Şahsi komplo teorim

Ne tuğla kalınlığındaki kitap, ne Devrimci Karargâh muhabbeti ne de Kezban Hanım çekebildi ilgimi.�
Ne biçim adamım ben? Bu kadar mı kopmuştum memleket gerçeklerinden?
Kendimi kıyasıya eleştirirken bir şeyin farkında vardım: Türkiye’yi hangi gizli güçlerin yönettiğini anlatan komplo teorilerini okumaktan eskiden beri kaçınıyorum.
Çok basit bir nedeni var böyle yapmamın: Her okuduğuma inanıyorum çünkü.
¡ ¡ ¡
Hanefi Avcı’nın Türkiye’nin Fethullah Gülen Cemaati tarafından yönetildiği iddiasına nasıl inandıysam...
Vaktiyle Tayfun Er’in “Erguvaniler” kitabını okuyup Masonlar tarafından yönetildiğimize nasıl kâni olduysam...
Yarın Soner Yalçın çıkıp bütün iktidar mücadelesinin Gülen Cemaati’yle Mason Locası arasında geçtiğini, geri kalan her şeyin hikâye olduğunu söylese ona da inanırım.
Hatta “dünyayı aslında yüzlerini hiçbir zaman göremeyeceğimiz 10 kişilik bir gizli kurul yönetiyor” deseniz de bana yine mantıksız gelmez.
Öyle olunca da salak gibi hissederim kendimi.
Öyle ya, madem her şey aslında kapalı kapılar ardında, gizli kapaklı bir şekilde olup bitiyor...
Madem biz sıradan vatandaşlar iktidarın ancak gölgesinin gölgesini görebiliyoruz...
O zaman siyasete kafa yormamızın, bir şeyleri değiştirmeye çalışmamızın ne alemi var, değil mi?
Belki komplo teorileri de zaten biz böyle düşünelim ve oturalım oturduğumuz yerde diye üretiliyor.
Kendimizi gücü bir şeye yetmeyen çaresiz böcekler gibi hissedelim diye...
Bir düşünün isterseniz... Olamaz mı?

İncir  Çekirdeği

Kadınlar farklarını, erkeklerse benzerliklerini göstermekten hoşlanır.

Eurovision adaylarım hazır

Hayko Cepkin: Türkiye’de nasıl bir kültürel çeşitlilik olduğunu gösterebileceği için. Ayrıca adam iyi müzik yapıyor.
Rojin: Hayko ile aynı nedenlerle. Hatta bir de Kürtçe söylese tadından yenmez.
Fedon: Karizmasıyla Yunanistan ve Güney Kıbrıs’tan oy alamama sorunumuzu temelli çözebileceği için.
Alex: Babasının oğlu, hatta onun daha moderni olduğu için.
Zuğaşi Berepe: Almanya’ya Lazca rock şarkısıyla gidip Kâzım’ın ruhunu şadedebilecekleri için.
Maria Rita Epik: TRT’ye yıllar öncesinden kalan özür borcunu ödeme fırsatı vereceği için.

Athena’nın yaşı yok

Dünkü Kelebek’te Athena’dan Gökhan ve Hakan’la röportaj vardı. Ykizler 34 yaşına basmışlar ve soruyorlar şaşkınlıkla: “Biz ne zaman büyüdük?”
Bu bizim kuşağın son zamanlarda kendisine sık sorduğu bir soru olsa da, Athena’nın telaş etmesi gereksiz. Onların yaşı yok.
Mazhar-Fuat-Özkan ya da Bon Jovi gibi, yaşsız bir grup Athena: 10 yaşında da olabilir, 70 yaşında da. Ayrıca, sanatçı için “yaşsız” olmak çok önemli mertebe. Athena bu mertebeye “Pis” albümüyle çıktı. Artık “Athena” ismi Gökhan ile Hakan’ın toplamından bile fazla şey ifade ediyor icabında.�