×
Sonunda olacağı buydu; yıllardır bir türlü sağlıklı yapıya kavuşturulamayan Süper Lig maçlarının yayını konusuna kulüpler el koydu. Kulüpler Birliği Vakfı, 5 Temmuz’da kendi genel kurulunu yaptıktan hemen sonra Süper Lig A.Ş’yi kurmak için gerekli yasal işlemleri başlatacak. İlk hamle olarak da yayın işine el atacaklar. Bununla ilgili olarak son 2 ayda Türkiye’den ve yurt dışından çok sayıda firma ile görüştüler, sunum yaptılar. Ağustos ayında bu firmalarla bir kez daha masaya oturacaklar. Kulüplerin bu işe bizzat müdahil olmalarının gerekçeleri şöyle:
YAYINCIYA TEPKi
1- Yayıncı kuruluş beiN Sports, son 3 yılda yaklaşık 500 milyon doların üstüne yattı. ‘Zarar ediyoruz’, ‘Pandemi var’ gibi gerekçeler öne sürerek bu rakamı sildirdiler.
TEMiNAT NEREDE?
2- Ortada teminat mektupları bile yok.
iSiM SPONSORU YOK
3- Süper Lig’in pazarlamasını doğru dürüst yapamadılar, koca ligin bir isim sponsoru yok.
ABONELER AZALIYOR
Bundan yaklaşık bir ay öncesiydi... Hürriyet Gazetesi’nin manşetinden, yani bu satırlardan, “Son 8 hafta araştırılsın” başlığıyla TFF’ye yapılan flaş bir başvuruyu duyurmuştuk. Hani o gündeme bomba gibi düşen, Kulüpler Birliği Vakfı’nın ‘eksiksiz imza ile’ TFF’ye gönderdiği mektup hadisesini. Ve üzerinden 4 hafta geçti. Gelinen nokta; artık top şike ve teşvik hadiselerini inceleyen Etik Kurulu’nda!
TFF, bu talep üzerine, başvuruyu yapanlardan iddialarıyla ilgili bilgi ve belgelerini TFF ile paylaşmalarını talep etti. İddialar malum... İddia sahipleri de... Sanırım başta “Ben bu galibiyet kutlamasının sebebini ölene dek araştıracağım” diyen Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi olmak üzere, bazı kulüp başkanları önümüzdeki günlerde bu mektubun kaleme alınmasına sebep olan iddialarıyla ilgili bilgi ve belgelerini paylaşmak üzere Etik Kurulu’nun huzuruna çıkacak. Duyumlarını, varsa bilgilerini ve belgelerini kurulla paylaşacak. Sonrası artık TFF yargı organlarının bileceği iş.
AHMET NUR ÇEBİ'NİN ÇEKİLME SEBEBİ
VE beklenen oldu, sayın Ahmet Nur Çebi Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı’nı bırakma kararı aldı. Bu bizler için sürpriz olmadı. Çünkü bunu, hatırlarsanız bir süre önce “Mektup kulüpler birliğini çatırdattı” başlığı ile yine bu satırlardan sizlere duyurmuştuk. Dediğimiz gibi bunun başlıca sebebi o malum mektup olayı sonrası bazı başkanlar arasında yaşanan fikir ayrılıkları ve tartışmalar.
Bir diğer sebep de Çebi’nin harcama limiti konusundaki talebinin TFF’den ikidir veto yemesi.
Peki neydi bu talep? Avrupa kupalarına katılan takımların UEFA’dan alacakları paranın tamamının harcama limitine eklenmesi. Bunu karşılık TFF’nin “Bunun sadece 3’te birini kullanabilirsin” demesi. Çebi’nin de “İki yıl banka (kredi) ödememiz yok. Bunun 3’te 2’si kenarda duracağına verin kullanalım” karşılığını vermesi. Ve yine yabancı kararı konusundaki TFF’nin Kulüpler Birliği’ni, kendilerine göre hiçe sayan tavrı. Çebi’nin bırakma sebepleri bunlar.
SON BAŞKAN AĞAOĞLU
Üç gün önce Kulüpler Birliği’nin TFF’ye gönderdiği şok mektubu gündeme getirmiştik. Hani şu Süper Lig’in son 8 haftasının incelenmesinin istendiği mektup. Sonrası malum ortalık toz duman...
Öyle ki; duyduğuma göre olayın boyutu bazı başkanların “Yeter artık” diyerek Kulüpler Birliği’nden istifayı düşünmelerine kadar varmış. Hatta ve hatta sayın Ahmet Nur Çebi’nin de önümüzdeki günlerde Kulüpler Birliği Başkanlığı’ndan istifa edeceği söyleniyor. Sebep de, mektubun kamuoyuna yansıması ve sonrası yaşanan gelişmeler.
‘GERi ÇEKELiM’ DENDi
Nedir bu gelişmeler? Haberimizin kamuoyunda bulduğu yankının ardından sükuneti sağlama adına bazı başkanların ortaya çıkarak “İsterseniz gelin bu mektubu geri çekelim” teklifini getirmeleri.
Sebep olarak da; içinde bulundukları yayın krizi dahil birçok sorunla boğuşan Türk futbolunun yeni bir tartışmayı kaldıracak güçte olmaması. Tabii buna başta ‘ezeli rakipler’ olmak üzere bazı kulüplerin tepki vererek ‘Olmaz’ demeleri. Haliyle bu durumdan en çok rahatsızlık duyan Başkan Çebi olmuş ve istifayı düşünmeye başlamış.
TEKLiFi KiM GETiRDi?
Bu arada Kulüpler Birliği’nde “TFF’den böyle bir talepte bulunalım” diyen teklifi getiren başkan kim, belli değil! Yakında çıkar ortaya. Çebi olmadığı kesin. O sadece bu teklife ilk imza atan kişi. Ama belli olan bir şey var ki; mektup çekilse bir dert, çekilmese bir dert...
GÜLER MiSiN AĞLAR MISIN?
“Hürriyet Gazetesi’nin bugün yayımlanan nüshasında, asılsız ve ahlaksız iddialardan oluşan birer yazı kaleme alan ‘Kaybedenler Kulübü’ kalemşorlarını şiddetle kınıyoruz.”
İmza: Beşiktaş Spor Kulübü Aslında bu imza Ahmet Nur Çebi’ye ait. Onun ilgisi ve bilgisi dahilinde yayınlanmış bir yazı. Peki biz ne yazdık:
Kulüpler Birliği Vakfı, bizzat Ahmet Nur Çebi’nin imzaladığı bir mektup hazırladı. Süper Lig’in son 8 haftasının incelenmesini istedi.
Galatasaray, TFF’ye başvurdu. Hataysporlu Billong ile ilgili iddiaların araştırılmasını istedi.
Bu iki haberin altında benim ve Ali Naci Küçük’ün imzası var. Bu durumda şunu sormak hakkımız. Acaba bahse konu haberde gündeme getirdiğimiz;
- Kulüpler Birliği’nin ligin son 8 haftasının TFF’nin ilgili kurulları tarafından incelenmesini istediği bilgisi asılsız mıdır? Yine;
- Galatasaray Kulübü’nün Hataysporlu Billong’la ilgili ‘elde ettiği bilgiler’ eşliğinde üç gün önce hem TFF’den hem de UEFA’dan resmi yazıyla soruşturma istediği bilgisi asılsız mıdır?
Süper Lig bitti, üzerinden de iki hafta geçti. Yeni umutlar, yeni transferler, yeni sezon heyecanı derken Riva’ya adeta bomba gibi bir mektup düştü.
· Mektubu gönderen: Kulüpler Birliği Vakfı.
· Gönderildiği adres: Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu.
· Konu: Türkiye Futbol Federasyonu Etik Kurulu tarafından 2020-21 sezonunun son 8 haftasıyla ilgili şike, teşvik vs. iddialarının araştırılması.
Başlıca sebep, yani mektubun çıkış noktası; Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin bazı kulüpleri zan altında bırakan o açıklamaları. Çebi gibi bazı kulüp başkanı, yönetici, teknik adam ve futbolcuların bazı maçlar, futbolcular, kaleciler ve hakemler hakkındaki ilgili imaları.
ÇEBİ'NİN SÖZLERİ TEPKİ GÖRDÜ
· Talep; Çebi’nin “Ölene dek araştıracağım” dediği Karagümrüklü futbolcuların sevinç gösterisi ve benzer konular için Etik Kurulu’nun göreve davet edilmesi. Hem de tüm kulüpler tarafından.
Meğerse konu 2-3 haftadır gündemdeymiş. Sebebi de sayın Çebi’nin açıklamalarının birçok kulüpte tepkiye yol açmış olması. Bu başkanlar da bu tepkilerini 21 kulübün başkanının kullandığı WhatsApp grubunda yazılı olarak ifade edip tüm kulüplere çağrı yapmışlar. “Ya bu konuda inceleme ve gereğinin yapılması talebimizi Kulüpler Birliği olarak yapalım ya da bizler bu konuların, iddiaların incelenmesi için bireysel olarak Etik Kurulu’na gideceğiz” demişler. Ve sonunda bu işten rahatsızlık duyanların, tepkili olanların sayısı giderek artınca konu da ‘ortak karar’ haline gelmiş.
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Sayın Serdar Tatlı’nın kupa töreninde kürsüde ne işi var? Serdar Tatlı ve TFF Başkanı Nihat Özdemir’den başka bu işi ‘normal’ karşılayan tek bir Allah’ın kulu yok. Hem de Beşiktaş’ın maçında siyah beyazı andıran o kravatıyla… Olacak şey mi bu? Bu, ateşe benzin dökmekten başka bir şey değil Sayın Nihat Özdemir başkan.
Kafaya koymuş Serdar Tatlı başkan... “Ben teammül meammül anlamam” diyor. Görev aldığı günden bu yana da sürprizlerine ve ilklere her geçen gün bir yenisini ekliyor. Tıpkı o VAR’da hata yapan hakemini maç için gittiği şehirde otelden aldırması gibi... Tıpkı iki gün önceki Ziraat Türkiye Kupası finali sonrası kupa töreni seremonisinde yer alması gibi...
Görenleri şaşırttı Serdar başkan... Herkes hayrette... “Var mı bir örneği?” diye eski MHK başkanlarını aradım. Onlar da şaşırmış vaziyette. Bu işi ‘normal’ karşılayan tek bir Allah’ın kul yok. Serdar Tatlı ve TFF Başkanı Nihat Özdemir’den başka.
Zaten örneği de yok yeryüzünde. Ne bir başka ülkede, ne FIFA’da, UEFA’da. Yeni köye yeni adet getirmiş bizimkiler!
Hele hele her haftası hakemlerin konuşulduğu birçok iddia ve yakıştırmanın yapıldığı böyle bir sezon sonrası...
Olacak şey mi bu? Sayın Serdar Tatlı’nın kupa töreninde kürsüde ne işi var? Hem de Beşiktaş’ın maçında siyah beyazı andıran o kravatıyla... Olacak şey mi bu? Bu, ateşe benzin dökmekten başka bir şey değil sayın Nihat Özdemir başkan.
TFF AYAR ÇEKTi, CENK SAHAYA iNDi
Dedik ya, bu yıl Türk futbolu için ‘ilk’lerin yılıydı diye... Federasyon yönetiminden, MHK’sına; Tahkim Kurulu’ndan PFDK’sına kadar... Bir hafta olsun ki, Riva’dan skandal bir karar duymayalım. Yok. Ne izin ne de resmi tatil dinliyorlar her hafta bir bombaya imza atıyorlar. Mesela rakip futbolcunun eşine küfür ettiği gerekçesiyle iki farklı eylemden 3 maç men cezasına çarptırılan Cenk Tosun’la ilgili çekilen ayar gibi...
Kendi takımına karşı direnç gösteren rakiplerine; “Umarım aynı direnci rakiplerimize de gösterirler” diyen...
Kendi takımına karşı galibiyet elde eden rakibin sevinmesine de; “Bu maç sonu sevincinin sebebini merak ediyorum. Ve ölene kadar bunun takipçisi olacağım” der elbette!
Haliyle bunları telâffuz eden o kulüp başkanın, teknik adamı da; maçın bir gün ertelenmesi taleplerini reddeden rakipleri için “Acaba bunu reddetmelerinin arkasında ne yatıyor, ne var, merak ediyorum?” der.
O da başkanı gibi arka planda bir şeyler arar.
Peki üst aklı böyle olan bir kulübün, futbolcusu bundan geri kalır mı? Hâliyle o da maçtan sonra teşvikten, ekstra primden, ondan bundan bahseder.
Kısaca başkanından yöneticisine; hocasından futbolcusuna zihniyet aynı Beşiktaş’ta. Sebebi de “Dur” diyenin çıkmamasıdır.
Üzücü olan ise saha dışındaki bu tavrın, sahada büyük bir özveri ve mücadele gösteren siyah beyazlı futbolcuların emeklerine gölge düşürmesidir.
Hakeminden federasyonuna, sahadakilerden şampiyonluk için yarıştığı rakiplerine kadar her hareketin ya da kararın altında illa farklı bir şey arama çabası niye?
Malum bizim yaşadığımız futbol ortamı da pek sağlıklı değil. Hatta ‘pek’i bile fazla, hiç değil! Maalesef bu sağlıksız ortam her geçen gün futbolumuzu öldürmeye de devam ediyor. Hani diyorum; futbol federasyonumuz da bundan esinlenerek şu yaptıkları açıklamalarla futbolumuzun sağlığını bozanlara karşı benzer şekilde onların da ‘çenelerini kapatacak’ bir dizi radikal kararlar alsa... Fena mı olur?
Bu sayede futbolumuz da sağlıklı bir ortama kavuşur. Değil mi?
SEVİYE BU KADAR DÜŞMEMİŞTİ
Şöyle geriye dönük hafızanızı bir yoklayın bakalım, futbolda seviyenin bu kadar düştüğünü, markasının ayaklar altında olduğu bir yıl hatırlıyor musunuz hiç?
Koca koca adamların çocukça davranışlarını... Sosyal medyadan beslenerek sorumluluklarını unutup taraftar ağzıyla konuşmalarını... Transfer peşinde koşar gibi algı peşinde koşmalarını... Twitter’daki iddiaları kendilerine kaynak yapmalarını... Teknik direktörlerin teknik adamlığı bırakıp birer hakem analizcisi kesilmelerini... Futbolun sahadan çok masa da oynanan bir oyun haline geldiğini...
Futbolculardan, teknik adamlardan çok yöneticilerin konuştuğu, spor sayfalarının kravatlı kişi profillerinden ekonomi sayfalarını andırdığı günlere döndüğü...
PANDEMİ ÖNCESİ ÇOK MU DEĞERLİYDİ?
Hakemin ‘militan’ olarak anıldığı, silahın telaffuz edildiği, yeryüzünde başka bir futbol ülkesi var mıdır acaba?