Paylaş
Böylece Kıbrıs da otomatikman birleşmiş olur. Kimse kimseye racon kesmek zorunda kalmaz.
Federal cumhuriyet kurarız.
“Türkogrekya” ya da “Grekotürkiye” diye havalı bir isim buluruz. İstanbul’u başkent yaparız, hayat bayram olur.
Ankara ve Atina da federasyon başkentleri olarak karizmalarını sürdürürler.
Kürt vatandaşlara ne istiyorlarsa yapma şansı doğar. Bir şey yapmasalar bile kendilerini daha iyi hissederler.
Yunanistan krizi atlatıp düze çıkar: Ne de olsa en hızlı büyüyen ekonomilerden biriyle birleşecekler.
Çarşıya pazara bereket gelir.
Cevval Anadolu sermayesi orayı altı ayda âbâd eder evelallah.
Resmi dili Türkçe ve Yunanca, din Ortodoks Hıristiyanlık ve İslam olur. Erdoğan’ı cumhurbaşkanı, Papandreu’yu da başbakan yaparız.
İki dilli, iki bayraklı, iki milli marşlı bir şekilde keyfimize bakar, tüm dünyayı çatır çatır çatlatırız. Hele Amerika’yı da arkamıza aldık mı, Avrupa Birliği’ne bile eyvallahımız olmaz.
Birbirimiz yüzünden silahlanmaya harcadığımız paralarla birleşme operasyonu babalar gibi finanse edilir. Artanla da davar alırız.
Yunan adaları yeniden altın çağ yaşamaya başlar. Baklava, kahve ve Karagöz çekişmeleri tarihe karışır.
Sonuçta, “Yahu biz bunu daha önce niye düşünemedik?” diyeceğimize kalıbımı basarım.
Tabii iki millete de rahat batacağı için, 50 sene sonra falan yine itişip kakışmaya başlar, sonunda Çekoslavakya misali boşanmaya karar veririz, o ayrı.
Ama hiç olmazsa bir kuşak arada rahat etmiş olur, fena mı?
Geri dön Gary
“Yenilmenin tohumunu taşır her pazartesi” der pirimiz Turgut Uyar. Dün sabah Gary Moore’un öldüğünü öğrenince hatırlamadan edemedim.
En iyi gitarist miydi bilmem ama benim gitaristimdi.
“One Day” şarkısıyla kaç kez kör kuyulardan merdivensiz çıktığımı hatırlarım.
Şimdi, “uzakta, tepelerin üzerinde” bir yerde, çivit mavisi gitarıyla el sallıyor.
En İrlandalı hislerimle selamlıyorum kendisini. “Erken oldu be usta” diyorum: “Biraz daha çalsan ölür müsün?”
Dizi dalında güzel
Gülse Birsel “daha da yazmam Avrupa Yakası” demiş, ne iyi etmiş.
Üçünü reklamda seyrederken dudağımda sadece “hey gidi günler” tebessümü vardı. Meğer Burhan’ın maymunlukları bile tarih olmuş çoktan.
Popüler kültür icabı, dizi kadar zamana dayanıksız bir şey yok. Şimdi sokakta “Şehrazat”ı sorun, hatırlayan bulamazsınız.
Haliyle, Gülse’nin yeni yapacaklarını beklemek daha iyi.
İncir çekirdeği
Defne’yi kıskanıyorum: Artık gazete okumak zorunda değil.
Paylaş