HAVACILIK dünyasında ve elektronik sektöründe de adı çok bilinir. Ama aşırı mütevazı yaşamı nedeniyle Silikon Vadisi’nden başlayan serüveni ile başarı hikayesi çok duyulmamıştır. Ferda Yıldız’dan söz ediyorum. İstanbul Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra Cornell Üniversitesi’ne gitti. Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu ve sonra Stanford Üniversitesi’nde master yaptı. Ardından bir süre Kaliforniya’da Silikon Vadisi’nde araştırma-geliştirme mühendisi olarak çalıştı. Türkiye’ye 1985’te askerlik için dönen Ferda Yıldız, 1989’da Başarı Elektronik şirketini kurdu. Bugünkü Holding’in temelini attı. Panasonic yayın ekipmanlarının ‘exclusive’ distribütörü oldu. Sonra Nokia, Samsung, LG ve Siemens cep telefonlarının rekor satışlarını yaptı. Ve 2017 yılında kendi ürettiği şirket adını taşıyan KAAN marka akıllı telefonlarını piyasaya sürdü.
AKLI HAVADA BİR İŞADAMI
Ferda bey yine de bütün bu hikâyenin arasına mutlaka havacılığı koydu. Çünkü aklı havadaydı. İyi bir helikopter tutkunu oldu. Bıraksanız uçar ama lisans alacak zamanı olmadı. 1999’da İsveçli bir arkadaşının önerisiyle ilk helikopterini aldı. Havacılık artık onda vazgeçilmez bir tutku olmuştu. İtalyan Agusta Westland’ın (yeni adı Leonardo Helicopters) distribütörlük teklifiyle yeni bir iş kolu oluştu. Kaan Air’in distribütörlüğe başladığı dönemde, Türkiye’de son 10 yılda ‘Agusta marka helikopter’ satışı gerçekleşmemişti. 2005’ten itibaren Leonardo Helicopters Türkiye’deki pazar payını hızla arttırmaya başladı. Kaan Havacılık, 2013’te Russian Helicopters/Kamov distribütörlüğü ve 2017’de de ABD’li iş jeti imalatçısı Gulfstream’in Türkiye Ticari Satışlar Temsilcisi oldu.
3. Havalimanı 29 Ekim’de açılıyor. Bütün sistemin taşınması planlamalara göre 5-6 gün içinde tamamlanacak. Havalimanına ulaşım için taksi filosu da kuruldu. Ama daha şimdiden huzursuzluk başladı. Atatürk Havalimanı’nın da taksi sürücüsüne Ataköy ya da Kocasinan’a gideceğinizi söylediğinizde duyduğunuz ‘uflama-puflama’ sanki burada da uzun mesafe yüzünden olacak. Taksiciler sıralarını bekleyip bir müşteri aldıklarında ciddi uzun bir mesafe yol kat edecekler. Şehir içine girdiklerinde trafikte kalış sürelerine bakıldığında havalimanındaki duraktan çıkan bir taksi merkezine belki en az üç saatte geri dönecek. Bu da taksi sahibinin yeterli bir gelir elde etmesini engelleyecek. Günde bir iki seferle işi bitirecek. Şehre giden taksi çok az bir ihtimal, havalimanı yönüne müşteri bulamazsa boş dönecek. Bu durum daha şimdiden büyük bir memnuniyetsizliği ortaya koyuyor. Şehirden havalimanına yolcu götüren taksiler ise havalimanından yolcu alamayacakları için boş dönecekler. Bu yüzden tarife dışı pazarlıklar, memnuniyetsiz gidiş gelişleri olacak.
ÇÖZÜM İÇİNOysa uzmanlar şehrin belirli merkezlerinde havalimanından gelen taksilerin beklemeye girmesi ve bir aplikasyon üzerinden havalimanı için çağrı yapılmasının sorunu biraz azaltacağı yönünde. Yani havalimanından yolcu getiren taksiler şehrin belli kesimlerinde beklemede kalacaklar. Ya da şehir içi taşıma yapacaklar.
Bu arada havalimanı taksi için oluşturulmuş özel aplikasyona bir çağrı geldiğinde hemen şehir içindeki o bölgeye yakın taksi adrese yönlendirilerek boş dönüşlerin önüne geçilebilir. Böyle bir sistemin kurulmasının yararlı olacağı sanılıyor. Bu sistem şehir içindeki bazı taksi durakları ile anlaşma yapılarak da rahatlatılabilir. Yani belli taksi duraklarından havalimanı için çağrılan taksilerin havalimanından yolcu almalarına izin verilebilir. Şartlar aynen havalimanı taksilerine uygulanan şartlarla aynı olabilir.
METRO NE ZAMAN BİTECEKHavalimanına gidecek metro hattının bitimi ile ilgili kesin bir tarih yok. Kimine göre 6 aydan önce, kimine göre bir yıldan önce bitmez. Böyle bir durumda sadece taksiyle gidildiğinde birçok hat uçak bilet ücretinden fazlası taksiye ödenecek. Yani havayolları yaptıkları kampanyalarda verdikleri fiyatı neredeyse iki kat düşünmek gerekiyor.
THY-TGS CİDDİ BİR OTOBÜS FİLOSU KURABİLİRELBETTE HAVAŞ gibi kuruluşların otobüs işletmeleri daha cazip olabilir. 2011’e kadar A grubu lisansıyla 30 şehir ve havalimanı arasında taşımacılık yapıldı. Çok da başarılı oldu. Sonra buna havayolu şirketlerinin otobüs işletmeleri de katıldı. Ama sonra başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu hatlarda ruhsatları iptal etti. Saçma ruhsatlar verildi. Rekabet kuralları garip kullanıldı. Bu karara başka belediyelerde katıldı. Bir curcuna çıktı. Yeterliliği olmayan şirketlerde bu pazara bir yerlerden girdiler çok da başarısız oldu.
Havalimanlarına yolcu taşıma işi belediye otobüsleri ile yapılabilecek bir iş değil. Yolcunun bavulunun alınması, yüklenmesi gibi önemli bir iş de var. Ayrıca otobüslerin çok daha rahat ve konforlu olması gerekiyor. Klimalarının çalışması, şoförlerin fazla mesaiye zorlanmaması gerekiyor. Şehir içinde şehir dışına çıkıldığında oluşacak sürat farklılıklarının iyi yönetilmesi gerekiyor.
FİLO KURULMALI
KİBAR Holding ve Türk Hava Yolları, 2012’den bu yana yerli uçak koltuğu üretiyorlar. Kibar Holding kamyonlarda şoför koltuğu üretiminde ciddi bir güce sahip. Yapmış, başarmış ve bütün testleri geçmiş. Şimdi büyük markalar için uğraşıyor. Yani hemen her ünlü kamyon için pazara girmeyi hedefliyor. Holdingin ana konusu alüminyum. Folyodan saca kadar geniş bir yelpazede üretim yapıyor. THY ile ortak şirketin adı TSI (Turkish Seat Industries) Uçak Koltuk Üretim San. ve Tic. AŞ... İşin Kibar Holding tarafında CEO Haluk Kayabaşı var. Hobileri olan renkli bir insan. İnanmışımdır, hobileri olanların yaratıcılıkları da iyi oluyor. Düşleri de daha hızlı gerçeğe yolculuk yapıyor. THY tarafında işin patronu Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı. Şirketin Genel Müdürü ise Suat Sağıroğlu.
TSI’IN SATIR BAŞLARI- TSI, EASA ve FAA yetkileri ile üretilen uçak koltukları A320, A330, B737 ve B777 uçak serilerinde kullanılıyor. TSI, PMA yetkisi (Parts Manufacturing Authority) ile uçak koltuğu yedek parçaları üretimi yapıyor ve 145 sertifikası ile de bakım hizmetleri veriyor. İstanbul’da ve ABD’de Utah’da iki üretim hattına sahip.
- İstanbul Sabiha Gökçen Hava Limanı’nda bulunan Türk Hava Yolları’na ait HABOM’daki (Havacılık Bakım Onarım Merkezi) bin metre karelik yeni tesislerinde dizayn, mühendislik, üretim ve Ar-Ge faaliyetlerine devam ediyor.
- Koltukların tüm Ar-Ge süreci, Assan Hanil tesislerinde yürütüldü. Uzun menzil ekonomi sınıfı koltuk tasarımını tamamlayarak Airbus’a teslim eden Assan Hanil’in, Boeing ve Airbus için ürettiği koltuklar, halen bu uçaklarda kullanılıyor.
- TSI, ilk yerli tasarım uçak koltuklarının teslimatını 2014’te başladı. Eylül 2015’te Airbus’a ve Ekim 2016’da ise Boeing’e ilk koltukların teslimatları gerçekleştirildi. Bugüne kadar 77 uçaklık koltuk üretildi. 245 uçaklık sipariş alındı.
- 2025’te dünyadaki ilk 5 üreticiden biri olmak hedefleniyor. Tedarikçilerinin yüzde 80’i Türk firmalar olan TSI’in 2018’de 8.5 milyon Euro’luk, 2019’da da 45 milyon Euro’luk ciro hedefi bulunuyor. Şirketin kapasitesi, HABOM tesislerinde yıllık tek vardiya ile çalışıldığında 10 bin, iki vardiya ile çalışıldığında ise 15 bin adet koltuk.
TURKISH&Doco şirketinin Do&Co kanadının patronu Attilla Doğudan bir yol ayrımına gelmişti. Hırçın dönemde THY Singapur Hava Yollarının ikram şirketi SATS ile görüşmelere başlamıştı. SATS birçok konuda garanti vermesine rağmen birçok konuda da ortaklığı belirsiz bırakmıştı.
Bizim coğrafyamıza uygun üretim yapmayan ve THY’ye de özel müşteri ilgisi gösterip göstermeyeceği belli olmayan SATS ilişkisi uzun bir süre geçmesine rağmen kesin bir anlaşma ile noktalanmadı.
3. havalimanına taşınma süreci giderek kısalırken THY’nin ikramı sonuçlandırmamış olması da ciddi bir risk olarak görünüyordu. Yaratıcı menüleri ile bir dünya markası haline gelen Do&Co İngiliz Hava Yolları’ndan Emirates’e kadar birçok hava yolunun önemli merkezlerde ikramını veriyor. Hatta o kadar ileri gitti ki, dünyanın en büyük ikram şirketi olan Lufthansa Sky Cchefs (LSG) olmasına rağmen Lufthansa ana üssü Frankfurt’ta en özel yolcu salonunun ikramını Do&Co’dan almaya başladı.
Dünyada gökyüzüne taze yemeği taşıyan kuruluş olarak bilinen Do&Co Münih stadındaki maçlardan tutunda Formula 1 ya da diğer uluslararası yarışlara kadar her yerde taze yemek yapıyor. Birçok hava yolu şirketi ise ana üslerinin dışındaki merkezlerde yaptırdıkları donmuş yemekleri uçaklarına taşıyorlar. Sırf maliyeti düşürmek için yapılan bu donmuş yemek oyunu Attilla Doğudan’ın işi kaybetme pahasına da olsa aslan kabullenmediği bir şey...
THY dünyada uçak filo yaşından çok kabin içi hizmeti ile tanınıyor. Verdiği ikram çeşitliliği dışında lezzet ve hijyen şartlarındaki yükseklik ile daima ödüller alıyor. Birçok Türk yemeğini doğru yorumlayarak 10 bin metrede uluslararası hale getiren Do&Co’nun da yarattığı lezzetlerle evde bir davet verir gibi yolcular ağırlanıyor.
EL SIKIŞACAKLAR
BÜTÜN hatlarda doluluk oranlarının yükselmesi elbette yazla birlikte bekleniyordu. Ama beklenmeyen, doluluk oranlarının çok hızlı artmasıydı. Uçak bilet fiyatlarında her zaman kampanyalar oluyor ama fiyatlarda ciddi bir düşüş olmuyor. Yaz başında hiçbir havayolu şirketi ciddi bir indirim yapılmıyor. Doluluk sorunu olan hatlarda yapılan kampanyalarda bile fiyatlar yüksek.
UCUZ BİLET HAYALİBiletler ucuzluyor ya da ucuzlayacak sloganları tamamen bir hayal. Bence bu zamanlarda kimsenin hayal satmaması gerekir. Zaten doluluklar yüksek, yolcuları temelsiz kampanyalarla rahatsız etmek mantıksız. Güvenlerini de sarsmamak lazım. Üçüncü Havalimanı’na geçildiğinde bilet fiyatlarının ucuzlayacağı iddiaları da bir temele dayanmıyor.
Aksine 3. Havalimanı’nda birçok giderin fiyatı yükseliyor. Havayolu şirketleri bu durumdan rahatsız ama bir taraftan da işletmeciler yaptıkları yatırımın riskini paylaşmak istiyorlar.
Yani bundan sonra petrol fiyatları yerle bir olmadıktan sonra bilet fiyatlarının ucuzlaması mümkün görülmüyor. Gelip geçici de olsa kampanyaları izleyip, belli fırsatları yakalamak mümkün. Ama bu fırsatlar çok az sayıda bilet için oluyor. Yani çok az yolcu yararlanabiliyor.
BİLETLER UCUZLAMAYACAK ÇÜNKÜ YAKIT FİYATLARI ARTIYORHEP uçak bilet fiyatlarının düşeceği iddiaları ortaya atılıyor. Ama yakıttaki gelişmelere bakınca bu mümkün görünmüyor. Petrol fiyatları, son yıllara baktığımızda en yüksek seviyeye 2015’te ulaşmıştı. Bir ton uçak yakıtının fiyatı 701 dolara ulaşmıştı. Havayollarının endişe ile yaklaştığı bu dönemin ardından ton fiyatı 2016’da 570 dolara kadar düştü. Geçen yılı da 581 dolarla kapadı. Havayolları son iki yılda yakıt açısından şanslıydı. Ancak bu yıl ilk çeyrek raporları petrol fiyatlarındaki yüzde 9’luk artışa dikkat çekiyor. Tahminler, yıl sonuna kadar artışın yüzde 20’yi aşabileceğini gösteriyor. Beklentiler yüzde 24’e kadar çıkıyor. Örneğin; Türk Hava Yolları’nın yıl sonunda bir tonluk uçak yakıt fiyatı tahmini 633 dolar. Bu trendin 2019’da nasıl devam edeceği merak konusu… Havayolları, yakıtları için yıllık veya çok uzun dönemli anlaşmalar yaparak fiyat alıyor. Fiyat dalgalanmalarından etkilenmemek için ‘hedge’ denilen yol izleniyor. Uçak yakıtı ton fiyatı sabitleniyor. Pazardaki gelişimi iyi tahmin eden şirketler ‘hedge’ olarak adlandırılan bu yoldan ciddi kâr edebiliyor. Aksi halde ise bilançoya zarar olarak yansıyor.
Bu sorunun üzerinde araştırmalar yaptım.
Uçakların içi temiz mi?Hayır.
Yeterince temizleniyor mu?Hayır.
Temizleme ekipleri gerçekten profesyonel mi?Hayır.
Kullanılan temizlik ürünleri evdekilerden, sanayiden çok daha iyi ve özel mi?Hayır.
Evet ne yazık ki bu konuda sorulan soruların çoğunun cevabı ‘hayır’ çıkıyor.
Önce yemek masalarından başlayalım...
UÇAKTAN iniyorsunuz, bavulunuzu alıyorsunuz ve evinize ya da otele gidiyorsunuz. Kilitli, şifreli bavulu açamıyorsunuz. Ya da kilitli değilse açtığınızda karşılaştığınız manzara karşısında şoke oluyorsunuz. Çünkü bavulun içindekilerin sizinle hiç ilgisi yok. Bavulunuzun dışarıdan bir benzerini, aynı marka olanı alıp gelmişsiniz. Bu tür dalgınlıklar sıklıkla oluyor. Böyle bir durumda bavulu havalimanına götürüyorsunuz. Bavulunu aldığınız kişiye o bavul bir sürü formaliteden sonra ulaştırılıyor. O kişi de sizin bavulunuzu almış olabilir, o zaman onun geri getirilmesini bekliyorsunuz. Bu işe çare bulunamıyor. Her alanda gelişen havayolu yolculuğunun bir kara deliği bu. Yani bavulunuzu alıp salondan çıkarken bavul üzerindeki barkodla, elinizdeki bagaj etiketini okuyup karşılaştıracak bir sistem yok. Oysa çıkışta böyle bir sistem olsa yanlışlıklar sıfıra indirilebilir.
Ama bir de madalyonun diğer yüzü var. Bagaj avcıları. Yani bazı ülkelerde bu bir çete işine bile dönüşmüş durumda. Kötü bir bavulla uçağa binen yolcu inişten sonra bavulların döndüğü konveyörde marka bir bavulu gözüne kestiriyor. Onu kendi bavulu gibi alıp salondan çıkmak için yürümeye başlıyor. Bavulun sahibi fark ederse özür dileyip geri dönüyor. O bavulu veriyor. Ama fark edilmezse alıp gidiyor. Bu çete yolcular iz bırakmamak için çıkarlarken kendileri uçağa verdikleri içinde doğru dürüst hiçbir şey olmayan bavullarını da alıp çıkıyorlar. Böylece iz bırakmamış oluyorlar.
O iyi cins bavulun sahibi kayıp bavul için başvurduğunda, o kötü bavulu verenin almış olabileceği sistemde tanımlanamıyor. Yani herkes bavulunu almış çıkmış ama o iyi cins bavul ortada yok...
Yetkililer sistemleri inceliyorlar. Kayıp olan bavulun yolcu ile birlikte o istasyona geldiğini, bagaj konveyöründen dağıtıma girdiğini belirliyorlar ama bavul ortada yok. Genellikle bir yolcunun alıp gittiği ortaya çıkıyor. Elbette bir başka bavulun geride kalmamış olması, çete üyesi yolcunun bu işi yaptığını ortaya koyuyor. Ama artık o anda yapılacak fazla bir şey yok.
GÜVENLİK KAMERASISadece güvenlik kameraları inceleniyor. Çıkışlar çok yoğun değilse o bavulu çıkaran yolcu belirleniyor, uzun ve bir kadar da meşakkatli araştırma başlıyor. Eğer yaşadığınız kente gelmemiş, başka bir yere uçmuşsanız bavulunuzun örneğin otelinize gelmesini bekliyorsunuz. Bu da çoğu zaman gittiğiniz yerde çok uzun kalmıyorsanız çok zor. Belki döndüğünüzde uzun süre sonra bavulunuza kavuşabilirsiniz. Tabii ciddi bir araştırma yapılırsa havayolu yolculuğunun bu kara deliğini kapatmak için bavul içine konan tanımlamayı sağlayan özel sinyal veren kartla falan hepsi kayıp bavulu bulmak için geliştirilmiş yöntemler. Çete eline düşmüş ya da kötü niyetli yolcular için alınmış ciddi bir tedbir hâlâ yok. Bu yüzden bavulların bagaj konveyörlerinin çıkış ağızlarına yakın durmak ve gelişleri iyi izlemek gerekiyor. Bavulunuz aşağı düşer düşmez gözden kaybetmeden almalısınız... Yoksa orada bavulunuzu bekleyen bir pusu her zaman var...
OTEL İÇİN ‘JUMBO’ ALDIGEÇTİĞİMİZ hafta Türkiye’nin ilk Boeing 737MAX-8 uçağını filosuna katan Antalya merkezli Corendon Grubu, bir de Boeing 747 Jumbo Jet alıyor. Bu uçak, grubun Hollanda’daki üçüncü otelinin bahçesine konulacak.
ABD’den uçarak gelecek Boeing 747, Amsterdam Schiphol Havalimanı’na indikten sonra parçalanarak otelin bahçesine taşınacak. Uçağın kabininde toplantı odaları ve restoran yer alacak. Havalimanı oteli olarak hizmet verecek yeni konsept önemli ölçüde tamamlandı. 677 odalı otel, 3 yıldızlı, 4 yıldızlı ve uzun dönemli kalışlar için de ‘apart’ hizmeti veren üç ayrı bölümden oluşuyor. Otelin resmi açılışı mayıs sonunda yapılacak.
2023 yılında THY filosunun biraz altı veya üstü 500 uçaklık filosu olacağı tahmin ediliyor.
Verilen siparişlerle 2023 yılına kadar filoya en az 230 uçak katılacak. Pilot ihtiyacını doğru yönetmek amacıyla bir dizi tedbir alınmaya başlandı:
- Türkiye’de havacılık eğitimi veren bütün okullarla tek tek görüşülecek. THY’nin seçimine katılacağı öğrencilerin iş garantisi de verilerek uçuş eğitime alınması sağlanacak.
- Yurt dışında çok başarılı olmuş pilot eğitimi veren bir ya da birkaç okula ortaklık teklif edilecek. Bu okullarda okuyacak öğrenciler içinde başarılı olmaları halinde iş garantisi daha yolun başlarında verilecek.
- En önemlisi THY Uçuş Akademisi’ni yerli-yabancı öğretmenlere hızla büyütülecek. Kapasitesi arttırılacak.
- İngiliz Havayolları British Airways (BA) ve Alman Havayolları Lufthansa’nın uygulamaya başladığı 12-14 aylık özel eğitim programlarına geçilecek. Böylece her yıl ciddi sayıda pilot yetişmesi sağlanacak. Yoğunlaştırılmış, e-learning tabanlı eğitim destekleri ve yoğun simülatör kullanımı ile hızlı pilot yetiştirilmesi ve standardın daha yükseğe çekilecek.
- THY’de simülatörlerde de artık emekli tecrübeli pilotların öğretmen olarak çalışması için düzenlemeler yapılıyor. Hemen tüm simülatör öğretmenleri emekli ve deneyimli pilotlardan olacak.