Paylaş
◊ Günümüzün en sevilen pop şarkıcılarından birisiniz ama ben daha çok şöhretten uzak yıllarınızı merak ediyorum. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Çok çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Karadeniz kıyısında, Neptün adlı bir sahil kasabasında büyüdüm. Babam cankurtaran, annem ise şarkıcı ve dansçıydı. Tek çocuktum. Dediğim gibi, geçmişe döndüğümde gülümseyerek, mutlulukla anımsadığım günlerdi.
◊ En çok hangi oyuncaklarla oynamayı severdiniz? Mesela bir müzik enstrümanı olabilir mi bu?
- Şaşıracaksınız ama hiç ilgisi yok. En sevdiğim oyuncak bir itfaiye arabasıydı!
Fotoğraflar: Levent KULU
İLK OYUNCAĞIM BİR İTFAİYE ARABASIYDI
◊ Anlamadım, neden? Müziğe değil de kahramanlığa, aksiyona yatkın bir çocuk muydunuz?
- Ondan değil. Babam ben doğduğumda hastaneye itfaiye arabası getirmiş, çünkü erkek bebek bekliyorlarmış (gülüyor). Gerçi fark etmedi, ben de yıllarca çok severek oynadım o arabayla.
◊ Peki çocukken hiç şarkıcı olmayı hayal etmiş miydiniz? “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna sizin yanıtınız neydi?
- Evet, şarkıcı olmak belli başlı hayallerimden biriydi. Sahnede olmak, insanları eğlendirmek ve mutlu etmek kendimi bildim bileli aklımdaydı. Bir de televizyon şovu yapmak.
◊ En çok kimleri dinlerdiniz peki?
- Michael Jackson, Whitney Houston, Celine Dion... Bütün dünya starları diyebilirim. Sonradan listeye bir de Tarkan eklendi.
◊ Şarkıcılığa ne zaman başladınız?
- İlk para kazandığım, profesyonel olarak sahneye çıktığımda yaşım 19’du. Ama “Şarkı söylemeye kaç yaşında başladınız?” derseniz, yanıt değişir.
◊ Sorayım o zaman: Kaç yaşında?
- Benim annem de, büyükannem de şarkıcıydı. Bundan dolayı sanırım daha konuşmaya başlamadan önce şarkı söyledim ben. Mesela ilk koroya girdiğimde daha 8 yaşındaydım.
◊ “Bu sesi kim fark etti, sahnelere adım atmanıza vesile olan kim?” diye sorsam...
- Tanrı! Ben kadere inanırım. Bugün bu noktaya geldiysem, kaderimde olduğu içindir diye düşünüyorum. Bu yolu açan, işimi kolaylaştıran ise menajerim... Çünkü onun sayesinde global şirketlerle yolum kesişti.
◊ Profesyonel anlamda sahneye adım attığınız dönemlerde, gıpta ettiğiniz, daha doğrusu kendinize örnek aldığınız sanatçılar var mıydı?
- Yoktu. Çünkü birinin yerinde olmayı, biri gibi davranmayı hiç istemedim. Ben orijinal olmalıydım. Bunun için de yeni bir sound bulmam, kendi müziğimi yapmam gerekiyordu.
◊ Hiç mi hayranlık duyduğunuz isim yoktu? Buna inanmak güç geliyor da...
- Hayranlık başka bir şey tabii... Her zaman Michael Jackson’a, Whithey Houston’a hayranlık duydum, hatta onlarla büyüdüm. Ama hep onlardan farklı olmak, farklı bir şeyler yapmak istedim.
◊ Bu orijinallik arayışı iyi de sonuç vermiş gördüğüm kadarıyla.
- Kesinlikle öyle oldu. İlk çıkış yaptığım şarkı “Hot” hiç umulmadık bir başarıya ulaştı, Amerika’da bile müzik listelerine girdi. Farklı sound, kendime has müzik arayışı bana yaradı.
INNA ADINI BANA DEDEM TAKTI
◊ Gerçek adınız Elena Alexandra Apostoleanu. Inna nereden çıktı? Kim size yakıştırdı bu adı?
- Bu, profesyonel müzik hayatımla birlikte bulunmuş bir isim değil aslında... Büyükbabam çocukluğumda beni öyle çağırırdı. Müzik dünyasında da telaffuzu kolay ve daha akılda kalıcı olduğu için bu adı kullanıyorum.
◊ Adınız Amerika’ya kadar ulaştı. “Artık bir starım” diyor musunuz? Dünya müzik piyasasında kendinizi nerede görüyorsunuz?
- “Ben starım” demem, bu şekilde kendimi övmek istemem. Daha önümde uzun bir yol var. Dünya müzik sektörünün neresinde olduğumdan değil ama ne yapmam gerektiğinden eminim. İstikrarlı biçimde yükselmeye devam etmek, müzik adına tek hedefim.
◊ Madem “başarı”ya getirdiniz sözü, sorayım: Sizce başarı nedir?
- Müzikteki başarı açısından konuşayım; insanları mutlu etmek, onlara kendilerini iyi hissettirmek, keyifle dans etmelerini sağlamak...
◊ Başarıya ulaşanlar, devamında zirveden düşme korkusu yaşar mı?
- Korku demeyelim de, kayda değer bir başarı olunca endişe beraberinde geliyor. Çünkü vereceğin mesajın, onlara hissettireceğin duygunun sorumluluğunu taşımaya başlıyorsun.
TAM BİR PARTİ KIZIYIM
◊ Sizin için “Dansın kraliçesi” diyorlar. Sadece sahnede mi dans ediyorsunuz yoksa bir gece kulübünde de gönlünüzce dans eder misiniz?
- O lakabı dans ettiğim için değil dans müziği yaptığım için taktılar aslında. Çok iyi dans ettiğim söylenemez. Yine de dans etmeyi, şarkı söylemeyi, partileri seviyorum. Ben tam bir parti kızıyım.
TARKAN’I KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERi DiNLiYORUM
◊ Son dönemde en çok kimleri dinliyorsunuz? Listenizde Türk sanatçılar da var mı?
- Justin Timberlake, Pink, Beyonce, Rihanna... Türkiye’den ise favorim Tarkan... Türkçe bilmediğim için çok fazla isim sayamıyorum.
◊ Ama Tarkan da Türkçe şarkı söylüyor.
- Ama o dünya çapında bir isim. Küçüklüğümden beri bildiğim, dinlediğim bir sanatçı.
◊ Türk halkının size ilgisi ve sevgisi malum... Bu ilgiyi karşılıksız bırakmayıp herhangi bir Türk sanatçıyla düet yapmayı düşünür müsünüz?
- Açıkçası şu an için bu tarz bir planım yok. Ama umarım bir gün Tarkan’la olur.
◊ Türkçe şarkı söyleyebilir misiniz?
- Bir gün olabilir. Gerçi kendimden pek de emin değilim.
◊ Neden?
- İzmir konserimde Türkçe gazete okumaya çalıştım. Sonra kayıtları izledim. Gerçekten çok kötüydüm (gülüyor)...
EN ETKİLEYİCİ ŞEHİRLERDEN BİRİ İSTANBUL
* Türk kadınları ve erkekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Aslında Türk kadınları, erkekleri olarak ayıramam, Türk insanı çok güzel.
* Hangi açıdan?
- Öncelikle çok pozitifler. Bir o kadar da yardımsever... Şimdi dışarı çıkayım, birine yol sorayım, eminim ki yardımcı olmaya çalışır. Hepiniz öylesiniz. İkramlarınız da meşhur. Bence dünyanın en etkileyici, en güzel şehirlerinden biri İstanbul.
* Tatil açısından Türkiye’yle ilgili fikrinizi almak isterim.
- Tatil, iş diye ayırmayayım, genel olarak bu ülkeyi çok seviyorum. İnanılmaz güzel ve özel bir ülke. Tatil başlığı altında fikrimi söylemem gerekirse, Bodrum favori tatil yerim. Ama Antalya’nın da yeri ayrıdır. Romanya’dan ilk çıkışım, ilk yurtdışı gezimdi çünkü.
* Buraya ilk ziyaretiniz yine konser sebebiyle mi olmuştu?
- Hayır. Daha küçüktüm o zamanlar, şarkıcı bile olmamıştım. Ailemle tatil için gelmiştim.
BENi NEDEN BU KADARSEVDiĞiNiZi BiLMiYORUM!
◊ Türkiye’yi bu kadar seveceğinizi, burada bu kadar sevileceğinizi tahmin eder miydiniz?
- Asla. Açık söyleyeyim aklımın ucundan bile geçmezdi. Büyük sürpriz, Allah’ın bana verdiği büyük bir şans.
◊ Türkler niye Inna’yı bu kadar seviyor olabilir?
- İnanın bunu ben de tam olarak bilmiyorum; herhalde müziğimi seviyorlardır. Aslında bunu size sormak lazım. Dışarı çıkıp “Beni neden seviyorsunuz?” diye sorabilirim mesela... En iyi yanıt sokaktan gelecektir. Gerçi “Sen kimsin?” diye cevap da gelebilir ama olsun (gülüyor)...
◊ Sosyal medyada paylaştığınız fotoğraf ve videoların altındaki mesajların neredeyse yüzde 90’ı Türkçe. Neler söylüyorlar diye hiç merak ettiğiniz oluyor mu? Çeviri yaptırdınız mı mesela?
- Evet, Türk halkının bu ilgisi beni de şaşırtıyor. Dediğiniz gibi bazen neler olup bitiyor, neler söyleniyor hakkımda diye çeviri yaptırıyorum. Gerçi çoğu zaman “Seni seviyorum” yazıyorlar, onu da anlıyorum zaten, Türkçe bilmeme gerek yok (gülüyor).
◊ Türkiye’yle ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?
- Çok var... İlk aklıma geleni paylaşayım. En son İzmir konserim çok güzel geçti, ciddi bir kalabalık vardı. Finalinde organizatör çok büyük bir Türk bayrağı getirdi, son şarkıyı onunla söyledim. Türk bayrağıyla çektirdiğim fotoğraf da sanırım en çok beğeni alan fotoğrafım oldu.
iŞiM AŞKA ENGEL OLMUYOR
◊ “Çalışmaktan aşka vakit bulamıyorum” diyenlerden misiniz?
- Hayır. İşim aşka engel değil. Benim bir erkek arkadaşım var zaten.
◊ “İş yoğunluğundan özel hayata zaman kalmıyor” sözü çok duyduğumuz bir klişedir ama. Siz nasıl aştınız o zorluğu?
- Bana göre çok da zor değil... Özel hayat ile işi birbirinden ayırıyorum, bu konuda bir sıkıntı yaşamıyorum.
◊ Evlenmek, aile kurmak, çocuk sahibi olmak gibi hayalleriniz var mı?
- Elbette... Bir gün umarım bu planlar gerçek olacak. Çünkü çocukları çok seviyorum.
BU YAZ TÜRKiYE SAHiLLERiNDEYiM
◊ Son albümünüz “Nirvana” için neler söylemek istersiniz?
- Kariyerim açısından önemli ve özel bir albüm. Şarkılarımdan da anlaşılacağı üzere seyahatlerimin enerjisini taşıyor. Umarım dinleyenler de benim kadar zevk alır.
◊ Konser programınız ne durumda? Yeni albüm maratonu başladı mı?
- Evet. Zaten burada da “Nirvana”nın turnesi nedeniyle bulunuyorum. Bu yaz da hayatım müzik, şov ve seyahatten ibaret olacak gibi görünüyor.
◊ Türkiye yer alıyor mu yaz konserleri listenizde?
- Evet, bu yaz boyunca Bodrum, Antalya, yani sahil kesiminde konserlerim olacak. Ama takvimim tam olarak netleşmedi henüz.
HEPiNiZE BARIŞ VE AŞK DiLiYORUM
◊ Sizi örnek alan genç şarkıcı adaylarına, yeni yeteneklere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
- Yetenek olmazsa olmaz... O yeteneği tutkuyla, disiplinle ve özgüvenle harmanlayabileceklerse ne âlâ... En önemlisi çok çalışmak... Pes etmeyecekler, ilk hayal kırıklığında vazgeçmeyecekler. Bir de iyi ekip şart tabii.
◊ Son olarak Türkiye’deki hayranlarınıza ne söylemek istersiniz?
- Sizi çok seviyorum. Hepinize barış ve aşk diliyorum.
VE SONUÇ
EĞLENDiRMEK ONUN YAŞAM FELSEFESİ
Eğlenmek ve eğlendirmek, Inna’nın yaşam felsefesi. Yani eğlenceden besleniyor. Başkalarını mutlu etmek ona hiçbir zaman zor gelmeyecektir. Bu özelliğe sahip kişiler için sahne kariyeri gerçekten çok uygun. Inna şayet şarkı söylemeyi beceremeseydi, eğlence sektörünün farklı bir dalında var olur, yine kendini gösterirdi.
Sahne insanları da aslında ikiye ayrılır. Bir grup sadece ilgi görmek, şımartılmak ve egosunu tatmin etmek ister. Diğer grubun hedefi ise seyirciyi mutlu etmektir. Bu gruptakiler, karşısındakini mutlu ettikçe mutlu olurlar. Inna işte tam anlamıyla böyle biri. Kendisiyle tamamen barışık olması, başarısının da temelini oluşturuyor.
Paylaş