Paylaş
Geçtiğimiz günlerde çok sayıda uçak kazası yaşandı. Dünyadan bahsediyorum. Bu kazalardan ikisini tekrar göz önüne sereceğim. Biri Amerika’da diğeri Japonya’da oldu. Biri ölümle sonuçlandı, diğerinde ölümle burun buruna gelen insanlar kokpit ve kabin ekiplerinin mükemmel yönetimi ile burunları bile kanamadan uçaktan çıktılar. Elbette Japon disiplini ve kültürü de rol oynadı. Ama uçağın çaptığı küçük uçaktaki iki kişi hayatını kaybetti.
Kulelerde ya da yol kontrollerde görev yapan ATC denilen hava trafik kontrolörleri gerçekten çok yoruluyorlar. Çalıştıkları sürede hep pür dikkat olan ve bir hatalı talimatları facialara yol açabilecek bu insanlar, zaman zaman dimağ kitlenmesi gibi sorunlar da yaşıyorlar. Bazı ülkelerde uzun süreler çalıştırılan, düşük maaş verilen ATC’ler ne yazık ki hiç bir yerde rahat değiller bizde de hala yeterli bir ayarlama yapılamadı. Ama Amerika gibi havacılığın neredeyse ana üssü olan havalimanlarındaki sorunlar her geçen gün ne yazık ki artıyor. Bu yüzden olaya ABD Başkanı Trump el koydu, Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA, yeni düzenlemeler için çalışmalara başladı.
KULEDE TEK BAŞINA
* 29 Ocak günü Amerikan Hava Yolları’nın Kansas Wichita’dan kalkan 5342 sefer sayılı Kanada Bombardier imalatı CRJ 700 uçağı, Washington Ronald Reagan Havalimanı uçuşunu gerçekleştiriyordu. Hava iyice kararmıştı, uçak iniş için alçalmaya başlamıştı. O sıralarda Sikorsky tipi UH Black Hawk ya da bizde bilinen adıyla ‘kara şahin’ helikopter ise Ronald Reagan Havalimanı’nın güneybatısında bulunan Virginia’daki Fort Belvoir üssünden havalandı.
* Uçakta 60 yolcu ve dört mürettebat vardı. Askeri helikopterde gece görüş gözlüğü taktıkları iddia edilen iki tecrübeli pilotla, bir kişi daha yer alıyordu. Pilotlardan biri gece uçuşlarında deneyimli, diğeri gündüz uçuşlarında çok deneyimli ama gece uçuşu için eğitim alıyordu. Bu helikopter VIP uçuşları yapıyordu ve helikoptein bağlı olduğu Beyaz Saray’ın yakınlarındaki üsten çoğu zaman çok yoğun olan Ronald Reagan Havalimanı’na uçuyordu.
* AA yolcu uçağı ILS ile kenetlenmiş ve büyük ihtimalle 1000 feet altında (yaklaşık 330.3 metre) yüksekteydi. Havalimanının 0.1 pistine inecekti. Ama son anlarda kule pilota ‘3.3 pistine inermisiniz’ diye sordu. Amerika havalimanlarında bu, çok yaşanan bir olaydı ve pilotlar iş yüklerini artırarak hızla 3.3 pistine yöneldiler. (1000 feet altında pist değişimi şirket kuralları gereği THY pilotları tarafından kabul edilmemektedir.)
* Bu arada kule helikopteri, bu uçak konusunda uyardı. Askeri pilotlar ise uçağı gördüklerini söylediler. Kule bu uçağın arkasından dolaşmalarını istedi. Ama sanılan o ki onlar, başka bir uçağı görmüşlerdi. Açılı bir şekilde piste gelen AA uçağı ile yere paralel ve olmaması gereken irtifadaki helikopter çarpıştı. Uçağın FDR diye adlanan kara kutusundaki verilerden tam da o anda bir sapma görünüyordu. Kara kutuyu yorumlayanlar yanılmıyorlarsa, 34 yaşındaki Kaptan Jonathan Campos ve yardımcı pilot Samuel Lilley helikopteri fark edip kaçmak istediler ama olmadı. Gökyüzünde bir alev topu oluştu. İki hava aracı da yarı donmuş haldeki Potomac nehrine düştü. Feci kazadan kurtulan olmadı.
* Kazadan hemen sonra ABD Başkanı askeri helikopterin yanlış zamanda yanlış yerde olduğunu söyledi ve kulenin yetersizliğnden söz etti. Amerikan medyasında da, hava trafiğini yöneten memurların personel sıkıntısı nedeniyle ağır işyükü altında olduğuna ilişkin haberler yer aldı.
* ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu’ndan (NTSB) yetkililer, çarpışmadan hemen önce karakutusunda uçağın uzunlamasına ekseni ile ufuk arasındaki açısında (pitch açısı) değişiklik tespit edildiğini belirttiler ancak bunun pilotların çarpışmayı önlemek amacıyla manevra girişimi olup olmadığına dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Pist değişimi ile de ilgili hiçbir açıklamadan söz edilmedi. 99 metre yükseklikteki uçakla çarpan helikopter arasındaki yükseklik masafesi de netlik kazanmadı.
* Korkunç kaza sonrası Potomac nehrinden cesetler zorlu şartlarda çıkarılıyor. Şimdiye kadar 55’ten fazla ceset çıkarıldı. Geçici de olsa bölgede askeri ya da sivil helikopterlerin özellikle gece uçuşları durduruldu. Kulede tek başına olan hava trafik kontrolörünün sistemi yönetmekte zorlandığı ama askeri helikopterin de üstünlük anlayışı içinde fazla rahat hareket ettiği tartışmaları sürüyor. Bu kazada dünya şampiyonu buz patenci çift de hayatını kaybetti.
YANLIŞ İFADE YANLIŞ KARAR
* 2 Ocak 2024 günü Japan Airlines’a ait bir Airbus A350-900 uçağı ile Japon Sahil Güvenlik Teşkilatı’na ait bir De Havilland Canada Dash 8 uçağı Tokyo’daki Haneda Havalimanı’nın pistinde çarpıştı. Japan Airlines uçağı 516 sefer sayılı uçuş ile Yeni Chitose Havalimanı’ndan kalkmıştı ve Haneda Havalimanı’na iniyordu. Japon Sahil Güvenlik Teşkilatı uçağı ise Haneda Havalimanı’ndan Niigata Havalimanı’na gidecekti. Çarpışmayla iki uçak da alev aldı ve kazanın sonucunda De Havilland Canada Dash 8’de bulunan beş mürettebettan dördü öldü. Airbus A350 bulunan 379 kişinin tamamı ile toplam 380 kişi kurtuldu.
* Bu kaza incelendiğinde yine kule-uçak arası konuşmalardaki yanlışlar ortaya çıktı. Kule aslında sahil güvenlik uçağına piste çıkış için ‘Bir numarasınız’ demişti. Taksi yolunda beklemesi ve kendisine piste giriş için izin vereceğini daha sonra söyleyeceğini açıkça ifade etmemişti. Oysa bu sırada bu pistin temiz ve inişe hazır olduğu söylenen A350 yolcu uçağı teker koymak üzereydi. Ama ‘Bir numarasınız’ sözünü yanlış anlayan sahil güvenlik uçağı piste daldı. Hep öncelik almaya alışık oldukları için yardım uçağının bu kural dışı davranışı bir felakete yol açtı. Ama doğru tahliye sayesinde alev alev yanan yolcu uçağındaki bütün yolcular sağ salim tahliye edildi. Bunda havayolunun iyi eğitimli ekibi ve japon terbiyesi ve kurallara uyma alışkanlıkları etkili oldu.
* Uçak kazalarının büyük kısmı insan hatasından kaynaklanıyor. Özellikle ATC konuşmalarında mutlaka bir anlaşma zorluğu olmasa daha iki kez tekrar yapmak gerekiyor. Konuşmalar arasına giren en anlaşılır kelime Roger, bu yüzden sürekli tekrarlanıyor. Güney Kore’deki 179 kişinin öldüğü duvara çarpan Jeju Havayolları kazası, toplam 67 kişinin hayatını kaybettiği Kazakistan Aktau’ya inmeyi planlayan Azerbaycan Azal uçağının kazası, hepsine bakıldığında anlaşma ve kontrol hataları ortaya çıkıyor.
SESTEN HIZLI YOLCULUK YAKLAŞTI
Boom Supersonic XB-1, geçtiğimiz günlerde ses hızını aştı. Ve bu test başarı ile sonuçlandı. Böylece 2001’den tam 21 yıl sonra ses hızını geçen yeni bir ticari uçak karşımıza çıktı.
İleride 60-80 koltuklu olması beklenen sesten hızlı yolcu uçağı için şimdiden 130 sipariş alındı. Uçağın geliştirilmesi ve ilk yolculu seferi için 2029 yılında gökyüzü ile buluşması bekleniyor.
XB-1 ilk test uçuşunda 34 dakikalık süpersonic uçuş bacağı başarı ile tamamlandı. Boom Supersonic, Concorde’un yerini alacak Overture için hızla yoluna devam ediyor. Üstelik devlet desteği olmadan yapılan uçak gerçek tam büyüklüğü ile 2028 yılında ilk uçuşunu yapacak. Şimdiki küçük test modeli de bir müzede yerini alacak.
Uçağın önündeki en büyük engel motorları. Boom, Overture için dört adet Symphony motorunu sıfırdan geliştiriyor. Rolls-Royce ile yapılan motor anlaşması 2022’de bozuldu, Boom şimdi motorları kendi üretmek zorunda. İlk gerçek boyutlu prototip bu yılın sonunda test edilecek. Uçağın seyir hızı 1.7 Mach, yani saatte 2082.636 km olacak. İstendiğinde yüzde yüz SAF yakıt ile uçacak. 600 kârlı rotada sefer yapması planlanan uçağın seyir irtifası ise 60 bin feet, yani 20 bin metre olacak. Uçağın maksimum menzili 7867 km ve yolcu kapasitesi ise 60-80 olarak açıklandı.
DHMİ Genel Müdürü Enes Çakmak
ENES ÇAKMAK ACI EUROPE YÖNETİMİNDE
DHMİ Genel Müdürü Enes Çakmak, Avrupa Uluslararası Havalimanları Konseyi Yönetim Kurulu’na oybirliği ile seçildi. Artık Türkiye, Avrupa havacılık politikalarında daha çok söz sahibi oldu.
Avrupa’daki havalimanlarını temsil eden en önemli kuruluşlardan olan ACI Europe, 55 ülkede 500’den fazla havalimanını bünyesinde barındırıyor. Bu havalimanları ise Avrupa hava trafiğinin yüzde 90’ından fazlasını yönetiyor. Havacılık sektörünün gelişimi için politika belirleyici kurumlarla işbirliği yapan ACI Europe, uluslararası standartların oluşturulmasına da öncülük ediyor. Bu seçimle Avrupa’da havacılık alanındaki karar alma ve politika belirleme süreçlerine Türkiye doğrudan katkı sağlayacak. Böylece DHMİ’nin küresel havacılık sektöründeki etkinliği artarken Türkiye’nin havayolu ulaşımındaki stratejik önemi de güçlenmiş oldu.
Paylaş