Paylaş
Hem de “dokunulmazlık” gibi gelişmiş demokrasilerde genel bir anlayış birliğinin bulunduğu bir konuda bile uzlaşamıyoruz.
Gelişmiş demokrasilerde dokunulmazlık yasama faaliyetleri içindir, zaten adı da “yasama dokunulmazlığı”dır. “Kürsü dokunulmazlığı” da deniliyor.
Bizde böyle genel bir prensip olmadığından dokunulmazlıklar her zaman siyasi kavga konusu oluyor. İşte 17 Aralık soruşturması Meclis’e geldiğinde AK Partililerin oylarıyla reddedildi. Şimdi AKP terör suçlarında dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyor, MHP destek veriyor, CHP ve HDP ise “bütün dokunulmazlıklar kalksın” diyerek “kürsü dokunulmazlığı” fikrini savunuyorlar.
HAMLE, KARŞI HAMLE
Partilerin durumu makul ve kalıcı bir çözüm arama değil, konjonktüre göre “hamle” ve “karşı hamle” tavırlarıdır maalesef.
Muhalefet “bütün dokunulmazlıklar kalsın” deyince Başbakan dün “karşı hamle” yaptı, “meydan okuyorum” diyerek, Meclis’te bekleyen 500 küsur dosyanın tamamı için dokunulmazlıkların kaldırılmasını önerdi. Bunların içinde trafik cezaları da var!
Her bir dosya için teker teker işlem yapılması çok uzun zaman alarak Meclis’i kilitleyeceği için iktidar “Anayasa’ya geçici bir madde” koyarak bunu bir çırpıda sonuçlandırmak istiyor. Böyle bir anayasal düzenlemenin referandumsuz kabul edilmesi Meclis’ten 367 oyla geçmesine bağlıdır. Bu mümkün değil.
330 oya ulaşılması da çok zor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, terör dosyalarını 500 küsur dosya içinde ele almanın terör suçlarını sıradanlaştıracağını söyledi. MHP, sadece HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasına destek verecek.
Kaldı ki, AK Partili bazı Güneydoğulu milletvekilleri de ret oyu verebilir veya oylamaya katılmayabilir.
‘DUYGUSAL KOPUŞ’
Görünen odur ki, iktidar en azından şimdilik sadece HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırma imkânına sahiptir.
Fakat ortada önemli bir soru var: Sadece bazı HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırarak onları hapse koymak caydırıcı olur mu? Yoksa tam tersine “duygusal kopuş”u büsbütün derinleştirir mi?
Başbakan Davutoğlu, 2014 yılında şehirlerde KCK’ya karşı yapılan operasyonların “yarayı derinleştirdiğini” söylemişti. (18 Ekim 2014) Şimdi, sırf HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırmanın da “yarayı derinleştireceğini” elbette düşünüyor olmalıdır. Nitekim hükümetin “dokunulmazlıklarını kaldıralım ama tutuklanmasınlar, yaka paça olmasın” gibi formüller araması gösteriyor ki, bu riskin farkındalar.
AK PARTİ PROGRAMI
HDP’ye oy veren kitlesinin psikolojisi iyi yönetilmeden terörle mücadelede iyi sonuç alınamaz; 30 yıldır görüyoruz bunu.
Radikal hareketleri, siyaset biliminde fevkalade önemli bir kavram olan “parlamento dışı”na itmenin riskleri son derece önemlidir; çok iyi düşünülmelidir.
Bu durumda, dokunulmazlıklar konusunda ne yapmalı? Bence doğru çözüm AK Parti’nin 2001 yılında kurulurken millete açıkladığı “Parti Programı”nda bunun cevabı var: Milletvekili dokunulmazlığını vekillerin parlamento çalışmalarıyla sınırlamak! (Bölüm 2-2)
Bu çok doğru formül, gelişmiş demokrasilerdeki “yasama dokunulmazlığı” kavramına da uygundur. O zaman kimsenin kimseye söyleyeceği kalmaz, hiçbir suç şüphesi soruşturmasız da kalmaz. Dokunulmazlıklar kavga konusu olmaktan çıkacağı gibi HDP’lilerin de söyleyeceği söz olamaz.
Şimdi sadece bazı HDP’lilerin dokunulmazlığı kaldırıldığında tabanlarına “bu devlet...” diye konuşacaklar, “yarayı derinleştirme” ajitasyonlarını arttıracaklardır. Belki de içten bunu istiyorlar!
Paylaş