra açılış saati yaklaştıkça iktidar mensupları ve yabancı konuklarla bir araya gelmesinden ötürü tanışmayı sağlayamadık. Neyse, böyle başarılı bir mühendisin yaptıkları Türkiye için iftihar kaynağı.
SERİ ÜRETİM BAŞLADI
Dört ortaklı dev proje, 27 ayda tamamlanarak seri üretime geçti. Önümüzdeki yıl üretim hacmi 20 bin olacak. Bizi tesisin sahasına götüren şoförümüz daha önce buraya geldiği için yolların, çevrenin düzeni ve refüjlere dikilen zeytin ağaçları kendisini çok şaşırttı. Rekor sürede tamamlanan 2 milyon metrekarelik üretim tesisinde üretilecek olan otomobillere; üretenler ‘akıllı cihaz’ diyor.
C-SUV segmentinde global markalarla baş edebilecek bir araç üreten TOGG, 5 ay sonra trafikte görülmeye başlanacak.
Otomotiv sektöründe çok önemli bir bölge olan Bursa/Gemlik’teki üretim üssünde montaj bantlarında kullanılan robotik montaj ile, modern otomobil üretiminin mihenk taşlarından birini oluşturan fabrikada 1.300 kişi çalışıyor. Daha sonra bu rakam 4.300’e çıkacak.
BAYİLİK YOK
Yeni nesil satış teknikleri arasında bulunan temas temalı tanıtım ofisleri 2023 senesine kadar 20 noktada yer alacak ve buralarda araçların tanıtımı yapılarak sipariş verilmesi sağlanacak.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Geleceğe güçlü biçimde ulaşabilmek, Cumhuriyetimizi korumak ve yaşatmakla olanaklıdır’ sözüyle bizlere önemini en iyi şekilde anlattığı Cumhuriyetimizin 99’uncu yıldönümünü coşku, gurur ve onurla kutluyoruz. Mutluluğumuzun, heyecanımızın nedeni, Cumhuriyetimize, ulusal birliğimize ve toprak bütünlüğümüze yönelik, içten ve dıştan tehditlere, saldırılara milletimizin kararlılıkla karşı çıkması ve korumasıdır.
99 yıllık Cumhuriyetimiz dost, düşman herkese göstermiştir ki, laiklikle İslamiyet’i bir arada, barış içinde yaşatan, toplumsal hayata uygulayan Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyet ile demokrasiyi de yaşatmıştır ve yaşatacaktır.
Minnettarız Ata’m... Yaşasın Cumhuriyet.” (Vecdi GÜNDOĞDU)
GÜNÜN SÖZÜ
BİR okurumuzdan köşemize yakışan bir söz:
“İnsanın vicdanını iki şey özgür kılar: Karşılıksız iyilik ve tertemiz bir kalp.”
ZEYTİNYAĞI FABRİKALARI YENİLENMELİ SOĞUK SIKIM ZEYTİNYAĞI YENİLMELİ
Gün, “Devlet gücünü kullananlar hukukla sınırlandırılmalı” dedikten sonra “Türkiye’de 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatının büyük oranda kaybedildiğini” vurguladı. “Siyasetin eline geçen yargının görevini yapamayacağını” belirten Mehmet Gün şunları ekledi:
“Kurucusu ve başkanı olduğum Daha İyi Yargı Derneği, Türk yargısını çağdaşları seviyesine getirmek ve tam bağımsızlık kazandırmak için yola çıktı. Temelde yargıda dokuz reform önerisi içeren çalışmamızı şu sıralar hem Türkiye’de hem de dünyada anlatıyoruz. Önerdiğimiz reformların sadece Türkiye’de değil, dünyada da uygulanabilir ve yargıyı daha iyi hale getirebilir nitelikte olduğuna inanıyoruz.”
GÜNÜN SÖZÜ
(Rishi Sunak için) “Başbakan olduktan sonra bazı kişiler gibi etnikçilik yapmadığı kesin. Muhtemelen kendisine ‘British’ diyordur. Bu da aşağı yukarı bizdeki Türk anlamına gelir çünkü Türklük etnik bir kimliği değil, sosyolojik bir millet kavramını tanımlıyor.” Prof. Dr. Hasan ÜNAL
GOL YİYENİ ÜZÜLEREK ANLATMAK
HALİT Kıvanç’ı farklı kılan yönlerine, onun entelektüel bilgi birikimine dikkat çeken, eski TRT’nin değerli spor spikerlerinden Akın Göksu:
Halit Kıvanç, golü yiyen takımı üzmeden anlatırdı maçı.
Allah’ım bu ne büyük bir insani kalite... Aynı zamanda, özellikle de günümüz spor spikerlerine meslek ahlakı adına ne de büyük bir miras!
AABK toplantısı Almanya, Avusturya, Belçika, Britanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Norveç, Romanya, KKTC, Türkiye Alevi federasyonlarının katılımıyla 22-23 Ekim’de Almanya’nın Bergkamen kentinde gerçekleştirildi.
AABK 7. Olağan Genel Kurulu’na Türkiye’den Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanları katıldı.
“Eşit yurttaşlık insan hakkıdır!” başlıklı bildirgede şu ifadeler yer aldı: “AABK 7. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan değerlendirmelerde aklın ve bilimin öne çıktığı, barışın ve sosyal devletin belirleyici olduğu Türkiye’yi de kapsayan demokratik ve sosyal bir Avrupa Birliği için mücadelenin yanı sıra, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de eşit yurttaşlık hakkının uygulanması ve cemevlerinin ibadethane olarak tanınması talebi” öne çıkarılarak karara bağlandı.
“Aleviler vardır, Alevilik haktır” denilen açıklamada, alınan kararlar da açıklandı: ‘Madımak Hafıza Merkezi’ projesinin hayata geçirilmesi’, ‘2023’te ‘Madımak Yılı’ dolayısıyla Avrupa Parlamentosu, UNESCO ve BM gibi uluslararası kurumlara başvuru yapılması’, ‘Aleviliğin folklorik ve turistik bir topluluk gibi görülmemesi’, ‘Alevi önderlerine maaş verilmemesi konusu, torba yasanın geri çekilmesi, eşit yurttaşlık ve laiklik ilkesinin Alevi kurumları ile görüşülerek yeniden düzenlenmesi’.
GÜNÜN SÖZÜ
“OKUMAYAN, yazmayan, düşünmeyen toplumlar içten içe çürürler. Türkiye böyle bir sürece sokulmuştur. İş bitirmeye, köşe dönmeye koşullandırılmış bir toplum, eninde sonunda bu hovardalığın faturasını öder. Gidiş, o gidiştir.” Uğur MUMCU
OLAY MİLLETVEKİLİ YOL ARKADAŞINI HAPSE ATTIRDI
CHP
Turizmi Türkiye ve dünyada endüstriyel ve tüketici yönüyle her açıdan araştıran Fehmi Köfteoğlu’nun, turizmgazetesi.com’daki araştırmasında şöyle deniyor:
İspanya’da 1985’ten beri Sosyal Haklar Bakanlığı, Türkiye’de eski Emekli Sandığı benzeri kuruluş olan İspanyol Yaşlıları Savunma Federasyonu (FEDEPEM) üzerinden yürütülen “Sosyal Turizm Programı (IMSERSO)” ile hem kış döneminde otellerin açık kalması hem de emeklilerin tatil yapması sağlanıyor.
Devlet bu uygulama ile kış döneminde otellerin açık kalmasını sağlayarak sektöre destek olurken sosyal devlet kuralını da işletiyor. Bu kapsamda hükümet ülkenin her bölgesindeki otellerle kış döneminde açık kalmaları karşılığında uygun fiyatlar üzerinden anlaşarak sözleşme imzalıyor.
Bu anlaşma ile oteller kış döneminde açık kalma avantajıyla verdiği düşük fiyatın bir bölümünü devletten, emeklinin ödeyebileceği kadar bir miktarı da yurttaşlardan alıyor.
Hükümetin IMSERSO programı kapsamında otellerle imzaladığı sözleşme ile 800 bin emekli rezervasyon yaptı.
İspanya 1985 yılından beri bu uygulamayı yapıyor. 325 otel ile yaptığı anlaşma çerçevesinde yabancıların 300 Euro’ya aldığı tatili İspanyol emekliler 116 Euro’ya kullanabiliyor.
İspanya’da Sosyal Turizm Programı’ndan (IMSERSO) 2.5 milyon emekli yararlanabiliyor. Sübvansiyonlu tatilin hükümete maliyeti 66 milyon Euro, buna karşılık otellerin kış döneminde açık kalmasıyla işsizlik maaşı ödenmediği ve ekonomiye sağlanan katkı 110 milyon Euro. İlgili Bakan, IMSERSO gezilerini yurtdışında ikamet eden İspanyol vatandaşlarına da uygulayacağını söyledi.
Bakan, IMSERSO programının, sosyal devlet olmanın ve ilgili yasada yer alan
‘Germenicia Antik Kenti’ndeki kazılar başta olmak üzere şehrin turizminin canlandırılması adına pek çok çalışmaya önderlik ediyor. Kahramanmaraş’ta yeni bir sanayi alanı kurulması çalışmalarına hızla devam edilirken, 1.5 milyar dolara yaklaşan ihracatı 5 milyar dolara taşıma hedefi var.
Kahramanmaraş, Türkiye ekonomisinde yarattığı 40 milyar TL’lik GSYİH ile ekonomik anlamda en büyük 24’üncü il konumunda bulunuyor. Bu gelirlerin yüzde 40’ını sanayiden, yüzde 40’ını hizmetlerden, yüzde 10’unu ise tarımdan elde ediyor. Türkiye’nin sanayide en çok değer yaratan 19’uncu, tarım ve hizmetlerde ise 25’inci büyük şehri konumunda yer alıyor. Toplam ticaret hacmi 43 milyar TL olan Kahramanmaraş’ın İstanbul’la olan ticareti ise 14 milyar TL’ye ulaştı. Kendi iç ticaretinde ise 11 milyar TL’ye imza atarak Türkiye’de iç ticaret hacminde 20’nci büyük il konumunda yer alıyor. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları sıralamasında 27 şirketle 8’inci sırada ve ilk 500 şirket içinde 10, ikinci 500 içinde 17 şirketi bulunuyor.
İhracatla Türkiye 20’ncisi iken 2021’de ilk 9 ayda yüzde 59 artışla 16’ncılığa yükseldi. Hedef ise önümüzdeki birkaç yılda 5 milyar dolar ihracata ulaşmak. Bu amaca giden yolda Kahramanmaraş’ta yeni bir sanayi alanı kurulması çalışmaları ise hızla devam ediyor.
SAVUNMA SANAYİSİ
KMTSO, savunma sanayisi alanında da önemli bir hamle, atılım içinde. SAHA İstanbul ofisi çalışmalara başladı. Böylece Kahramanmaraş ilk etapta 9 firmasıyla savunma sanayisi çalışmalarında yerini almış. Savunma sanayisinde kullanılan teknik tekstiller üzerine akademik işbirlikleri yapılmış.
KAPALIÇARŞI’DAN SONRA
Bir diğer önemli proje ise ‘Kuyumcukent Projesi’. Proje ortağı olarak altın ve değerli taş merkezi Kuyumcukent faaliyete geçmiş. Değerli taş sertifikalandırma ve tasarım merkezine sahip büyük bir merkez olarak açılmış.
Ayrıca Kahramanmaraş’a eğitim görmek üzere gelen yabancı uyruklu öğrencilere kendi ülkelerinin ticari elçileri olmaları için eğitimler düzenleniyor. Bu eğitim ve çalışmalar sonucu söz konusu öğrenciler ister ülkelerine dönerek isterse Kahramanmaraş’ta kalarak ülkesiyle şehrimiz firmaları arasında ticari elçilik yapacak.