Paylaş
Bildiğim ülkemi yönettiğiniz ve yönetmeye devam edeceğiniz.
Yani “büyük” bir adamsınız. Lafımı da muhtemelen sallamayacaksınız. Ama takdir edersiniz ki söz atılmazsa ağırlaşır.
Memleketi yeniden şekillendiriyorsunuz.
Normalde kızmam lazım ama ülkenin son hali o kadar berbattı ki içimden bağırıp çağırmak gelmiyor.
Hatta sırf siz büyük adam olasınız diye yüzyılın sonunda memleketi elbirliğiyle batırdığımızı düşündüğüm bile oldu.
Sanki o kadar fakirlik ve acı, siz telefon kulübesine koşup Süpermen kostümü giyesiniz diyeydi.
Haliyle, milletin size duyduğu muhabbeti anlıyorum. Belli ki onları sevdiğinize inanıyorlar. Milleti sahiden seviyor musunuz bilmem ama büyük adam olmayı sevdiğiniz muhakkak.
Bence mahsuru yok. İnsanları düşünün de, neyi isterseniz sevin.
* * *
Her kuşak bir şeyi yıkmak ve yenisini kurmak ister. Nesiller rüştünü ancak böyle ispatlar. Buna seslenen birini bulduklarında da dört elle sarılırlar.
Benim gibiler beğensin ya da beğenmesin, şimdiki kuşak da size sarıldı.
Onların desteğiyle yıkıyor ve kuruyorsunuz.
Ama unutmayın ki, büyüklüğünüz biz “ötekilere” göstereceğiniz hürmete de bağlı.
Geçen yüzyılın suya düşen hayallerine üzülenler, hallerinden anlayacak birini bekliyor hâlâ.
Korkularını önemseyecek, hayal kırıklıklarını yatıştıracak, travmalarını anlayıp saygı gösterecek birini.
Emin olun, onların da ihtiyacı var oy vermeseler bile güvenebilecekleri bir siyasetçiye. Saygı bekleyen hassasiyetleri, korumaya çalıştıkları hayat tarzları var.
Ancak onların da kalbini kazandığınız zaman gönlünüzdeki büyüklüğe ulaşacaksınız.
Başta bahsettiğim kitabın yazarı “özgürlüğü küstahlıkla karıştırmak köleliğin özelliklerindendir” der.
Ben köle değilim. Kimseye küstahlık yapmam. Siz de büyük kalmak istiyorsanız, söylediklerimi düşünün bence.
İncir Çekirdeği
Gizli gizli merak ettiğim film: Bir Avuç Deniz.
Alain memnun, veren memnun
Filozof Alain De Botton’un konferansından sonra felsefe kadar para da konuşuldu.
Yüksek bilet fiyatına rağmen salonun dolmasını “yabancı hayranlığıyla” açıklamak sanki biraz kolaycılık.
Gayet iyi bir kalem olan Alain De Botton, aynı zamanda kendi markasını kariyerinin başından beri mükemmel yönetmiş bir isim. Ondan felsefe meraklıları kadar ekonomi öğrencilerinin de alacağı dersler var.
Tabii “filozof adamın ne işi var markayla” derseniz, ona da eyvallah. Ama günümüz dünyası malum, işler böyle yürüyor.
Paylaş