Şu kıyağa bakın!..

Uğur DÜNDAR

Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına boğmak isteyen örümcek kafalılarla, yüz kızartıcı suçtan yargılanan Türkiye'nin bir numaralı hırsızının tetikçileri, adeta ‘‘bir yumurta ikizleri’’ne döndüler.

Birinin sıktığı palavraya, diğerleri mal bulmuş mağribi gibi sarılıyor! Bu nedenle yüce yargıdan tokat üstüne tokat yiyorlar. Nitekim geçen hafta içinde iki ayrı davada, toplam 4 buçuk milyar lira tazminat ödemeye mahkûm edildiler.

SUNTURLU YALAN

Bir açığımızı bulamadıkları için sarıldıkları son iftira, Anasol-D iktidarının bize vergi kıyağı yaptığı yalanı.

Güya hükümet bu amaçla, Doç. Dr. Şükrü Kızılot'u görevlendirmiş, o da yazdığı raporla, bizi vergi ödemekten kurtarmış.

Yalan, hem de sunturlu yalan.

ARENA, iktidarlara yalakalık yapmadığı ve Tansu-Özer Çiller çiftinin ipliğini pazara çıkaran haberleri ekrana getirdiği için Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde maliyecilerin uğrak yeri oldu.

Devletin gücünü, iktidarları önünde boyun eğmeyenlere bir zulüm aracı olarak kullanma acımasızlığı, Refahyol Hükümeti'yle birlikte inanılmaz boyutlara ulaştı.

‘‘Bir kısım medyayı kurutun!’’ emrini alan tarikat tetikçilsi, devlet görevlileri, özgür yayıncılık yapan kuruluşlarda adeta karargâh çalışması başlattılar.

İşte bu dönemde, Refah partili Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın talimatıyla ve onun isteği doğrultusunda bir ‘‘Bilim Kurulu’’ oluşturuldu.

KAHRAMAN'IN UMUDU

‘‘Bir kısım medya’’ya karşı zafer kazanmak amacıyla kolları sıvayan kahraman Kültür Bakanı İsmail Kahraman, 7 Nisan 1996 günü yazdırdığı bir evrakla, Doç. Dr. Atilla Özer'den bu kurulu oluşturmasını istedi.

Bakanlıktan yetkiyi alan Doç. Dr. Atilla Özer, fikir ve sanat eserleri konusunda yurtdışında doktora yapan Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu ile Gazi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde vergi hukuku ve muhasebe konularında dersler veren Doç. Dr. Şükrü Kızılot'u kurula dahil etti.

Bakan İsmail Kahraman, durduk yere Atilla Özer'in kapısını çalmamıştı; çünkü Özer, öğretim üyeliği, Şekerbank Hukuk Müşavirliği'nin yanı sıra, Tansu ve Özer Çiller'in avukatlığını üstlenmişti. Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu ise, MHP'li olarak bilinen ve Ülkücü Öğretim Üyeleri Derneği'nde başkanlık dahil, aktif görevler almış bir bilim adamıydı.

Doç. Dr. Şükrü Kızılot'a gelince... Bu seçkin bilim adamının, bir kısmı 8-9 kez baskı yapan 34 cilt kitabı ve 2 bin civarında makalesi bulunuyor. Vergi hukuku ile ilgili tüm kitaplarla eserleri, ‘‘yararlanılan kaynaklar’’ arasında yer alıyor.

Doç. Dr. Atilla Özer'le Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu'nu bugüne kadar tanımış değilim. Kendileriyle telefon görüşmem dahi yoktur. Doç. Dr. Şükrü Kızılot'u ise geçen yıl, bahar aylarında bir panelde tesadüfen tanıma şansına ve mutluluğuna sahip oldum. O panelde her ikimiz de konuşmacıydık.

HAYAL KIRIKLIĞI

Evet değerli okurlarım... Hiç kuşkunuz olmasın ki, Bakan İsmail Kahraman, Tansu-Özer Çiller çiftinin avukatı Atilla Özer'i kurul başkanı olarak görevlendirirken, ARENA'yı cezalandıracağına inanıyordu. Ancak sonuç umduğu gibi çıkmadı. Değerli bilim adamları, alkışlanacak bir davranışla tarafsız kalıp, ARENA'nın yasaya uygun ‘‘eser’’ olduğu görüşüne vardılar. (Yasaya göre, eserlerden sağlanan kazançlardan yüzde 11 stopaj ve fon payı kesintisinin yanı sıra, yüzde 15'lik KDV alınıyor. Yani yüzde 26 oranında bir vergi ödeniyor.Program için yapılan bazı harcamalar da düşünüldüğünde, bu oran çok yükseliyor.) Böylece Tansu gibi Refahyol'un zalimleri de avuçlarını yalamış oldular!

İşte gördünüz mü, Anasol-D hükümetinin bana sağladığı müthiş(!) vergi kıyağını!

Kamu kaynaklarını yandaş kuruluşlara pompalayan, belediye arsalarını tarikat bağlantılı şirketlere peşkeş çeken zihniyet, şimdi yüce yargı önünde attığı iftiraların hesabını vermeye hazırlansın.

Türkiye'nin en büyük hırsızının tetikçilerine gelince: Üç beş kuruşluk yemlenme uğruna aynaya bakamayacak duruma gelen bu şerefsizlere, hem medya hem de yargı yoluyla hak ettikleri yanıtları vermeye devam edeceğiz.

ARENA ise, dünyanın en büyük TV yarışmalarından biri olan New York Festivali'nde, 2 bini aşkın program arasından finale kalarak, bilim kurulunun ne kadar doğru karar verdiğini bir kez daha kanıtlama başarısını gösterdi.