FUTBOLA da, futbol topuna da; oynayana, oynatana da romantik bakan bir adam değilim. Bu kısa boylu ligin en iyi takımı Sevilla.
Bu maç İstanbul’da oynansaydı yine de avantaj değildi. Dışarıda oynamak, kaybetmek bu ligi kaybettirmez. Benim kendi matematiğime göre bundan sonra Zenit İstanbul’a gelecek. Beşiktaş Zenit’i yener. Bu 5 takımın içinde Portekiz takımı en zayıf halka. Oradan istediğini Beşiktaş çıkarır diye düşünüyorum. Bu bir genelleme.
Dünkü olayı anlatayım. İki ayrı devrede iki ayrı Beşiktaş seyrettim. İlk yarıya bakıyorum, sahanın her metrekaresini daraltan bir Beşiktaş. Rakibe oynama şansı hiç vermedi, tabii ki gol pozisyonu da vermedi. Kendi girdi, atamadı. İlk yarı kötü oynayan tek oyuncu yok. Beşiktaş rakibi iyi etüt etmiş. Sahaya da çok yürekli çıktılar. ‘Ben rakibimi de yenerim’ havasındaydılar.
Gruptan çıkar
Bu futbol oyununun en önemli dakikaları iki devre arasındaki 15 dakikadır. İçeride neler oldu bilmiyorum. İkinci yarı bir başladı yenilen gole kadar adamların kaçırdığı değil de Cordoba’nın çıkardığı 3 tane top var. Onlar olsa toplam 5 olacak. Bir takım 2 ayrı devrede nasıl olur da bu kadar değişkenlik gösterir, onu da söyleyeyim. Tigana daha yeni. Bunun önünü alacak vakti bulamadı. Ben böyle düşünüyorum, herkes de böyle düşünür herhalde?
Bir daha tekrar etmek istiyorum, Beşiktaş’ın defansı iyi niyetli oyunculardan kurulu. Ama topa bakarken, adamı unuttuklarını bir daha hatırlatıyorum. İlk yarıda kötü oyuncu yok dedim. İkinci yarıda iyisine rastlamadım. Futbol kurul kararıyla ağır oynanacak bir oyun değil. İlk yarıya bakıp aferin demek zor. Bütününe bakmak lazım.
Maçın hakemi beni ilk 15 dakikada korkuttu. Okan’a çıkardığı bir sarı kart vör. Orada faul bile yok. Kendi kafamca Beşiktaş’ın gardını düşürecek diye kafa yordum. Ama hiç öyle olmadı. Deplasmanda oynayan bir takım için ideal bir hakem. Hatta ve hatta bana göre rakibin bir penaltısını da es geçti. Toparlayayım. Romantik bakmadığımı söyledim. Onun için de diyorum ki, Beşiktaş bu gruptan çıkar.