Arkadaşımız Fatma Aksu’nun Mekke’den bildirdiğine göre Görmez Hocamız “Cemaatleri siyasetin göbeğinde, ticarette, futbol ve şikede görmemeliyiz” diyor.
Çok doğru fakat eksik; siyaset de cemaatlerden uzak durmalı.
Cemaatlerin böyle uyarı gerektirecek kadar siyasete girmelerinin sebebi, siyasi güç elde etme çabasıdır, bu ekonomik gücün de kapısı açıyor.
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın 31 Ağustos’ta Türkiye’nin ÖSO ile birlikte Suriye’de 400 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldığını söylemişti.
İki hafta sonra, TSK’nın açıklamasında kontrol edilen alanın 845 kilometrekareye ulaştığı belirtildi.
Bunun en önemli siyasi ve insani sonucu, Cerablus halkının geri dönmesidir. 2011’den beri Suriye coğrafyasında ilk defa Cerablus’ta halkın bayram yapmasıdır.
Çok iyi bir insani örnektir bu. Türkiye’nin elini de güçlendirdi. Keşke Ankara “tarih coğrafyayı değiştiriyor” yanılgısına düşmeden baştan beri “dostlarını artırmak” politikası izleseydi, değil mi?
Çoğu HDP’li olan 28 belediye başkanının görevden alınıp yerlerine “atanmış” görevlilerin konulmasından bahsediyorum.
Bu konuda Anayasa Mahkemesi’ni bile işlerine gelmeyince “atanmışlar” diye aşağılayan kalemşorlar ne der bilmiyorum ama ben şunu diyorum:
Sandıktan çıkanlar da hukuka uymak zorundadır.
Hukuk herkesten, her güçten üstündür modern devlette.
Filmi iki sebepten önemsiyordum: Yazar Lew Wallace’ın Ben-Hur adlı romanı, 19. yüzyıldaki “Hıristiyan Rönenansı”nın simge eserlerinden biridir...
İkincisi, Ben-Hur romanı önce 1926, ardından 1959’da filme alınmıştı. 1967’de seyretmiştim; Ben-Hur rolünü Charlton Heston gibi büyük bir sanatçı oynamıştı.
Film için o zaman 76 milyon dolar gibi rekor bir harcama yapılmıştı.
Hayatımda hiç unutmadığım, video ve DVD’lerini defalarca izlediğim filmlerden biridir. Yeni versiyonu nasıl diye çok merak ediyordum.
Kurunun yanında yaşların da yanmasını “At izi it izine karıştı” diyerek eleştirdi. Valileri “Memurları açığa alma yarışına girmeyin” diyerek uyardı.
Görevden alınan memur ya da kamu görevlilerinin sayısı yetmiş bine yaklaştı. Öğretmenlik belgesi iptal edilenler dahil bunun kırk bini öğretmendir!
FETÖ veya PKK ile “iltisak ve irtibat” şüphesiyle.
Ağustos sonunda gözaltı ve tutuklama sayısı 30 bindi. Bunların içinde gazeteciler, hâkim ve savcılar, akademisyenler, işadamları var.
Ayıntabi Mehmet Efendi 17. yüzyılda yaşamış bir din bilgini. “Tibyan Tefsiri” diye ünlü bir kitabı var; dört cilt... 1956 yılında Latin harfleriyle yayınlandı.
Babam almış; aklım ermeye başladığında okumuştum. Güneşin dünya etrafında döndüğünü, Zühre (Venüs) gezegeninin günah işlediği için taşlaştırılmış bir eski melek olduğunu falan anlatıyordu!
Lise talebesiyim, içimde büyük bir tepki, zihnim allak bullak.
Sonra 1963-66 arasında yayınlanan 8 ciltlik bir tefsir kitabı; okuduğumda üniversitedeydim. Büyük fıkıh âlimi Ömer Nasuhi Bilmen’in “Kuran-ı Kerim’in Türkçe Meal-i Âlisi ve Tefsiri” adlı kitabı, 4. cildinin 1695. sayfasında “güneş ve ayın sürekli deveran ettiğini” yazdıktan sonra diyor ki:
“Güneşin deveranı (dönmesi) sayesinde fusul-i erbaa (dört mevsim) meydana gelir!”
“İranlılar Müslüman değil. Onlar Magi’nin çocuklarıdır ve Müslümanlara, özellikle Sünnilere düşmanlıkları eskidir.” (BBC, 6 Eylül)
Magi yani İslam öncesi İran’da Zerdüşt inancındaki rahipler sınıfı.
Nasıl derin bir düşman şartlanması; görüyor musunuz?
İran’ın dini lideri Hamaney, İranlı hacıların şeytan taşlama sırasında öldürüldüğünü iddia etmişti; Suudi müftü ona böyle cevap veriyor!
Yakın zamana kadar top atışından başka bir şey yapamayan Türkiye, Suriye’de 400 kilometrekare genişliğinde bir araziyi IŞİD ve PYD teröründen temizledi, denetim altına aldı. Şimdi G-20 Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, eli daha güçlenmiş olarak “95 km uzunluğunda, 40 km derinliğinde güvenli bölge kurulması”nı öneriyor.
Eskiden diplomasi alanında kalan bu talebin şimdi sahada karşılığı var.
Güvenli bölge kurulur veya kurulmaz, Türkiye’nin sınır bölgesini terörden temizledim diyerek kısa sürece Suriye’den çekilmesi beklenemez; IŞİD de PYD de geri dönebilir.
Fakat Suriye’de nereye kadar ve ne zamana kadar operasyon sürdürülebilir?