Uğur Cebeci

Silahların efendisi

29 Ağustos 2018
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ile sistem hızla yükseliyor. Her çeşit silahta ve güçte imalatta hızla başarıya koşuyoruz. Yakın gelecekte savunma gücümüz bizi savaşlardan ve elbette terörden çok daha iyi koruyacak.

Başımıza neler geldi?

Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan başlayarak haklı olduğumuz her olayda önümüze engeller çıktı. Ambargolar konuldu. Parasını ödediğimiz silahların satışı durduruldu. Oysa hem içte hem de dışta sürekli sorunlar yaşıyorduk. Bizim coğrafyamızda herkesin gözü toprağımızdaydı. Ve hâlâ öyle. Peki ya biz? Kimsenin toprağına göz dikmedik... Hem içerdeki terör hem dışarıdaki terör. Sınır ötesine gitmeye zorladı Türkiye’yi. Gittik, büyük kan dökülüşlerini önledik. Canımızdan askerlerimizi kaybettik. Ve son F-35 uçak alımı. Bin bir bahane ile geciktirmeye çalışmalar doruğa çıktı. Oysa projenin başında ortak olmuştuk. Satışını bile bize karşı silah olarak kullandılar. Sınırımız ötesinde oluşan düşmanlar ekonomik saldırılarını sürdürüyorlar. Anladık ki, savunma sanayiimiz çok güçlü olmalı. Kendimize yetmeliyiz. Havada, karada ya da denizde. Elimizdeki silahtan, gözümüzdeki dürbüne, atacağımız füzeden sistemler için hazırlanan yazılımlara kadar her şeyi yapmak zorundayız. Derdimiz savaş değil. Sadece savunma...

DEV ŞİRKETE DÖNÜŞTÜ

Yıllarca savunma sanayi kuruluşlarımız emekli paşalar çiftliği halindeydi. Ama artık değil. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, savunma sanayini dünyanın en yaratıcı kuruluşlarından biri haline getirmek için yıllar önce düğmeye bastı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, bütün ara kurumlar kaldırılarak Başkanlık seviyesine çekildi. Ve direkt olarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. İsmail Demir müsteşarlıktan, tam özgür başkanlık görevine getirildi. Ama müsteşarlığından başlayarak devlet ya da özel bütün savunma sanayii kuruluşlarına adeta uçurdu.

UÇURAN PROJELER

T129 ATAK Helikopterinin yeni nesil modelleri geliştiriliyor. Hürkuş silahlı göreve gitmeye hazırlanıyor. İnsansız Hava Araçları keşif, silahlı ve elektronik dinleme modelleriyle görev başında. Başarıdan başarıya koşuyorlar.

Kendi Milli Muharip Savaş Uçağımız oluşmaya başladı. Bir gün olacak. O gün de milli yazılımımızla uçacak. Şartların gerektiği emirler verildiğinde kimsenin parazitlerine aldırmayacaklar.

Yazının Devamını Oku

Ucuz süpersonik uçuş dönemi

22 Ağustos 2018
Amerikalı şirketin projesiyle süpersonik uçuşlar artık daha ucuz ve daha yaygın olacak. ABD’li imalatçı Boom Supersonic, 2 bin uçaklık pazar görüyor. Uçak, 55 yolcu kapasiteli olacak. Şirket, uçağın maliyetini düşük tutup, fiyatları da aşağı çekmeyi amaçlıyor. Bilet fiyatları tabii ki ekonomi ile aynı olmayacak ama mevcut business class bilet fiyatları ile uçulacağı düşünülüyor.

NORMAL bir yolcu uçağı saatte 850, en fazla 900 kilometre hızla giderken bir zamanlar Concorde’lar vardı. 2003’te emekli oluncaya kadar saatte 2 bin 200 kilometre hızla uçardı. Geçmişte Concorde ile uçmak bir statü göstergesiydi.

Artan yakıt fiyatları, yükselen maliyetler, aşırı ses kirliliği derken bir daha hiçbir imalatçı yeni bir süpersonik uçak projesine girmedi. Yatırımlar, daha az yakıt harcayan motorlara, hafif gövdelere, yüksek performanslı kanatlara yapıldı.

CONCORDE’DAN HIZLI

Yıllar sonra ABD’li imalatçı Boom Supersonic,  şirketi sesten hızlı uçan bir uçak geliştirdiğini duyurdu. Uçak, 55 yolcu kapasiteli olacak. Saatte 2 bin 335 kilometre hızla uçabilecek. Bu hız, ses süratinin 2.2 katı. Yani Concorde’dan 203 kilometre daha hızlı gidebilecek bir uçak tasarımı. Şirketin hedefi, 2025’e ilk prototipi yani test uçağını hazır hale getirebilmek.

 

UCUZ UÇUŞ NASIL OLACAK

Yazının Devamını Oku

Tek kartla dünyayı dolaş

15 Ağustos 2018
Ne yazık ki hâlâ check-in yapmak için kuyruklara giriliyor. Bavul verme işlemleri, pasaporttan geçiş ve güvenlik yolculuğun hızını düşürüyor. Havayolları ve havalimanlarındaki farklı uygulamalar 2020’de büyük ölçüde aynı olacak. Ve seyahat hızlanacak.

BÜYÜYEN havalimanları, havayolları ya da güvenlik istemlerinin koyduğu ek zorunluluklar seyahat süremizi uzatıyor. Bazen bir saatlik bir uçuş için öncesi ve sonrasında 5-6 saat harcıyoruz. Hele uzun uçuşlarda bu süre çok daha uzuyor. Başta IATA olmak üzene birçok kuruluş seyahati daha hızlı gerçekleştirmek için çaba harcıyor. Havayollarına ve havalimanlarına daha fazla yatırım yaparak yolcunun konforunu arttırmak için havacılık otoriteleri de yeni sistemlerle yakından ilgileniyor. Tek bir seyahat kartı uygulaması ise çok yakın görülmüyor. Ama uluslararası tek tip seyahat kartı ile kartta vizeler dahil her türlü bilginin olması uçakla yolculuğu çok kolay hale getirecek. Ama o günü daha ciddi bir zaman var.

HIZLANDIRAN HİZMETLER

Online Check-in: Birçok havayolu şirketi bunu gerçekleştirdi. Cep telefonunuzdan bile bu işlemi yapıyorsunuz. Oluşan bir barkodu okutarak uçağa geçebilirsiniz. Yine de bagajınızı vermek için uğraşıyorsunuz. Yakın gelecekte bu sistemde iyice yaygınlaşacak. Bavul evden alınabilir: Bazı havayolları bunu şimdiden yaptılar. Bazı havalimanlarında da bu hizmet veriliyor. Bavulunuz hazır olduğunda bildirimde bulunuyorsunuz. Gelip bavulunuzu evinizden-otelinizden alıyorlar. Uçuşunuza göre etiketleme ve barkodlama gözünüz önünde yapılıyor. Siz artık bavulunuzu indiğiniz havalimanında konveyör üzerinden teslim alıyorsunuz.

Otomatik makineler: Uçuş kartınızı isterseniz havalimanlarındaki kiosklar da yapabiliyorsunuz. Bu sistem giderek yaygınlaşıyor. Uçuş bilgilerinizi, bilet numaranızı ya da istenen başka bilgileri kiosk ekranına girdiğinizde pasaportunuzu da okutarak hemen biniş kartınızı alabiliyorsunuz. Bu sistem çok yaygınlaştı. Ama yaygınlaşma süresinde cep telefonlarından check-in yapıp uçuş kartı oluşturabildiğiniz için kiosklara rağbet azaldı. Aynı sistemle aldığınız bavul etiketini de bavulunuza takıp bir görevliye ya da yürüyen banda veriyorsunuz.  Bu sistem hala birçok yerde ağır aksak yürüyor.

Pasaport kuyrukları: Özellikle New York, Londra, Chicago, Los Angeles, Atlanta’daki büyük havalimanlarında ülke girişlerinde hâlâ pasaport kuyrukları oluşuyor. Yakın gelecekte pasaportunuzu hangi milletten olursanız olun bir ekrana okutmanız yeterli olacak. Bunun için bütün havalimanlarında tek bir sistem bu okumayı yapacak. Yani hangi ülke vatandaşı olursa olsun pasaport ya da seyahat kartını okutarak geçiş yapabilecek.

Ama bazı ülkeler vatandaşları ile ilgili fazla bilginin başka sistemlere yüklenmesine karşı çıkıyorlar. Bu konuda uzlaşı sağlandığın da seyahat süresi iyice hızlanacak.

Güvenlik kontrolü:

Yazının Devamını Oku

En stresli genel müdür

8 Ağustos 2018
Stresi günlük gösteren bir alete bağlansa her gün katlanarak yükseldiği görülürdü. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Funda Ocak... Dünyanın en büyük yatırımlarından 3. havalimanı açılışı yaklaştıkça stresi de doruğa çıkıyor.

DİLE kolay tam 30 yıldır Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) çatısı altında. Her inen-kalkan, her üst geçiş yapan uçaktan eninde sonunda o sorumlu. Tepemizden vızır vızır uçaklar geçiyor. Londra’dan kalkmış Dubai’ye gidiyor. Bizle hiç ilgisi yok. Ama üst geçiş sırasında bir yolcu hastalansa ya da yakıt kritiğine girse, bizim havalimanlarımızdan birine inmek istediğinde Funda Ocak uyuyorsa uyanıyor ve sonuna kadar o operasyonu izliyor.

Sisli günler, buzla-karla kaplanan pistler onun kâbusu. Bir kaza-kırım olmadan o günleri, geceleri atlatabilmek için uykusuz zamanlar geçiriyor.

Belki de Türkiye’de en fazla stresi yaşayan genel müdür. Çünkü yaptığı işte bir aksilik olduğunda karar süresi saliselerle ölçülüyor. Bir geç kalma hali çok ciddi sorunlar yaratıyor. Ama tabii yüksek tecrübe saliselerin yarattığı anların paniksiz yaşanmasına da yardımcı oluyor. Şimdi başından beri izlediği, sorumluluğunu taşıdığı 3. havalimanı projesi var. Son derece zorlu bir toprak yapısı üzerine inşa edilen havalimanı 29 Ekim’de açılacak. Elbette işin inşaat kısmını yüklenen bir konsorsiyum var. Sonra işin işletmesini de yapacaklar. Ama eninde sonunda sorumluluklar fiber optik bir kablo ile Funda Ocak’a bağlı. Günahlar ve sevaplar biraz ve daha çok onun üzerinde.

Bu tip mega projelerde her zaman bir talihsizlik olabilir. Ama öylesine bir algı yaratıldı ki, 29 Ekim’i sonraki güne bağlayan birkaç günde 3. havalimanı dünya çevrimine girecek.

Elbette aksamalar olacak. Sistem hataları, kısmi kargaşalar yaşanacak. Siz kağıt üzerinde ne kadar iyi plan yapsanız da, taşınma sırasında Atatürk Havalimanı’ndan 3. havalimanına giden bir TIR’ın kaza yapması bile başka kazaları getirecek. Umarım olmaz.

Ama Funda Hanım sadece 3. havalimanı ile ilgili değil. O sırada Yüksekova Havalimanı’ndaki operasyon ya da Çukurova Havalimanı’ndaki inşaattaki sorunlar hepsi Funda Hanım’ın sorumluluğunda.

FUNDA HANIMIN HİKâYESİ

DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Funda Ocak 1955 yılında Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde ekonomi eğitimini tamamladıktan sonra 1979 yılında Halk Bankası’nda Uzman Yardımcısı olarak iş hayatına atıldı. Kariyer basamaklarını azimle tırmandı.

Yazının Devamını Oku

Büyükler küçükleri yuttu!

1 Ağustos 2018
Boeing Brezilyalı imalatçı Embraer’in ticari uçaklarını yuttu. Airbus ise Kanadalı Bombardier’in ticari yolcu uçaklarını yeniden yaratmaya başladı. Böylece pazarın büyük oyuncularından Embraer Amerikalılara, Kanalı Bombardier de Avrupa’ya teslim oldu. Rekabet kurullarının da sesi kesildi.

AVRUPALI uçak imalatçısı Airbus, Kanadalı Bombardier şirketinin bölgesel yolcu uçağı CSeries’i satın aldı. Airbus renklerine boyanan ve ‘A220’ adı verilen uçak ile Avrupalı imalatçı koltuk kapasitesi 100 ile 160 arasında değişen farklı bir pazara girdi. Havayolları yeni bir hat açacakları zaman ellerinde 180-200 koltuklu uçakları doldurmakta zorlanıyor. En azından başlangıçta bu hat için yüzde 50 doluluk yani 80-100 yolcu bulunması gerekiyor. Bu da zaman alıyor. Büyük noktalar arasında bu yolcu sayısı bulunsa bile çapraz uçuşlarda böyle bir pazar hemen oluşturulamıyor. Yeni motor, hafif gövde ve kanatları ile düşük operasyon maliyeti ile CSeries’i bünyesine alan Airbus, bir havayolunun 100 koltuklu uçak ile başlayacağı uçuşlarında kısa sürede 50 yolcuyu bulup hattı kârlı hale getirebileceğine dikkat çekiyor.

NEDEN ZARAR ETTİKanadalı Bombardier CSeries Projesi’ne girdiğinde çok iddialıydı. Yeni motor, özel metal alaşımlardan imal edilen gövde, kompozit kanatlar derken işin tasarım ve sonrasında imalat maliyetleri kontrolden çıktı. Şirket sonrasına ciddi bir devlet desteği ile iflasın köşesinden döndü. İki yıl önce hizmete giren uçaktan sadece 38 adet üretebildi. İflasa giden Bombardier CSeries uçaklarını Airbus’a satarak bölgesel uçak pazarından önemli ölçüde çekildi.

İKİ AYRI MODELBu uçaklar A220-100’ün (eski adı CS100) koltuk kapasitesi 100 ila 130 arasında. İkinci model A220-300 yani eski adıyla CS300 ise 160 yolcu taşıyabiliyor. Her iki modelin menzili ise 5 bin 457 ila 5 bin 920 kilometre arasında değişiyor. Uçakların liste satış fiyatları A220-100 için 79.5 milyon dolar, A220-300 için de 89.5 milyon dolar.

Uçağın Airbus bünyesine geçmesinden sonra ilk büyük siparişi ABD’den geldi. JetBlue şirketi 60’i kesin 60’ı da opsiyon toplam 120 adet uçak siparişi verdi. THY yolcularını ABD içinde dağıtan JetBlue A220’leri 2005’te hizmete girmeye başlayan Embraer 190’ların yerine 2020’den itibaren kullanmaya başlayacak. JetBlue alımda operasyon maliyetlerinin etkili olduğunu belirterek farka dikkat çekti: “Embraer 190 filosu yolcu sayımızın yüzde 18’ini taşırken operasyon maliyetlerinin yüzde 25’ine oluşturuyordu. A220’nin koltuk başı maliyetleri yüzde 29 daha düşük. Yakıtta ise yüzde 40 daha az yakıyor.”

 

BOEING BREZİLYALI EMBRAER’İ ALDIABD merkezli havacılık devi, Boeing, bölgesel uçak ve iş jetleri imalatçısı Brezilyalı Embraer’in ortağı oldu. Yapılan anlaşma ile Boeing, Embraer’in yüzde 80 hissesini 3.8 milyar dolara satın alımı için iyi niyet anlaşmasına imza attı. Bu anlaşma sonrasında Boeing ve Embraer ortak girişim oluşturulacak. İki şirket, ortak tasarım, imalat ve pazarlama-satış konusunda iş birliği yapacak. Boeing, Embraer’in 4.75 milyar dolar değer biçilen ticari havacılık bölümünün yüzde 80 hissesi için 3.8 milyar dolar ödeyecek. Hisselerin el değiştirmesinden sonra oluşacak yapıda, yönetim Brezilya’da kalacak. 

 

Yazının Devamını Oku

İş jetlerinin doktoru!

25 Temmuz 2018
Adı Kadri Muhiddin, Irak doğumlu. Büyükannesi Türk ve 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kuzeni. Uçak mühendisi… Bir bakıyorsunuz, kullandığı tek motorlu, Turboprop Pilatus PC12 uçağıyla İsviçre’den İstanbul’a kendisi uçuyor. Teknesine biniyor. Kaptanlığını yapıyor. Harley Davidson motoruna atlayıp dağlarda dolaşıyor. En büyük tutkusu ise mangal.

IRAK’ta Basra’da doğmuş Kadri Muhiddin, Türkiye’de İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan sonra ikinci uçak bakım hangarını Milas-Bodrum Havalimanı’nda açtı. Dünyanın önde gelen iş jeti bakım ve modifikasyon şirketi İsviçre’nin Basel kentindeki AMAC Aerospace’in de patronu, “Neden Bodrum’a yatırım yaptınız” diye sorulduğunda Türkçe “Yazlığım burada. Bodrum cennet” diyerek cevap veriyor. Kadri Muhiddin’in ilginç bir hayat hikayesi var. Büyükannesi Türk ve Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayer’in kuzeni. Hayatın rüzgârı onu İngiltere’ye savurmuş. Londra’da Kingston Üniversitesi’nden B2 lisanslı bir uçak mühendisi olarak mezun olmuş. Fırtınaya ise Kuveyt’te yakalanmış. 1989-90 arasında Kuveyt’te çalışırken Saddam Hüseyin’in işgalini yaşamış. Mühendisliğinin yanı sıra ticarete de atılmış. İlk şirketi Stansted Havalimanı’nda kurduğu Gamit.

BAKIM DEVİ OLDU2000’lere gelirken Kadri Bey en büyük adımını İsviçre’de attı. Basel merkezli AMAC Aerospace şirketi, kısa sürede iş jeti bakımı veren şirketler arasında bir dev oldu. 2009’da 300 çalışanla başlayan operasyon bugün 1500 personelle 1.7 milyar dolar değerinde deve dönüştü. İsviçre’nin yanı sıra İngiltere, Fransa, Türkiye ve Lübnan’da hemen AMAC’ın kolları hem de farklı alanda faaliyet gösteren birçok şirketi var. Bodrum’da yazlığına gider gelirken Kadri Muhiddin’in gözüne bir şey çarptı. Her yıl Milas-Bodrum Havalimanı’na 2 bine yakın özel uçak inip kalkıyordu. İş adamının tatili boyunca uçağı da burada kalıyordu. 2012’de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda kurduğu bakım hangarı gibi bir sistemle uçaklar Bodrum’da beklerken bakım hizmeti verilebilirdi. Kışın ise bu hangar başta Türk bayraklı kendi havayolu şirketi Tailwind olmak üzere yolcu uçaklarına bakım hizmeti vermesi için düğmeye basıldı. Ortaya 6 bin 600 metre karelik bir hangar çıktı. Halen AMAC’ın Bodrum tesislerinde 60 kişi görev yapıyor. Ama potansiyel yüksek. Sayı kısa sürede 120’ye çıkacak. Kadri Muhiddin eğitime önem veriyor. Uçak temizliği için kadroya alınan 3 kadın görevli İsviçre’nin Basel kentindeki ana üsse 3 haftalık eğitime gönderildi.

TÜRKİYE’DE BÜYÜYECEĞİZTürkiye denildiğinde Kadri Bey’in gözleri gülüyor:

“Türkiye’nin büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bulunduğu merkezi konum dolayısıyla globalleşen dünyada büyük avantajı var. Dolayısıyla Türkiye’ye yatırım yapıyoruz ve pazar talebini karşılamak için daha da büyümeyi planlıyoruz. Ayrıca da Türkiye’yi çok seviyorum. Ailemle fırsat buldukça Bodrum’daki evimizde vakit geçiriyoruz”

TÜRKİYE’DE İŞ JETİ SAYISI 600’E ÇIKARHALEN Türkiye’de jet ve Turboprop motorlu yaklaşık 150 uçak var. Ama Kadri Bey pazarın 600 uçağa kadar çıkacağına inanıyor:

“Ülkenin büyüklüğü ve zenginliği göz önünde bulundurulduğunda henüz hala emekleme döneminde olduğunu düşünüyorum. Yeni nesil iş adamları kendi özel jetlerinde uçarken arda kalan zamanın değerini anlayınca bu durum yavaş yavaş değişmeye başladı. Bundan sonraki yıllarda çok daha gelişeceğini ön görüyorum. Bir iş adamı için en değerli şey zaman”

 

Yazının Devamını Oku

En uzun uçuş 11 Ekim’de!

18 Temmuz 2018
Dünyanın en uzun havayolu uçuşu 11 Ekim’de Singapur Changi-New York-Newark Liberty Havalimanı arasında yapılacak. 19 saat sürecek uçuş için Airbus, Singapur Havayolları’na A350-900ULR denilen ultra uzun menzilli uçak imal etti.

AIRBUS’ın Singapur Havayolları’nın isteği ile gerçekleştirdiği A350-900ULR uçağı aslında 20 saat havada kalabiliyor. 24 tonluk ekstra yakıt tankı menzilin uzamasını sağlıyor. Bu uçak böylece yaklaşık 16 bin 750 kilometreden fazla uçabilecek. Singapur/Changi ile New York/Newark Liberty Havalimanları arasındaki mesafe bu. Ama uçağın menzili daha fazla tabii. Bir terslik anında üç meydana daha gidebilecek yakıta sahip olacak. Daha önceki en uzun uçuşu Katar Havayolları yapıyordu. Havayolunun Doha-Auckland arası gerçekleştirdiği 14 bin 500 kilometrelik uçuşu da rekorlarda geride kalacak. Singapur Havayolları’nın bu uçuşu ortalama 19 saat sürecek. Bazı meteorolojik şartlarda süre biraz daha uzayabilecek. Şirket, 11 Ekim’de başlayacağı uçuşlarda kullanacağı Ultra Uzun Menzilli (ULR) A350 uçağında 67 ‘businness class’ ve 94 premium ekonomi sınıfı koltuk bulunacak ve bhaftada üç kez uçuş yapacak.

DAHA ÖNCE DE UÇUYORDUSingapur, daha öncen de New York’a duraksız uçuş yapıyordu. 2013’e kadar devam eden bu uçuşlar o zaman kullanılan dört motorlu A340-500 uçaklarındaki yüksek yakıt maliyeti nedeniyle iptal edildi. Bu hatta uçuş Frankfurt aktarmalı olarak Atlantik Okyanusu üzerinden yapılmaya başladı. Ama özellikle Uzakdoğulu yolculardan gelen duraksız uçuş isteklerine Airbus ile Singapur ortak bir çözüm üretti.

AIRBUS İLE MASAYA OTURDUYapılan maliyet hesaplarında A350 900ULR uçağının para kazanabileceği ve kabin içi koltuk ayarlamalarının da 67 ye 94 olarak planlaması uygun görüldü. A350-900ULR gibi bu gelişmiş uçaklarda daha yüksek tavanlar, daha büyük pencereler, ekstra geniş gövde ve ‘jet lag’ durumunu en aza indirecek şekilde tasarlanmış aydınlatma bulunuyor. Bu uçağın şimdilik tek müşterisi ise Singapur Havayolları.

Maksimum kalkış ağırlığı 280 ton olan A350-900ULR, 20 saat boyunca uçuş yapabiliyor. Rolls-Royce Trent XWB serisi iki motorlu uçak için Singapur Havayolları 7 adet sipariş verdi. Toplam da 67 adet A350-900 sipariş veren Singapur Havayolları 21 adet uçağını teslim aldı.

Pasifik Okyanusu üzerinden New York’a uçacak şirket 2 Kasım da aynı uçaklarla Los Angeles’a da uçuşlar yapacak.

Ayrıca, Avustralya ulusal havayolları Qantas’ın da 2022 yılında Londra’ya kesintisiz bir uçuş yapmak için bu jeti satın almayı düşündüğü bildirildi.

Avusturalyalı havayolu şirketi Qantas 2020 yılında bu uçaklarla Sydney-Londra arası uçacak.

Yazının Devamını Oku

Havalimanı savurganlığı yapmayalım

11 Temmuz 2018
Acaba bütün havalimanlarımızı doğru yerlere mi yapıyoruz? Bazı yerlere havalimanı yapmak, çevreye gerçek bir işkence oluyor. Hele turizm bölgelerinde buna çok dikkat etmek gerekiyor. Bazen kaş yapalım derken göz çıkarıyoruz.

KARADENİZ sahillerine bakıyorum. Zonguldak, Sinop, Samsun-Çarşamba, Ordu-Giresun, Trabzon ve Rize Havalimanları… Doğru aralıklarla yapılmış, yapılıyor…

Bu havalimanları, coğrafi yapısı zorlu Karadeniz sahilimiz için yeterli. Deniz üzerinde ve karadaki havalimanlarının yakın gelecekte iyice yoğunlaşacağını sanıyorum. Tarifeli iç-dış hatla birlikte charter yani tarifesiz seferler, yabancı bazı uçakların teknik iniş yani yakıt almak içinde kullanacakları bu havalimanları arasına bir yenisini projelendirmek bile günah olur. Marmara bölgesinde Bursa Yenişehir, Edremit ve Çanakkale gibi noktalardaki havalimanları ihtiyaç için yeterli. Cengiz Topel/İzmit geliştirilebilirler. Araya askeri Bandırma Meydanı da eklenebilir.

İZMİR ÜÇÜNCÜ HUB
3. Havalimanı, Sabiha Gökçen ve kaderi hâlâ bir bölümü ortada Atatürk Havalimanı var. Bence Atatürk Havalimanı en azından Genel Havacılık için bir bölümü iyi projelendirme ile bırakılmalıdır. Kalan kısmı ki çok büyük bir alan şehir parkı olacak zaten. Sabiha Gökçen’in büyüme projeleri ne yazık ki, zamanında başlamadı. İyi yönetilmiyor. Ciddi bir revizyona ihtiyacı var. Ege bölgesinde İzmir Adnan Menderes ağır da olsa uçak trafiği ve yolcu sayısı açısından giderek büyüyor. THY’nin burayı Ankara Esenboğa ile birlikte ikinci ya da üçüncü bir ‘hub’ yani merkez yapması halinde daha da hızlı gelişecek.

Yazının Devamını Oku