Hamoğlu’nun köle ticareti

Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

SİLİVRİ ’de adeta hükümranlık kurmuş, 'ferman padişahın Silivri bizimdir' diyen Ahmet Hamoğlu’nun köle ticareti Kanal D’nin bir yayını ile gündeme geldiğinde konuyu bu köşeye aktarmıştım.

Hemen o gün, ‘çocuk köleliğine karşı bir şey yapamayacak mıyız?’ başlıklı bir elektronik mektup geldi posta kutuma. ‘İstanbul’un ortasında çocukları köleleştirenlere karşı çıkmak için görevini yerine getirmeyen kişileri harekete geçirmek için...’ diye bir not düşülmüş. 'Lütfen aşağıdaki metni Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün e-mail adresi’ne ve bu e-mail adresine gönderilmesi için tüm arkadaşlarınıza forward ediniz' deniyor ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün e-mail adresi:sturk@adalet.gov.tr olarak veriliyor.

Sivil toplum girişimi

Mektuptan anlaşılan, 'Self Defence Çocuk Köleliğine Karşı E-Mail Hareketi' diye bir sivil girişim mevcut. Elektronik posta adresleri de self_defence@hotmail.com.

Gönderilmesini istedikleri mektup ise aynen şöyle:

'ADALET BAKANLIĞI’NA

31 Ekim 2000 tarihinde saat 23:00 sularında Kanal D Özel Televizyonunda yayımlanan 'Haber Özel Programı' isimli programda Ahmet Hamoğlu’na ait Hamoğlu Holding bünyesinde yer alan ve Maxi Alışveriş Merkezi arkası Silivri /İstanbul adresinde faaliyet gösteren Volkan Tuğla Fabrikası’nda 15 yaşından küçük 200’den fazla çocuğun insanlık dışı bir ortamda ağır işçi olarak baskı ile zorla çalıştırıldıkları, fabrika binası dışına çıkmalarının yasaklandığı ve tüm saatlerini fabrikadaki koğuş ve atölyelerde geçirmek zorunda kaldıkları haber olarak kamuoyuna aktarılmıştır. Haber çekimi sırasında kameraman ve program yapımcısı da şiddete maruz bırakılmışlardır.'

Başsavcılığın ilgisizliği

'Haber Özel Programı' yapımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Öner ile yapılan görüşmelerden Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kendilerini arayıp bilgi ve belge talep etmedikleri öğrenilmiş bulunmaktadır.

Silivri Cumhuriyet Başsavcısı tarafından söz konusu habere konu olaylarda soruşturma başlatılmasını gerektirecek bir yön olmadığı, konunun idari olduğu ve Bölge Çalışma Müdürlüğü elemanlarının gereğini yaptıkları ayrıca şikayetçi birileri (dayak yiyen veya alıkonan vb.) var ise onların şahsen başvurmaları gerektiği, yani tüm olayların şikayete bağlı suçlardan olduğu ifade edilmiş ve bu nedenle de soruşturma açılmadığı belirtilmiştir.

Ancak söz konusu haber programı seyredildiğinde açıkça görüldüğü üzere TCK 477, 179, 456, 476 vb. maddelerinin orada çalışan ve 'çavuş' olarak nitelendirilen kişilerce ihlal edildiği ve bu fiillerin şirket yöneticilerinin emir ve talimatları ile gerçekleştirildiği açıkça ortadadır.'

Savunmasız çocuklar

'Çocukların yaşı itibariyle zorunlu eğitime tabi olmaları ancak fabrikadan dışarı çıkışlarının da yasak olması nedeniyle eğitimlerini de tamamlamaları mümkün bulunmamaktadır.Ayrıca çocuklar bu çalışma biçimine ailelerin rızaları ve hata zorlamaları ile katılmaktadırlar.Bu nedenle kendilerini savunmaları imkansız bulunmaktadır. Bu nedenle Silivri Cunhuriyet Başsavcılığı bu durumda bizzat harekete geçmek zorundadır. Halen soruşturma başlatmamış olması dahi durumun vehametini ortaya koymaktadır.

Bu nedenle İstanbul’un ortasında gerçekleştirilen bu köle ticaretine bir son verilmesi için Adalet Bakanı olarak şahsınızın konunun üzerine eğilmesini ve gerekli hukuki ve idari girişimleri başlatmasını saygılarımla talep ederim.’

Bu mektubu mutlaka gönderin.

Bu ayıptan hep birlikte kurtulalım.

Servisler değil veliler suçluymuş!

MİLLİ Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun okul servisleri hakkında ahkam keserken, 'bu konuda asıl sorun, ailelerin çocuklarını en yakın okula göndermemelerinden kaynaklanıyor' demesi herkes gibi beni de çıldırttı.

Sayın Bakan herhalde köy veya kasabada geçmiş olması muhtemel çocukluk günlerinin etkisinde kalmaya devam ediyor.

Bırakın İstanbul’u, Ankara’da bile, hele karda kışta, insan çocuğunu okula gitsin diye sabahın köründe trafik canavarlarının cirit attığı sokaklara bırakır mı?

Mesafe uzun ya da kısa olsun, servis aracı ihtiyacı ortadan kalkmıyor.

* * *

Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı’nın okul servislerine talip olması, ufukta görünen en iyi çözümün müjdesini oluşturuyor.

Teorik konuşunca 'bu belediyenin işi mi? Bu işler özel sektöre bırakılmalı' diyenlere bir hatırlatma: Belli bir ölçeğe ulaşamayan özel sektörün ciddiyetle maalesef bir ilişkisi olmuyor, olamıyor. Ceremesini de biz çekiyoruz.

BJK’deki anlaşılmaz sukut

YUKARIDAKİ mektubu okudunuzsa, ilgili televizyon programını seyretmemiş olsanız bile durumun vahametini görmüş olmalısınız.

Bunu geçen haftaki yazımda da dile getirmiştim. İstanbul’un bir ilçesinde 2000 yılında yapılan köle ticareti müthiş bir utanç tablosu oluşturuyordu.

Köle taciri ise Ahmet Hamoğlu. Bu kişi aynı zamanda Beşiktaş Jimnastik Kulubü gibi son derece onurlu bir geçmişi olan bir spor kuruluşunun futboldan sorumlu asbaşkanı.

Benim iddiam, bu köle tacirinin Beşiktaş’a para vererek kendisine itibar kazanmaya çalıştığı.

'Böylelerine alet olan Beşiktaş kulubü bir imaj yıkama fabrikası mı?' diye sormuştum.

Sukut ikrardan gelircesine susulmuş olmasını -Galatasaraylı olmama rağmen- bir türlü kabul edemiyorum.

Yoldaki dev ekran

ZİNCİRLİKUYU’dan neredeyse her gün geçiyorum. Yol üzerinde sürekli bir şeyler gösteren dev ekrana baktığımda müthiş bir öfke duymuştum. Nedeni de açık: Ekran dikkat çekiyor -ki onu oraya koyanlar da Allahtan başka bir şey istediklerini söyleyemezler herhalde- ve bu haliyle de trafik kazalarına davetiye çıkarıyordu.

Milliyet’ten Meral Tamer tehlikeye dikkat çekti.. Şimdi de ekran Doğuş Holding tarafından kaldırılıyormuş.

Tavır meselesi

Konuyu gündeme getirme nedenim, Doğuş Holding Optik ve Elektronik Genel Müdürü Bülent Okandar’ın Meral Tamer’i dev ekranının yerinde kalması için ikna etmeye çalışmış olması.

Kamu yararından habersiz, tek doğrunun kendi şirketinin çıkarları olduğunu bu düzeyde bir yönetici nasıl söyleyebilir? Sayın genel müdür kendi şirketinden önce optiği düzgün bir gözlük alıp taksın. Olup bitenlere de ondan sonra bakmaya devam etsin.

Tabii aynı öneriyi, dev ekran için '’Biz sabit reklam panosu zannediyorduk’diyen Beşiktaş Belediye Başkanı sayın Yusuf Namoğlu için de farklı ama kolayca anlaşılır nedenlerle yineleyeceğim.

Bu arada, yanlışı düzeltmekte tereddüt etmeyen Doğuş Holding İcra Kurulu Başkan Vekili Süleyman Sözen’e de teşekkür ederiz.

TEL: 677 04 25

FAKS: 677 04 21

E-MAİL: tsavkay@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları