Paylaş
Her 10 Kasım akşamı, Gazi Mustafa Kemal’in anısına onun çok sevdiği beyaz leblebi konurdu masalara. Teypte de onun sevdiği muhacir türküleri.
Gazi’nin Dolmabahçe’deki hekimleri atlatıp iki kadeh içmeye Cumhuriyet’e geldiği, efsane bile olsa güzeldi.
Üç şef garsonun adı da gizemli bir şekilde Ali olduğundan, Ece Ayhan “Üç Aliler’in Cumhuriyet’i” diyerek edebileştirmiş ve ebedileştirmişti mekânı.
Haftanın belli günlerinde, “Eski Türkiye”nin aydınları orada toplanırdı: Melih Cevdet, Vedat Günyol, Cevat Çapan, Erdal Alova, Turgay Fişekçi...
Biz kopiller de yan masaya ilişir, bir şeyler kapmaya çalışırdık.
Oğuz Atay okumanın raconunu da, Dire Straits’in ne baba grup olduğunu da orada öğrendik.
“Üç Aliler’in Cumhuriyet’i”, asıl mektebimizdi.
Orada efendi gibi rakımızı içer, kıraatımızı eder, büyüklerimizi dinlerdik.
Fikri ve vicdanı hür gençlerdik.
Turgut Uyar’ın deyimiyle “kıyısındaydık bütün mümkünlerin”...
İçki içmenin “aksırmak”, namuslu olmanın “örtünmek” anlamına gelmediğini anlayacak zihinsel zarafeti Cumhuriyet’te edindik.
Kafamız bazı şeylerle uyuşmuyorsa, işte bu yüzdendir.
Galatasaray Arena’dan çekilmeli
Türk Telekom Arena’nın açılışında, siyasiler protesto edildi.
Başbakan kızdı ve stadı terk etti.
Dünyanın her yerinde siyasiler protesto edilebilir. Onların da sinirlenip mekânı terk etme hakkı vardır.
Ama öğreniyoruz ki, iktidarın hislerine tercüman olmak Başmüzakereci Egemen Bağış’a bağlı AB Genel Sekreterliği Müşaviri Yasin Ekrem Serim’e düşmüş.
Orada esip gürlemiş.
Galatasaray camiası ne zaman muhalif bir ses çıkarmaya kalksa bir Yasin çıkıp bu lafları edecek.
Galatasaray yakışanı yapmalı ve tasını tarağını toplayıp Arena’dan ayrılmalıdır.
Onurlu taraftarı, lige emektar Ali Sami Yen’de devam etmeye seve seve razı olacaktır.
“Al diyetini!” diyemediği sürece Galatasaray’ın başı çok ağrır: İki kere iki dört.
İncir Çekirdeği
İnsan, elleriyle biçim vermeli yalnızlığına, bir heykele biçim verir gibi.
Paylaş