Deprem oldu beklemede kalın

Deprem olan bölgedeki havalimanlarına yaklaşan, inişe geçen uçaklara ya beklemede kalmaları talimatı gelir ya da ‘pass geçin’ denir. Depremin piste ne hasar verdiği veya yaklaşma sistemlerini nasıl etkilediği tam olarak anlaşılıncaya kadar iniş-kalkış operasyonu durdurulur. Şimdi İstanbul’da fırtınası devam eden deprem nedeniyle özellikle Sabiha Gökçen havalimanı tam bir teyakkuzda. Pilotlar uyarılıyor. Deprem bölgesinde olmasa da İstanbul Havalimanı da sık sık kontrol ediliyor.

Haberin Devamı

 

Geleneksel olarak bu hep söylenir. Bir büyük depremde havada, uçaktaysanız belki de en şanslı insan sizsinizdir. Çünkü ne olduğunu anlamazsınız. Ancak uçakta Wi-Fi varsa ve bağlıysanız haberlerden aşağıda bir deprem olduğunu öğrenirsiniz.

Eğer büyük yıkım olan bölgelerin üzerinde iseniz belki pencereden bakarken, hava açık ve bulutlar size engel değilse aşağıdaki yıkılmaları görebilirsiniz. Yine de uçak çok hızlı gittiği için anlamanız güç olur. Sonuçta havadaysanız depremle ilişkiniz ancak internet üzerinden olabilir. Onun dışında etkilenme söz konusu değil ama pilotlar ve yer istasyonları için durum pek de öyle değil.

ALÇALMIŞSA PASS GEÇMEK DURUMUNDA

* Deprem olan bölgelerdeki havalimanlarında hava trafik kontrolörleri pilotları mutlaka uyarır. Eğer bir uçak iyice alçalmışsa hemen pass geçmesi istenir. Pilot uçağını hızla yükseltir, iniş takımlarını kapatır ve ATC, yani hava trafik kontrolörünün verdiği talimata göre uygun irtifada dönerek bekler. Eğer pist üzerinde bir çatlama vs belirlenirse hemen pilota yedek meydana divert etmesi yani yönlenmesi istenir. Bu konuda yani gidilecek diğer havalimanı tercihi pilota aittir ve o da şirketinin belirlediği kurallar içinde hareket eder. Daha yüksek irtifalarda olup da deprem olan bölgedeki bir havalimanına iniş planlayan uçaklar için de aynı bekleme uyarıları yapılır.

Deprem oldu beklemede kalın

Haberin Devamı

* HIZLA KONTROL EDİLİR

Genellikle büyük depremlerde pistlerde çatlaklar oluşabilir. 6 Şubat 2023’teki depremde Hatay Havalimanı’nda pistte ciddi bir yarılma meydana geldi. Amik Gölü üzerine kurulu ama kötü bir inşaat teknolojisi ile yapılan pist, uzun uğraşlarla geçici olarak onarıldı. Uçaklar sistem açıldığında yolcusuz indiler ve yolcuyla kalktılar. Yolculu ağırlık çökmeyi artıracağı için bu yola başvuruldu. Bu arada deprem sırasında Hatay Havalimanı’nda bulunan uçaklarda mahsur kaldılar. Sonra yapılan onarımlarla havalimanı uçuşları normale döndü. Bir yandan yeni pist yapılıyor. Bittiğinde terminali de onarılan havalimanı tam kapasite ile çalışmaya başlayacak.

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA DURUM

* Şimdi hâlâ İstanbul’da fırtınası devam eden deprem nedeniyle özellikle Sabiha Gökçen havalimanı tam bir teyakkuzda. Pilotlar uyarılıyor. Her sarsıntıdan sonra pist üzerine çıkan araçlar hızla çatlak kontrolü yapar. Sonra inişlere ya da kalkışlara izin verilir. İstanbul Havalimanı’nda da kontroller yapılıyor. Gerçi İstanbul Havalimanı deprem bölgesinde değil ama yine de sık sık kontroller gerçekleştiriliyor.

* Uçakların inişinden sonra da yine pist üzerinde havalimanı ekipleri inceleme yapıp, mikro çatlaklar olup olmadığına bakıyorlar. Elbette deprem geceyse çıplak gözle bir hata yapma olasılığı artıyor. Yani pist üzerindeki bir bozulmayı anlamak güçleşiyor. Bu arada kule de yıkılmış olabilir. Deprem büyükse o zaman sabaha kadar operasyona ara veriliyor. Gün doğunca pist yeniden kontrol ediliyor ve havalimanının yaklaşma, iniş sistemleri yeniden kalibre ediliyor. Özellikle aletli iniş sistemi diye bilinen ILS ( Instrument Landing System) hassas yaklaşma sistemlerinin yayınları inceleniyor. İnişe yardımcı olan bu sistemde bir sapma görülürse yeniden kalibre ediliyor. Aynı şekilde NDB-ADF adlı yer bazlı seyrüsefer sistemleri de kontrol ediliyor.

Deprem oldu beklemede kalın

Haberin Devamı

* Uçakların iniş yaptığı havalimanı çevresinde depremden yıkılmalar, çökmeler ve bunlara bağlı toz bulutlarının kalkması ve görüşün hızla düşmesi durumunda ise pilotlar çıplak gözle olayı fark edince zaten hemen kule ile konuşarak havalimanını pas geçiyorlar. Kule yıkılmış, pist ışıkları hasar görmüş olabilir. Bu durumda aşağıdan cevap alamayan pilotlar yine hızla uçaklarını yükselterek bölgeden uzaklaşıyorlar. Deprem çok büyükse yeniden inişi denemek yerine çoğu zaman başka bir havalimanına “divert” yani yön değişikliği yaparak gidiyorlar.

Sonuçta yerdeki depremler uçakları fazla etkilemiyor. Böyle durumlarda ne yapılacağı hem havayolu şirketleri tarafından belirlenmiş hem de pilot eğitimlerinde sık tekrarlanan tedbirler sayesinde sorunlu bir durum ortaya çıkmıyor.

Haberin Devamı

ELEKTRİKLER KESİLİNCE

* En büyük sorunlardan biri elektriklerin kesilmesi. Bu genellikle bizdeki gibi modern havalimanlarında bir sorun yaratmıyor. Jeneratörler saniyeler içinde devreye giriyor. Ama özellikle Afrika, bazı orta Asya ülkeleri ya da Afganistan gibi yerlerde sisteme yeniden elektrik verilmesi zaman alıyor. Bu da yaklaşma, pist ışıkları kule dahil birçok sistem gecikmelerine neden olabiliyor. Böyle durumlar ciddi sorun yaratıyor. Dünyanın birçok noktasında yer istasyonlarında elektrikle ilgili sorun artık yaşanmıyor. Ama sorun olan bölgeler de pilotlar tarafından biliniyor.

YAZAN DR. RUSSEL MOUL: UÇUYORSANIZ DEPREMİ ANLAMAZSINIZ

Bir depremin uçuş için sorunlara yol açabilecek birkaç sonucu olabilir. Ancak buna başlamadan önce, atmosfer ile dünya arasındaki ilişki araştırmaya değer.

Haberin Devamı

NASA’nın internet sitesinde, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nün Jet Propulsion Laboratuvarı’nda (JPL) bilim insanı olan Attila Komjathy, “Yer sarsıldığında, iyonosfere kadar yayılabilen küçük atmosferik dalgalara neden olur” dedi . Bu, gezegenimizin yüzeyinden 1.000 kilometreye (600 mil) kadar uzanabilen bir bölgedir. Bu nedenle bir deprem, bazı atmosferik bozulmalara neden olabilir ancak bu bir uçağı etkilemeye yeter mi? Kısa cevap hayır, uzun cevap da hayır.

Depremler meydana geldiğinde, basınç dalgaları (P dalgaları) ve kesme dalgaları (S dalgaları) şeklinde gelen sismik dalgalar yayarlar. S dalgaları yalnızca katı ortamlarda (zemin) ilerleyebilirken, P dalgaları sıvılar veya gazlar gibi diğer ortamlara geçebilir. Bu nedenle atmosfere girebilirler. Bunu yaptıklarında, genellikle insan işitmesi için alt eşik olan 20 Hertz’in altında kaydedilen ses dalgalarına dönüşürler, bu nedenle genellikle duyulamazlar (bu aralığa düşen sese infrasound denir ).
Ancak bu dalgalar havada ne kadar ilerlerse o kadar zayıflar. Bu, zayıflama adı verilen bir işlemdir ve temelde, siz onlardan ne kadar uzakta olursanız seslerin o kadar sessiz duyulmasını sağlayan işlemle aynıdır. Ayrıca, güneş ışığının atmosfer katmanları veya okyanus gibi diğer ortamlardan geçerken zayıflamasına neden olan işlemdir.

Bu yüzden bir depremin, hatta şiddetli bir depremin üzerinden uçan bir uçak, aşağıdaki titreşimlerin etkisini hissetmez. P dalgaları kayanın içinden ve sonra havadan geçtiğinde, uçağın kendi gürültüsü ve hareketi tarafından bastırılacak kadar azalmış olur.

Ancak bu yine de uçakların depremde risklerden uzak olduğu anlamına gelmiyor. Buradaki sorunlar sadece farklı bir tür ve navigasyon ve güvenlikle ilgili.

2018 yılında, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri pilotu ve uçak mühendisi olarak tanıtan Ron Wagner adlı bir kullanıcı, Quora’da yayınlanan “Depremler yukarıda uçan bir uçağı etkiler mi” sorusuna bir yanıt yazdı. Wagner’in yanıtı o kadar ilginçti ki daha sonra Forbes tarafından yeniden yayınlandı.

Wagner’in anlattıklarına göre, hava trafik kontrolünü etkileyen bir deprem sırasında bir uçak kullanıyordu. Bu durumda, deprem yerdeki üste bir elektrik kesintisine neden oldu ve bu da uçağın navigasyon aletlerinde ve iletişim yeteneğinde sorunlara yol açtı. Elektrik kesintisi ayrıca hava trafik kontrolünün radar sinyalini kaybetmesi anlamına geliyordu, bu nedenle artık Wagner’in uçuşunu tespit edemedi. Ancak, tüm bu sorunlar kısa sürdü ve yer üssünün acil durum gücü devreye girdiğinde sorun çözüldü.

Bu korkutucu bir olay gibi duyulsa da neler olabileceğinin bir örneğidir. Çoğu durumda, hava trafik kontrol istasyonlarında bu gibi durumlar için yeterli acil durum yedek jeneratörleri bulunur. Ayrıca, ilgili durumlarda volkanik patlama, nükleer serpinti, seller, terör eylemleri ve tabii ki depremler durumunda ne yapılması gerektiğini göz önünde bulunduran sistem genelindeki olaylar için kapsamlı bir şekilde hazırlanmış kontrol planları vardır.

Yani, altınızda bir deprem meydana geldiğinde kendinizi uçarken bulursanız endişelenecek çok az şeyiniz olur. Çoğu durumda, yere inene kadar depremin gerçekleştiğini bile anlamazsınız.

 

Yazarın Tüm Yazıları