Köpeklerimizin yaşa, ırka ve fiziksel faaliyetlerine göre günde birkaç defa nitelikli ve yeterli şekilde beslenmeleri gerekmektedir. Doyurmak ve beslemek birbirinden farklı kavramlardır. Dostlarımızın beslenmesinde onların yaradılışına uygun bir şekilde dengeli ve kaliteli besinlerin tercih edilmesi uzun ve sağlıklı bir ömür sürmelerini sağlayacaktır. Beslenmenin eksik, fazla ya da niteliksizliği birçok hastalığa neden olabileceği için dikkate alınması gereken ve bizim sorumluluğumuzu ilgilendiren bir konudur.
Gelişim bozuklukları: Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde köpeklerin yetersiz ve niteliksiz besleniyor olması, ortopedik bozukluklar başta olmak üzere bağışıklığın düşerek direncin kaybolmasıyla birçok hastalığa neden olabilmektedir.
Bireysel alerjiler: Bazı besin maddeleri bazı köpeklerde bireysel duyarlılığa bağlı olarak alerji kökenli hastalıklara neden olurlar. Bu tür durumlarda alerjiye neden olan besinin tespiti ve köpeğin rasyonunda uzaklaştırılması elzemdir.
Obezite: Köpeklerin günlük kalori ihtiyaçlarının üzerinde beslenmeleri, öğünlerinde aşırı yağ ve karbonhidrat içeriklerinin kullanılarak egzersizlerinin düşük olması onların kontrolsüz kilo alımına ve peşi sıra en tehlikeli hastalıklardan biri olan obeziteye yakalanmalarına neden olmaktadır.
Mide dönmesi: Özellikle büyük ırk köpeklerin uzun süreli açlık sonrası yüksek miktarlarda öğün tüketmesi bu tehlikeli ve ölümcül hastalığı tetikleyebilmektedir.
Gıda zehirlenmeleri:
Ancak onların da kendi doğal yapılarına bağlı olarak hoşlanmadıkları ve onları kızdırabilecek durum ve davranışlar da söz konusudur. İnsanla olan ilişkisinde köpeğin kızarak vereceği reaksiyonlar genellikle bizlerin onları iyi tanımamamız sonucunda şekillenir ve suçlanan yine onlar olur. Köpekle aramızdaki ilişkinin bozulmaması için onları neyin kızdıracağını bilmek uyumlu bir birliktelik için önemlidir.
Uyurken rahatsız edilmek: Köpekler doğaları gereği her an reaksiyon vermeye hazır şekilde uyurlar. Dinlenme anında ve uyurken rahatsız edilmek onları kızdırabilir.
Yemek yerken rahatsız edilmek: Köpekler özünde avcı hayvanlardır. Hayatta kalabilmesi avını kaptırmamakla mümkündür. Yemek ya da kemik yerken yapılacak yaklaşımlar ve manipülasyonlar onları sinirlendirebilir.
Yabancılar tarafından sevilmek: Köpekler tanımadıkları insanların sevilmek, sarılmak gibi yaklaşımlarından hoşlanmazlar. Bu kısıtlayıcı hareketlere reaksiyonla karşılık verebilirler.
Sahiplerini ve bölgeyi koruma isteği:
Sayıları her ne kadar yetersiz de olsa bu parklar köpek sahipleri tarafından yoğun bir şekilde kullanılmakta. Peki dostunuzun özgürce koşup oynaması için her gün ziyaret etmeyi planladığınız bu parklar, dostunuz için hangi riskleri içermekte.
-En başta sayılarının yetersiz olmasına bağlı olarak belli bölgelerdeki köpek parklarında aşırı bir yığılma söz konusu olabiliyor. Genişlik olarak yetersiz olan bu parklar aşırı köpek sayısına bağlı olarak dostunuz için stresli ortamlar haline gelebiliyor.
-Birbirinden çok farklı karakterde olan köpeklerin bir araya getirildiği yerler olan bu parklar bazen onlar için zorunlu birliktelik alanları olabiliyor. Birbirlerine karakter olarak uyumlanamayacak köpeklerin de bir araya getirildiği bu ortamlarda bazen yaralanmalarla sonuçlanan anlaşmazlık ve kavgalar şekillenebiliyor.
-Özellikle bu parklarda birçok köpek, tuvalet ihtiyacını da karşıladığı için her ne kadar dışkılar toplansa da ortamda mutlaka bir hijyen problemi doğmaktadır. Bu duruma sorumsuz ve köpeğinin dışkısını toplamayan hayvan sahipleri de eklendiğinde ortam hem dostunuz hem de sizin için sağlık açısından riskli bir hale dönüşebiliyor.
-Dostunuzun sosyalleşmesi ve arkadaşlarıyla buluşması hedefli kullandığınız bu parklar bazen maalesef sadece köpek sahiplerinin sosyalizasyon alanlarına dönüşebiliyor.
Evde yaşamanın getirebileceği birtakım riskleri belirleyip önlem almak onlar adına bizim sorumluluğumuzda olmalı. Peki evde yaşamak onlar için ne tür tehlikeler içerir ve nasıl önlem almalıyız.
Kaygan zeminler: Evlerimizdeki parke ve ıslak zeminler dört ayaklı dostlarımız için risk oluşturabilir. Bu tip zeminlerde onlarla oyun oynamak, koşturmak bir takım ortopedik problemlere sebep olabilir. Kayarak düşmeler ve çarpmalar sonucu kazalar yaşanabilir. Onları ev içerisinde bu tip zeminlerde kontrolsüz harekete provoke etmemeliyiz.
Zehirlenmeler: Ev içerisinde yetiştirilen salon bitkileri, açıkta bırakılan kimyasal içerikli temizlik malzemeleri, ortalıkta bırakılan ilaç-tütün-çikolata ve bunun gibi maddeler dostumuz tarafından yenildiği takdirde tehlike oluşturabilir. Bunların önlemlerini alarak ev içerisinde ortada riskli olabilecek şeyleri bırakmamalıyız.
Elektrik çarpması: Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde olan köpekler bir şeyler kemirmeye meraklıdırlar. Açıktan geçen elektrik kabloları yere yakın bölgedeki prizler onların ilgisini çekerek risk oluşturabilir. Tüm bunlara karşı önlem almak dostumuzun talihsiz bir kaza yasamasını önleyecektir.
Düşmeler: Özellikle yüksek katta oturanlar için açık pencereler alçak tırabzanlı balkon gibi kurgular, meraklı dostlarımız için yüksekten düşmeyle sonuçlanabildiğinden oldukça tehlikelidir. Tüm bunların önlemini almak gerekir.
Tıkanmalar:
Sevimli kedi video’ları, akrobatik hareketler yapan köpekler, şarkılar mırıldanan papağanlar, eğlenceli aktivitelerde bulunan kemiriciler... Tüm bu evcil hayvanların fotoğraf ve video’larının oluşturduğu etkileşim ve izlenme oranlarının yüksekliği daha fazla içeriğin üretilmesini tetiklemekte.
Peki seyrederken tebessüm ettiren, eğlendiren ve bazen de hayrete düşüren dostlarımız bu durumdan ne kadar ve nasıl etkileniyor?
SUNİ MANİPÜLASYON
* Yüksek etkileşim aldığı için şapka, gözlük takılmış, insan kıyafetleri giydirilmiş bir köpeğin, bizim izlerken aldığımız keyfi ve eğlenceyi yaşamadığı aşikârdır. Bu suni manipülasyon, kediyi ve köpeği pek tabii ki rahatsız eder. Bu tip uygulamalar bir çeşit hayvan suistimali değil midir?
* Poz vermeye ve görüntü yakalamak hedefli baskı altına alınan, kısıtlanan, fiziksel ve davranışsal zorlamalara maruz kalan dostlarımız sizce bizler kadar keyif alıyor mudur?
* İlgi çekmesi ve çok izlenmesi amaçlanarak özellikle köpeklere yaptırılmaya çalışılan tehlikeli akrobasi numaraları esnasında acaba bilmediğimiz, görmediğimiz kaç köpek ciddi sakatlıklar yaşadı?
Eğitim, köpekle insanın tür dışı birlikteliğindeki uyumu güçlendiren faktörlerden önemli olanıdır. Doğduklarından bir süre sonra başlayan öğrenme ve eğitim sürecinin aşamalarını şu şekilde sıralayabiliriz.
Anne ve kardeşlerle öğrenme: Yavru, 3 haftalık olduktan sonra ilk iletişim kurduğu anne ve kardeşlerinden ilk öğretileri edinmeye başlar. Statü kavramlarının temelleri ve ısırma davranışının baskılanmasının öğrenilmesi bu dönemde gerçekleşir. Bu dönemin yol göstericisi ve öğretmeni anne köpektir.
Yetiştiricinin öğretileri: Anne ve yavruların bakım ile beslenmelerinden sorumlu olan yetiştiricinin bu dönemdeki manipülasyonları, tür dışı ilişkinin temellerini oluşturur. Temasa alışma ve güven oluşumu gibi öğretiler bu dönemin getirileridir.
Sahibin öğretileri: Sahiplenme ile birlikte kalıcı ilişki, öğrenme ve eğitim başlamış olur. Bu evrede sahibin bilinçli ve pozitif yönlendirmeleri ile edimsel kazanımlar başlar. Köpeğin hayatındaki baş öğretmen onu sahiplenen ve birlikte hayatı paylaştığı kişidir. Öğretiler, eğitimin köpeğin zihninde oturmasında en etkin rolü oynar. Tuvalet terbiyesi, ev ve gezinti kuralları, tasma kayış alışkanlıklarının edinilmesi ve çevreye uyum öğretileri bu dönemde sahip tarafından kurgulanmalıdır.
Okullar ve kurslar: Köpeğin ve sahibinin eğitimi, hedefli olarak işin ehli olan kişilerden alınacak profesyonel yardımlar, ikilinin uyumu açısından faydalı olacaktır. Bu kursların pozitif temelli ve iş birliği hedefli olması çok önemlidir. Baskı ve örseleyici kötü tecrübeler, dostumuzun kalıcı davranış problemleri edinmesine neden olabilir.
Köpekler hayatlarının her evresinde öğrenmeye ve eğitime açık canlılardır, yeter ki buna kaliteli zaman ayırarak sabır ve tolerans göstererek davranalım.
Her durumda köpeklerimiz için bayram süresince bazı olgulara dikkat etmemiz önemli.
- Köpeğinizle tatil yolculuğuna birlikte çıkıyorsanız, aşı karnesini, tatil boyunca ihtiyacını karşılayacak kadar mamasını, acil durumlar için ilk yardım çantasını ve favori oyuncaklarını yanınıza almayı unutmayın.
- Tatilinizi geçireceğiniz otel ya da pansiyonun köpek dostu olduğundan önceden emin olun ve şartlarını gözden geçirin.
- Gerekli olması halinde gideceğiniz bölgedeki veteriner kliniklerini tespit ederek bayram süresince açık olup olmadıklarını kontrol edin.
- Eğer köpeğinizi birilerine emanet ederek tatile çıkıyorsanız, kalacağı yer bir köpek oteli ise önceden dostunuzla ziyaret ederek ortamı ve şartları kontrol edin.
Yuva olduğunuz köpeğinize en iyi şekilde bakmak ve yetiştirmek, onun rutin ihtiyaçlarını karşılamak en başta gelen görevinizdir. Tür dışı bir canlının bakımı ve yetiştirilmesi, kulaktan dolma bilgilerle yapılmamalıdır. Köpeğinizi tanımak ve ona en iyi şekilde bakmak için doğru kaynaklardan bilgi edinmek önemlidir. Kalıplaşmış doğru bilinen yanlışlardan kaçınmak dostumuzun mutluluğu ve refahı için gereklidir.
SABIRSIZ VE TOLERANSSIZ OLMAK
Tür dışı bir canlı olan köpeğin insan hayatına adaptasyonu zaman ve yardım gerektirir. Köpeğinizin yaşantınıza uyumlanabilmesi birdenbire olmayacaktır. Bu süreci yönetirken çabuk sonuç beklemek erken pes etmenize neden olur. Köpeğinize zaman tanımak ve onu doğru yönlendirmek işleri kolaylaştıracaktır.
CEZA SİSTEMLERİ
Köpeğinizle aranızda güven ilişkisi oluştururken baskı ve fiziksel cezalardan kaçınmalısınız. Bu tip uygulamalar aranızdaki ilişkiyi zedeleyeceği gibi köpeğinizi de mutsuz eder.
AZ GEZDİRMEK