Paylaş
Bu hep böyle olmuştur. Uçak, helikopter imalatçıları ile alıcıların en büyük karşılaşma arenası Paris Air Show’dur. Yüzyılı aşkın bir yaşa sahip bu platformda alışveriş öyle birden olmaz tabii. Günler önce görüşmeler yapılır, büyük alımlarda büyük indirimler gerçekleşir ve iş kontrat aşamasına gelir. Sonuçla ilgili açıklama ise genellikle Paris Air Show’da yapılır. Bu yıl da öyle oldu. Standart katalog fiyatları tam bilinmemekle birlikte 80-100 milyar dolarlık bir alışveriş gerçekleşti. Satış ya da daha doğrusu sipariş yarışının lideri Avrupalı uçak imalatçısı Airbus oldu. Bilindiği kadarıyla 846 uçak siparişi alan Airbus, Boeing siparişlerinin iki katından fazlası ile öne geçti.
REKOR BEKLENTİSİ
Boeing siparişlerinin de 350’nin üzerine çıktığı sanılıyor. Ama bu Amerikalı imalatçının önümüzdeki yıl, yani Paris Air Show’un olmayacağı yıl içinde alacağı sipariş açıklamaları ile sistemin neresinde olduğunu daha iyi gösterecektir. Sonuçta birçok talihsizlikle boğuşan ve en çok Amerikan Havacılık Otoritesi tarafından çok sıkı denetlenen Boeing, üretimindeki sorunları aştı. Artık imalatına hız vereceği ve özellikle dar gövdede 737 MAX geniş gövde, uzun menzilde 777X ile sipariş rekoru kıracağı sanılıyor. En büyük siparişler Hint pazarı, Ortadoğu ve Asya Pasifik ülkelerinden geldi. Bize göre Doğu ülkeleri havacılıkta büyük atak içinde. Hintli taşıyıcı IndiGo’nun tek kalemde verdiği 500 Airbus 320 yeni nesil uçak siparişi pazardaki yarışı, allak bullak etti. Eğer daha önce açıklanan ama sonradan vazgeçilen THY’nin 600 uçaklık siparişi gerçekleşseydi Paris Air Show’un lideri THY olacaktı. Ama olmadı. Olamadı.
737 MAX’E 296 SİPARİŞ
Airbus’un A320 siparişlerini yükselterek 740 adede çıkaranlar Flynas ve THY oldu. Şirket geniş gövde uzun menzildeki lideri A350’den de 52 adedin üzerinde sipariş aldı. Air Mauritus, Filipin Hava Yolları ve Air India A350 siparişleri ile dikkat çektiler.
Boeing ise kendi sipariş rekorunu Airbus gibi dar gövdede kırdı. Ölümcül kazalardan sonra dünyanın en güvenilir uçaklarından biri haline gelen 737MAX Paris Air Show’da 296 sipariş aldı. Avolon, Air Algeria, Air İndia, Luxair, Akasa Air siparişleri yükselttiler. Air İndia geniş gövde, uzun menzilde henüz müşteri teslimleri olmayan test uçuşları süren B777X uçağından 10 adet birden sipariş verdi.
SIRA TESLİMATLARDA
Çin Hava Yolları da sekiz adet 787 uçağı için imza attı. Ticari başarısı çok yüksek olan B787 uçağından başka siparişler olduğu ancak henüz açıklanmadığı biliniyor. Öte yandan, Brezilyalı imalatçı Embraer’in çok tutulan E195-E2 modelinden ve turboprop ATR uçaklarının yeni nesillerinden de çok sayıda sipariş açıklandı. Helikopterler ve askeri uçaklar için yapılan siparişler ise henüz netleşmediği ve bazılarının açıklanmaması gerektiği için bir sonuçtan söz etmek mümkün olmuyor.
Şimdi en önemli soru şu; Paris Air Show’da verilen siparişler kaç yılda imal edilerek müşterilere teslim edilecek? Bu sorunun cevabı sürprizlerle dolu olacak. Belki de gecikmeler davalara tanıklık edeceğiz.
OEM SORUNU ÇÖZÜLEMİYOR
Pandemi sonrası uçak imalatçıları tam olmasa da toparlanmayı başardı. Havayolu şirketleri artık eski günlerdeki yolcu sayılarını bile aşıyorlar. Bu gelişmelerde geri kalan tek kuruluş OEM. Uçaklar için orijinal parça imalatçılarının çatı kuruluşu olan OEM (Original Equipment Manufacturer) ne yazık ki sistemin gelişme hızına yetişemedi. Elbette bu durum uçak fabrikalarını da etkiliyor. Uçak imalatlarının aşırı siparişlere karşı yavaş kalmalarının arkasındaki neden de bu. Tedarik zincirindeki aksamalar önümüzdeki yıllarda daha fazla hissedilecek gibi görünüyor. Büyük üreticilerden aile şirketlerine kadar herkes, OEM’in üretimi büyütme becerisini engelleyen parça, hammadde ve vasıflı işgücü sıkıntısıyla karşı karşıya. Bu, Ortadoğu’nun Qatar Airways gibi teslimleri geciken büyük siparişleri olan havayolları üzerinde ciddi etkiler yaratıyor. Büyüme hızlarını düşürüyor. THY’de de A321neo uçaklarındaki Pratt,&Whitney motorlarındaki parça uçuş pogramlarını aksatıyor.
Akbar Al Baker
Katar Hava Yolları CEO’su Akbar Al Baker tedarik zincirindeki sıkıntı ile ilgili şöyle dedi: “Şu durumdan hiç memnun değilim. Çünkü tedarik zinciri üzerinde çok fazla baskı var. Bence COVID salgını, tüm uçak üreticilerinin tedarik zincirini gerçekten yok etti ve bunun yakın gelecekte COVID’den önceki haline nasıl döneceğini anlamıyorum.”
ŞIRDANCI MEHMET’İN YAPTIĞI 3 KRİTİK HATA
THY uçağında şırdanları çıkarıp yiyen Şırdancı Mehmet sayesinde THY yıllardır beceremediği bir ‘kara liste’yi gündeme getirmiş oldu.
Her havayolu hatta otelde olan black list (kara liste) nihayet THY’de sorunlu bir yolcu için belki de ilk kez açıkça deklare edildi. Ve Şırdançı Mehmet ismiyle tanınmış işletmeci Mehmet Sur adlı kişiye bundan böyle THY, altı ay boyunca bilet satmayacak. Aslında ceza bir yıl üzerinden tartışmaya açılmıştı ama altı ayda karar kılındı.
Ne yaptı bu Şırdancı Mehmet?
1. THY logosu önünde bir şov düzenledi. Şırdanları uçuş sırasında tişörtünün altından çıkarıp çıkarıp yedi. Ama bu arada dünya çapında bir markayı kullandı, kendi reklamını yapmayı denedi. Çekimlerinde arkasında THY logosu görünüyordu.
2. Asıl önemli suç şu ki uçaklara dışarıdan yemek getirmek yasaktır. Kural böyledir. Genellikle de uyulur. Yani küçük şeyler görmezlikten gelinebilir ama asıl sorun, uçağa dışarıdan getirilen yiyeceklerden zehirlenilmesidir. Uçakta verilen yiyecekler hijyenik ortamlarda, tamamen kontrollü bir şekilde üretilmektedir. Uçakta bir zehirlenme olmuşsa bu ciddi sorundur. Bir de uçakta doktor yoksa, ki olsa da mide yıkama falan yapması mümkün değil, o zaman durum kaptan pilota bildirildiğinde uçak, rotasını değiştirerek en yakın havalimanına iner. Divert eder. Eğer bu dar gövdeli uçaksa ve kalkıştan hemen sonra zehirlenme olmuşsa uçak havada tur atarak inebileceği ağırlığa erişene kadar yakıt harcar. Dump sistemi olan büyük uçak ise tonlarca yakıtı havada boşalmak zorunda kalır. O uçuş daha baştan büyük zararla gerçekleşir. Bu yüzden havalimanlarından alınan yiyecekler daha güvenlidir.
3. Benzer sorun içkiler için de geçerlidir. Kabin memurları bir yolcunun içkiyi fazla kaçırdığını ve çevresine zarar verme eğilimi gösterdiğini hissettikleri an o yolcuya içki ikramını keserler. Ama yolculardan bazıları havalimanı Duty Free’lerinden aldıkları şişeleri açarak içmeye devam etmek isterler.
Aslında dışarıdan alınan bu içkilerin uçakta açılıp içilmesi de bu yüzden yasaktır. Sonunda o yolcu uçakta ciddi sorun çıkarır. Kabin memurları ‘Sorunlu yolcu formu’ doldurup kaptan pilota verdiklerinde belki de etrafa çok zarar veriyorsa, plastik kelepçe takılır. Ama yolcu kontrol edilemiyorlarsa acil iniş yapılır. Yolcu polise teslim edilir.
Ama yine yakıt boşaltma ya da uygun ağırlığa kadar havada turlayıp yakıt harcaması olur. Ve yine havayolu şirketine bir fatura çıkar.
SONUÇ: Şırdancı efendiye uygulanan ceza yerindedir. THY ilk defa hızlı karar vermiş ve bunu deklare etmiştir. Şırdancının kendi reklamını yapacağım diyerek uyguladığı bu fırsatçılık kendisine pahalıya mal olmuştur. Büyük bir markadan yararlanılarak yapılan reklam zaten kendi içinde bir suçtur. Şırdancı Mehmet belki de Türkiye’nin en iyi şırdanlarını yapıyordur ama artık bu leke ile anılacaktır.
40 YILIN HİKÂYESİ
Emre Betin THY’de neredeyse 40 yıl çalıştı. Hem şirketin Genel Müdürlük yapısı içinde, hem de yurtdışı bürolarında liderlik görevlerinde bulundu. İlk farklı ikram düzeni oluşturulması, ilk kabin içi dergisi gibi birçok yeniliğin de öncüsü oldu. Onun yaşadığı 40 yıllık THY hikâyesinin neredeyse tamamına ben de tanıklık ettim. Kimi zaman Zürih’te ya da KKTC’de kimi zaman Münih’te yollarımız kesişti. Şimdi yaşadıklarını ‘THY’NİN KARA KUTUSU’ adlı bir kitapta topladı.
Uçak içi protokol Genel Koordinatörlüğü görevi de yapan Betin, beyefendi kimliği, sakin, tutarlı kişiliği ve çalışma yıllarının sorumluluğunu bu kitapta toplamış. Hem THY’nin önemli bir döneminin belgeseli olmuş hem de cevapsız kalan sorular kendine gelmiş. Kitabın adı ‘Karakutu’ ama kara haber taşımak yerine anıları yüklenmiş. İkinci Adam yayınlarından çıkan kitap bir solukta okunuyor, bir de benim de yakın dostum olan ünlü karikatürist Nehar Tüblek’in özel bir karikatürü de kitapta yer alıyor. Ben okurken birebir tanık olduğum bu zaman yolculuğundan çok keyif aldım.
Paylaş